HATA YAPARAK ÖĞRENMEK
Vehbi Akşit
Bir bilim adamına kariyerinizi kime borçlusunuz diye sorarlar?
Tereddütsüz ‘anneme’ diye cevap verir ve anlatır:
“3 yaşımdayken, buzdolabından süt şişesini çıkartmaya çalıştım ama şişeyi tutamadım. Yere düştü ve kırıldı. Her yer süt oldu. Sesi duyan annem yanıma geldi ve
- “Oğlum, muhteşem bir süt gölü yapmışsın. Kağıttan gemi yapıp oynayalım mı biraz” dedi.
Birkaç dakika keyifle oynadıktan sonra annem saçlarımı okşayarak “herkes kırdığı, döktüğü şeyleri temizlemeli. Sütü temizlemek için sünger mi istersin, bez mi?” diye sordu. Yeri temizlememizin ardından “hadi gel bir şişe alıp bahçeye gidelim” dedi.
Bahçede cam bir şişeyi düşürmeden nasıl tutabileceğimi ve bardağa nasıl süt boşaltabileceğimi gösterdi.
Keyifle, huzurla defalarca denedik. Ve ben hatalarımdan yeni bilgiler, deneyimler çıkarmayı; yılmadan, utanmadan, vazgeçmeden denemeyi sütü döktüğüm gün öğrendim.
Bu hikâyeden alacağımız ders:
Hadi gelin bugün çocuğumuzun hatalarına kızmayı bir kenara bırakalım. Bir musibetin, bin nasihatten etkili olduğunu unutmayalım. Çocukluğun düşe-kalka öğrenmek olduğunu kendimize hatırlatalım.
Ve kocaman bir tebessümle çocuklarımıza haykıralım;
“Dökün, saçın, kırın, kurcalayın çocuklar…”
“Önünüzde hata yaparak öğreneceğiniz koca bir hayat var”
İşte o koca hayattan bir kesit….
BİZ İŞİ BIRAKIYORUZ
Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk birkaç haftasını huzur içinde geçirir ama sonra ders yılı başlar. Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki her çöp bidonunu bağırıp, çağırarak tekmelerler.
Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar verir. Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının önüne çıkar, onları durdurur ve:
– “Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden.
Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz.
Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün 5 lira vereceğim” der.
Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara şöyle der:
– “Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı bundan böyle size sadece 3 lira verebilirim.”
-Çocuklar pek hoşlanmazlar ama yine devam ederler gürültüye. Aradan birkaç gün daha geçer ve yaşlı adam yine karşılar onları:
– “Bakın” der:
– “Henüz maaşımı alamadım, bu yüzden size günde ancak 1 lira verebilirim, tamam mı?”
– “İmkânsız bayım” der içlerinden biri,
– “Günde 1 lira için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz.”
Bu hikâyeden alınacak ders: Emekli olup, kafamı dinleyeyim derken, dikkatli olmak lazım. Emekli olanın artık okula giden çocuğu olmayacağı için, okula uzak bir yerden ev alması tavsiye edilir.
İkinci ders ise, emekli olan kişinin çok güzel bir uygulama ile çocukları yaptıkları gürültüden vazgeçirmesi.
Belki bir gün bize de lazım olur değil mi?
Cumanız mübarek olsun...
Yorumlar
Trend Haberler
Aydın’a yılın ilk karı yağdı
Aydın'da acı ölüm: Hız tutkusu sonu oldu
Nazilli’de okul yangını: Gece başlayıp sabaha kadar cayır cayır yandı
Genç mühendis kansere yenildi
Aydın'da feci kaza! 27 yaşında hayatını kaybetti
Aydın’da feci ölüm: Süt sağarken akıma kapılarak can verdi