Konumuza geçmeden evvel Türkiye’deki şampiyonluk kutlamalarına denk gelen ya da getirilen Refah katliamı birileri tarafından İsrail’e yaptırılan bir vahşettir. Türk milletinin dik duruşunu istiskale yönelik katliam olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır. Bunu da not edelim.
***
NATO eski genel sekreteri Joseph Luns’un soykırımcı İsrail için tarif ettiği görev şudur: “İsrail modern çağımızın en az masraflı paralı askeri olmuştur.”

“İsrail Mitler ve Terör” adlı kitabında (Pınar, 2012,s.10) Roger Garaudy böyle naklediyor.
Herkes Siyonist İsrail’in ulaşılamaz…
İstediğini yapar…
Yaptırır…
Dünyayı idare eder gibi şehir efsanelerine inanır.
Doğruluk payı var mıdır?
Vardır.
O kadar.
Hâlbuki Vahşi Kapitalist dünyanın maşası olarak kullanıldığını kendisi de biliyor.
Şu kadar varki…
Tasmasını elinde tutan devletler şımarık çocuk soykırımcı İsrail’in katliamlarına göz yumuyor.
Görmezden geliyor.
Hatta teşvik ederek soykırıma ortak oluyor.
***
Tutturulmuş Holokost diye…
Ancak…
Kimse Fransa’nın yaptığı soykırıma…
ABD’nin yaptığı vahşetlere…
Sinsi İngilizlerin katliamlarına…
Hatta Stalin’in milyonlarca insanı nasıl vahşice yok ettiğine bir şey diyemiyor.
Neden?
Bu ve benzeri soykırımcı ülkeler Holokost’u bahane ederek İsrail’i destekler görünüyorlar.
Bütün dünya onları konuşuyor.
Böylece kendi yaptıkları vahşeti unutturuyorlar.
***
İfadeye çalıştığımız hususa şu itiraf ve belgeler açıklık getirecektir.

1.Birleşmiş Milletler, 20 Mayıs 1948’de yerleşimci kolonyalist Siyonist göçmenlerle ilgili rapor hazırlaması için görevlendirdiği Kont Folke Bernadotte bir rapor yazmıştı. O rapordan bir bölüm: “ Göçmen Yahudiler Filistin’e akın eder ve üstelik asırlardır bu topraklara kök salmış Arap mültecilerin sürekli yerini alma tehdidinde bulunurlarken, çatışmanın bu masum kurbanlarının kendi yuvalarına dönmelerini engellemek, en basit ilkeleri bile ayaklar altına almak olacaktır. (…) Çok geniş çaplı Siyonist yağmalar yapılmakta ve görünürde askerî bir zorunluluk yokken köyler yakılıp yıkılmaktadır.”

2.“Garaudy, Siyonistlerin Yahudilerden farklı olarak 1941-42 yılına kadar Hitlerle işbirliği hâlinde olduklarını ayrıntılı bir şekilde anlatır. Önceki yazıda ifade ettiğimiz gibi Fransa’dan başlayarak Almanya ve ABD-İngiltere yasakçı zihniyeti temsil eden ülkeler olarak Siyonistlerin açtığı yoldan gittiler ve Filistin taraftarı öğrenci hareketlerini zor kullanarak bastırmaya
Garaudy ileri sürdüğü fikirleri belirginleştirebilmek için Martin Buber gibi Yahudi kimliği ile öne çıkan çok meşhur yazarlara atıf yapmıştı. Çünkü onlar da Siyonistleri kolonyalizmin ve emperyalizmin temsilcileri olarak görüyorlardı. Bu bakımdan Siyonizm hareketine bağlı terör örgütlerinin 1942’ye kadar Hitler ile işbirliği yapmalarında yadırganacak bir durum yoktur. Garaudy’ye göre Siyonistler, Yahudileri kurtarmakla uğraşmamışlar, bilakis kolonyalist ve emperyalist bir proje olarak İsrail devletini kurmak istemişlerdi. Yahudilerin çok önemli bir kısmının bu projeye karşı çıkmalarının asıl sebebi de buydu. Özellikle 1950’lerden sonra Siyonizm’e itiraz eden Yahudilerin sayısı azalsa da “İsrail’in kolonyalist ve emperyalist doğası” hiçbir zaman değişmedi.”(S. Türkyılmaz, Yeni Şafak, 2024, Mayıs).

3. Garaudy’e göre “Yahudilere olduğu kadar, diğer bütün düşmanlarına da, yani kendisini mağlup olmaya sürükleyecek olan Alman veya Slav komünistlere karşı da Hitler’in işlemiş olduğu çok büyük suçlarının, ne büyük gaddarlık ve canavarlık olduğunu gözler önüne sermek için hiçbir yalana ihtiyaç duyulmamaktadır” (Roger Garaudy, İsrail Mitler ve Terör”,Pınar y., 2012, s. 134).

4. “Bu hâliyle İsrail devleti dünyanın geçici efendilerinin, yani Batı tipi büyümenin temel taşı olan Ortadoğu petrollerini sahiplenme gayesi güden Amerika Birleşik Devletleri’nin batmayan nükleer uçak gemisi konumundadır.” (a.g.e.,s. 10)

5. “Sömürgeci bir doktrindir. Uyanık Theodore Herzl bu hususta da amaçlarını saklamaz. Bunun için ilk aşamada, İngiltere veya herhangi diğer bir devletin himayesinde, ileride bir Yahudi devletine dönüştürmek üzere, bir sözleşmeli şirket kurmak ister” (a.g.e.,s. 19).

6.“Theodore Herzl 11Ocak 1902’de Cecil Rhodes’a şu mektubu yazar: Programımı incelemiş olduğunuzu ve kabul ettiğinizi belirten bir yazı göndermenizi istirham ediyorum. Mösyö Rhodes, niçin size müracaat ettiğimi merak ediyorsunuzdur. Çünkü benim programım da bir koloni programıdır” (s. a.g.e.,s. 19).

7. Martin Buber’in Siyonist yerleşimcilere yönelik uyarısı: “Sizler buraya bir dost, bir kardeş, Ortadoğu halkları topluluğunun bir üyesi olarak mı geliyorsunuz, yoksa kolonyalizm ve emperyalizmin temsilcileri olarak mı?” (a.g.e.,s. 21).

8.Theodore Herzl’in, İsrail, Siyonizm ve kolonyalizm ilişkisine yönelik ifadeleri: “Yahudi soykırımı efsanesi herkesin işine geliyordu. Çünkü bundan, tarihin en büyük soykırımı, diye bahsetmek, Batılı kolonyalistler için (Amerika yerlilerinin toplu kırımı ve Afrikalı kölelerin ticareti gibi) kendi cinayetlerini unutturmak; Stalin içinse, vahşi zulümlerinin üzerine sünger çekmek demekti.” (a.g.e.,s. 151)
***
Bu yüzden Roger Garaudy ve benzeri siyonizm muhalifi entelektüeller yok ediliyor. Harcanıyor. Susturuluyor.
El’an öyle değil mi?