Rahmetli Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre bu tarz insan tiplemesini şöyle tarif eder:
“Davranışları ve takındığı tavırlar yüzünden sağduyulu kişiler nezdinde kendisini küçük düşürdüğünü ve gülünç kıldığını temyîz edemeyecek kadar idrâk ve görgü yoksunu ya da nefsine mağlûb olan kimseye zibidi denir. Zibidiler her ülkede ve toplumun her kesitinde rastlanılan marazî bir grup oluştururlar. Önemli olan bunların fert olarak kimler olduğu değil, fakat nasıl tesbit ve teşhis edilebilecekleridir. (https://ozemre.com/makaleler/zibidiler/ İslâm'da Aklın önemi ve Sınırı  başlıklı kitap,s. 267-270'de)
***
En yeniden eskiye doğru örnekler…
Kim olduğu/oldukları çok da önemli değil…
Bizim işimiz, zihniyetle…
Şahıslar değil…
Böylesi ezik kafaların aşağılık kompleksi yüzünden bu millet çok çekti.
***
Misal..!
İzmir Karşıyaka'da belediyeye ait Zübeyde Hanım Nikâh Salonu’nda kıyılacak nikâh öncesi bir vatandaş İslamî hassasiyet gereği, dua okumak istiyor.
Ancak belediyede görevli nikâh memuru dua eden vatandaşa müdahale ediyor…
Mikrofonu elinden alıyor.
Belediye Başkanı adına nikâh kıyacak memur vatandaşa haddini bildiriyor:
"Beyefendi lütfen burası resmi daire. Biz burada resmi nikâh kıyıyoruz. Dua okunmasına izin vermiyoruz. Lütfen evinizde yaparsınız."
Peh…Peh…
Baktı ki Müslüman vatandaş mikrofonsuz dua okuyor…
Görevli memur had bildirmeye devam ediyor: Duayı engellemek için müziğin sesini açıyor.
Söylenecek çok şey var.
Ama neyse…
***
Misal…!
Yıllardır belediye başkanlığı yapan birinin ezikliğine bakar mısınız?
Kendince “gerçeği “ dile getirmiş..!
Ne demiş bu zat: “"250 bin yıl sonra dahi Türkiye, Avrupa medeniyetini ve demokrasisini yakalayamaz. Çünkü biz çalışarak kazanma, Mercedes yapma en iyisini yapma noktasında genetik olarak böyle bir yapıya sahip değiliz yapamayız."
***
Misal..!
Diğer bir örnek de ikiyüzlü devlet görevlisi…
Ne demek istiyoruz?
Yakın zamanda meydana gelen hadisede…
Bayağı patırtı da kopmuştu.
Bu tipler yüzünden devletin hâkimiyeti sorgulanır oldu.
Bunlar, işine geldiğinde “Şehitler tepesi boş değil”…
“Şehitler ölmez” der.
Ama o şehitlere bir Fatiha okumaya gelince…
Hutbelerde, birileri hoşlanmayacak diye devletin gönderdiği hutbenin içindeki şehitler ile ilgili bölümü es geçerse…
Bunun adı eziklik değil de nedir?
Hem de daniskası…!
Yani sen, yâ ihanet şebekesinin tehditlerine boyun eğiyorsun…
Ya da –bu, en kötü ihtimal- onlardan birisisin...!
Böyle isen neden Devlet adına hareket ediyorsun?
***
Bu kişilik bozukluğu olanların zihniyeti nerede makes buldu?
Ne alakası var diyeceksiniz; ama, ideolojisi fark etmiyor…
Böylesi ezik zihniyetliler yüzünden dâhili ve harici bedbahtlar cesaretlendiriliyor.
Anlayan olursa tabi…
***
Bakınız, bu tarz şahsiyet mahrumu olanlar sebebiyle (zihniyet açısından) terörist başını peygamber ilan ettiler (Bazı çevrelerin/zihniyetin PYD/YPG’yi terörist kabul etmediğine dikkat!).
Ne diyor PYD/YPG’li teröristler?
Veya teröristler adına konuşan şahsiyetsizler?
Eline tutuşturulan bilgi notuyla PYD elebaşı Salih Müslim'in eşi Ayşe Efendi, PKK elebaşı A.Öcalan için söyle diyor:
"Biz önder Apo'nun yoldaşlarıyız. Şanslıyız yoldaşlar! Önder Apo gibi dünyaya gelmedi, gelmeyecek. Bulunmazdır. Peygamberler peygamberidir."
Dahası var mı?
***
Mademki birileri adına “ezik” olacaksınız…
O vakit onların memuru…
Ya da başkanı olursunuz.
Hiç olmazsa kimlerle muhatap olduğumuzu biliriz de…
Hareket alanımızı ona göre belirleriz.
Adam olacaksınız; adam.
Birlerinin maşası değil.
Sizin gibiler yüzünden bu millet çok çekti.
***
Unutulmasın ülkemizin maruz kaldığı kötülük, her türlü menfilik ve sıkıntıların sebebi, yerli, kendi içimizden çıkan ama Türk milletine, Devlet’e, tarihe ihanet eden bu tarz şahsiyet bozukluğu olanlar yüzündendir.

Üstad Necip Fazıl bu hususu şöyle ifade eder:

Bu yurda her bela içinden gelir;
'Hep'leri hep, hiçin hiçinden gelir.
Gelemez bir ithal malidir akil,
Kaf dağından, Cinden, Macinden gelir.
Dünküne eş, bu gün küfür yobazı;
Bütün derdi festen, lap cinden gelir.
'Allah vardır! ' dersin; sorarlar: Niçin?
Sonra tokat, puta 'niçin' den gelir.
Benim nur mayama pislik atanlar,
Şeytan, senin büyük elcinden gelir!
Biricik selamet yolu tarihte,
'Sormayın, görmeyin, geçin! ' den gelir.
Genç Osman’ı lif lif yolan o güruh,
Kahpe devşirmenin piçinden gelir.
Bir gün bu gidişle çatlarsa yürek,
Dile vurdukları perçinden gelir...
(Ve Gelir-1964, Çile,shf.323)

***
Dua ile bitirelim:

Biz, kısık sesleriz...minareleri,
Sen, ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allahım!
Mahyasızdır minareler...göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allahım!
(Arif Nihat Asya)