Merhabalar! Bu ay romantik ilişkiler bittiğinde en çok hangi cinsiyet etkileniyor ona bakacağız. Bizler sosyal varlıklarız. Bu nedenle en temel ihtiyacımız sevilmek ve bir gruba ait olmaktır. Duygular insanı insan yapan şeylerin başında gelir. Bu duyguların en tutkulusu ise aşktır. Aşk üzerine sayısız kitap, film, müzik gibi eserler yapılmıştır. Sevdiğimiz insanı görünce kalbiniz çok fazla çarpmaya, eliniz ayağınız birbirine dolanmaya başlar. Ancak her süreç gibi aşkında evreleri vardır. Aşık olmak bireyde hormonsal değişiklilere sebep olur. Aşkın ilk evresinin ‘ben aşık oldum’ denilen evre, ikinci evrenin ‘tutkulu bir aşkın yaşandığı dönem’ ve üçüncü evrenin de ‘arkadaşça aşk dönemi’dir. Bu evrelerden bir önceki sayılarda bahsetmiştik. Bazı ilişkiler aşk evrelerini tamamlayamaz ve ayrılıkla sonuçlanır. Bu ayrılık her iki tarafı da farklı etkilemektedir.
Bu konuda Kanada’da yürütülen bir çalışmada, ayrılık durumunda deneyimlenen duyguların yoğunluğunda cinsiyetler arası farklılıklar gözlemlemiştir. Araştırmanın amacı, ayrılıklardan sonra iki cinsiyet üzerindeki etkilerin gözlemlenmesidir. 1000’den fazla kadın ve erkek katılımcıyla çalışılmıştır. Araştırma sonucunda, ilişkiden çıkan erkeklerin kadınlara göre kaygı, depresyon ve intihar geliştirme riskinin daha yüksek olduğunu gözlemlenmiştir. Erkekler kadınlardan daha fazla ayrılık acısı çekiyor ve ayrılık deneyiminin olumsuz etkilerini kadınlara göre çok daha uzun sürede atlatabiliyorlar. Araştırmacılara göre, erkeklerin ayrılık deneyiminden duygusal olarak daha fazla etkilenmelerinin nedeni ayrılık sonrasında kişiliklerinin ve öz-saygılarının zedelendiğini düşünmeleri olmuştur.
Toplumdaki genel kanı kadınların ayrılık deneyimi karşısında duygusal olarak daha hassas ve kırılgan olduğu yönündeyken, yapılan çalışma aslında erkek bireylerin ayrılık deneyimi karşısında daha kırılgan ve hassas olduklarını gösteriyor bize. Evlilik sonrası boşanmalarda, ayrılığın erkeklerde intihar riski dört katına çıkardığı görülmüştür. Ayrıca deneyde bulunan erkeklerin ilişkilerinde bir çatışmayla karşılaştıklarında sorunları küçümseme eğilimindeydiler ve bu da ilişkinin daha da kırılmasına neden oluyordu. Evli erkeklerin, bekar erkeklere göre daha iyi zihinsel sağlığa sahip olduğu görülmüştür. Evli erkeklerin ruhsal açıdan daha iyi olmanın sebebi arasında; daha az yalnızlık, daha düşük alkol ve madde kullanımı, depresyon ve intihara karşı artan korumadır.
Özetle, birçok erkeğin yakın partner ilişkileri içinde ilgilenilmeyi beklediğini ve ayrılık yaşandığında ise erkeklik onurunun kaybolmasına yol açarak akıl hastalığında bozulma ve intihar riskinin artması kadınlara oranla daha fazladır.