Çok uzun ve sıkıcı analizlere, akademik tahlillere gerek olmadan şu hususları dikkatlere arz edelim.
Böylece Filistin’de(Kudüs/Gazze) Türk Barışı Gücü’ne neden ihtiyaç var, daha iyi anlaşılacaktır.
İslam Ordusu gibi ham hayallere teşebbüsün de bir anlamı yok.
Olmayacak duaya âmin demektir.
Birçokları, halkı Müslüman; yöneticileri Yahudi-Hristiyan Haçlı devletlerinin piyonlarıdır.
Yuları ellerinde olmayandan birlik ve birliktelik beklemek safdillik olur.
Yani 50 küsur sözde İslam ülkelerinden etkin ve sonuç alıcı tavır ummak, balığın kavağa çıkmasını beklemektir.
Takdir edelim ki: Yahudi-Haçlı Kapitalist uygarlığının hizmetçileri devletler, el birliği ile soykırımcı İsrail Yönetimi’ne şek ve şüphe etmeden tam destek veriyorlar.
Gram geri adım yok.
Alkışlanacak tavır.
Kanı kanla savunmak bu olsa gerektir.
***
O halde soralım:
Neden Filistin’de(Kudüs/Gazze) Türk Barışı Gücü’ne ihtiyaç var?
Önce şu fikri nakledelim: “Gazze'yi koruma ve kollama misyonunu üstlenmek bize ecdadımızın mirasıdır. Türkiye Cumhuriyeti, Gazze'yi yüzü gülen çocukların şehri, kardeşlerimizin huzur ve güven içinde yaşayacağı bir İslam beldesi yapmaya hazırdır, buna da and olsun, hamd olsun muktedirdir"(Dr.Devlet Bahçeli).
***
Bunun hakikat olduğunu şu görüşlere bakarak daha net anlayabiliriz:
***
“Osmanlı sarığını papalık serpuşuna tercih ederim” (İstanbul fethinde Bizans Kralı yardımcısı Notaras, İtalya’dan yardım isteyelim diyen krala cevabı).
***
“Osmanlılar zamanında tek pırpırlı Onbaşı, yirmi kişilik askeri gücüyle burayı huzur içinde idare ediyordu. İstanbul’dan gelen talimatları uygulayan Onbaşı otur deyince oturuluyor, kalk deyince kalkılıyordu. Osmanlı Onbaşısı o zaman, şimdi bölgede içinden çıkamadığımız işlerin üstesinden gayet rahat bir şekilde geliyordu” (Ehud Barak, İsrail Eski Başbakanı).
***
“Yahudiler insan olarak özledikleri adâlet ve huzuru sadece ve sadece Osmanlı Türklerinin hâkimiyet devresinde teneffüs etmiş ve yaşamışlardır”
(Moshe Sharett, İsrail eski Dışişleri Bakanı ve Başbakanı).
***
“Türkler gelinceye kadar Sâsâni, Roma ve Arap hâkimiyeti altında geçen süre içinde, birçok defa el değiştirmiştir. Yahudiler Kudüs’ün her işgalinde zulümlere uğramışlardır. Amma, Osmanlı Sultanı Yavuz’la adalet gelmiştir. Yahudiler insan hakkının, adaletin, eşitlik ve şövalyelik ruhunun ne olduğunu Türklerin Kudüs hâkimiyetleri sırasında görmüştür (Abba Ebban, İsrail Eski Dışişleri Bakanı).
***
“Biz Kudüs’e ne ABD, ne İskandinavya ne de Batı Avrupa gibi bakabiliriz. Ne de Şarklılar ne Garplılar bu coğrafyanın insanlarını anlamıyor; sorunu ciddi mütalaa edersek en doğru biz anlayabiliriz. ‘Filistin hiçbir zaman Osmanlı sulhu kadar uzununu yaşamadı’ sözü basit bir imparatorlukçu slogan gibi görülmesin. Ortadoğu’ya en akıllı ve adilane bakanların, yapıları icabı Türkler olduğu da açık …” (Prof. Dr. İlber Ortaylı).
***
Kudüs’te Osmanlı ya da Türk Barışı Türk tarihinde mevcuttur.
Yeniden Türk Barışı talep ediliyorsa; ya oraları bize versinler ya da Barış Gücü adıyla Türk askerini kabul etsinler.
Başkaca yolu yoktur.
Bunun anlamı iki milyon Türk askerini Gazze’ye yığmak değildir.
Türk devlet aklı bunu gerektirir.
Hamiş: Türk milletinin tarih yolculuğundaki varoluş mücadelesi cumhuriyetin ilanı ile taçlanmıştır. İstiklal fikri ile inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti, bağımsızlık mücadelemizi zafere ulaştıran birlik ve beraberlik ruhunun büyük eseridir.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.