Mhp Milletvekili Arzu Erdem tarafında verilen EYT yasasının kanun teklifi gerekçesi  bu gerekçe eyt sorununu bğtğn boyutlarıyla özetlediğinde sizlerle paylaşma gereği duydum. Prim ve hizmet süresi dolan sigortalılar (SSK. BAĞ-KUR, EMEKLİ SANDIĞI) emsallerine göre daha fazla çalışmaya veya yaş şartı doluncaya kadar boşta (aylık geliri ve güvencesi olmadan) beklemek zorunda bırakılmıştır. 1999 öncesi Çalışma hayatına dahil olan ilgili sigortalı: hizmet süresi ve prim günü sonunda emekli olacağını bilerek çalışmaya başlamış; fakat, yapılan düzenlemelerle mağdur olmuştur. Devlete göre “genç", özel sektöre göre “yaşlı” kabul edilen “emeklilikle yaşa takılanlar maalesef, arafta bırakılmış; sorunları görmezden gelinmiştir. Ancak emeklilikle yaşa takılanlar bugün birçok sorunlarla karşı karşıya kalmaktı ve çözüm yolları aramaktadırlar. Bilindiği gibi emeklilikle yaşa takılanlar, prim günü ve hizmet süresini tamamlamış ve hiçbir sigorta kapsamında çalışmadan yaşının dolmasını beklemek zorunda ise; sağlık güvencesinden yararlanamamaktadırlar. Emeklilikte yaşa takılanlar gündeme geldiğinde çözüm makamında olan yetkililer, çözüm üretmek yerine, en kestirme yolu seçip, mümkün olmayacağını, "Aktüeryal Denge" nin bozulacağını belirtmektedirler.Devletimiz için Aktüeryal Dengeyi korumak ne kadar önemli ise Anayasamızın 5 inci maddesinde belirtilen “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartlan hazırlamaya çalışmaktır." sorumluluğu da o kadar önemlidir. Bu noktada Aktüeryal Denge savunulurken, emek verip, verdiği emeğin karşılığı olan emeklilik hakkını elde eden insanlar. Aktüeryal Denge gereği, yaş şartını tamamlamadıkları gerekçesi ile mağduriyete, bir anlamda zorunlu çözümsüzlüğe ve mutsuzluğa itilmektedir. Oysaki Anayasamızın 5 inci maddesi gayet açıktır.Aynı yıl ve şartlarla çalışma hayatına aktif olarak katılanlardan, hizmet süresi ve prim günü sonunda yaşı büyük olan emekli olmakla; yaşı küçük olan ise hizmet süresi ve prim günü tamamlanmış olmasına rağmen yaş şartım dolduruncaya kadar beklemek veya çalışmak zorumla bırakılmaktadır.Sonuç olarak, işe geç başlayıp yaşı büyük, olan az çalışmakta ve emekli maaşı almaya hak kazanmaktayken: işe küçük yaşta haşlayıp hizmet süresi sonunda yaşı küçük olduğu için emekli edilmeyen ise daha fazla çalışmak zorunda bırakılmakta ve sigorta prim sistemine göre emekli aylığında düşüş yaşamaktadır. Ancak Anayasamızın 10. Maddesine göre "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir."Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Devlet organları ve idare makamlar bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.Prim günü ve hizmet süresini tamamlamış olmasına rağmen, yaş şartını tamamlayamadığı için emekli olmayan kişi, ailesinin geçimini sağlamakla zorlanmakladır. İş aradığında ise; özel sektör ve hatta devlet sektörü “yaşlısın" demekle, emekli edilmeyi talep ettiğinde ise devlet "gençsin" demektedir. Ancak dikkat edilmeyen husus şudur ki mağdur olan kişi ailesine bakmakla yükümlüdür. Sonuç olarak Aktüeryal Denge ailenin sosyal dengesini bozmakladır.Hak ettiği halde emeğinin karşılığını yaş engeli yüzünden ertelenen kişi, çaresizlik içinde kalmakta; ailesinin iaşesi ve maişetini karşılayamamışlığın verdiği sıkıntılı düşüncelerle mutsuz olmakta ve umutsuzluğa kapılmakladır. Artan işsiz ve eğitimli nüfus, atıl kapasite olarak bekletilmekte, hizmet süresi tamam olan –yaşlı- çalışanlar ise zorunlu olarak gençlerin önünü tıkamaktadır. 6 milyon genç çalışabilecek potansiyel nüfusun maalesef 3 milyonu aktif çalışan, 3 milyonu da eğitimli olmasına rağmen işsiz olarak görülmektedir. Emeklilikte yaşa takılanlar ise yaklaşık olarak 500 bin kişidir. Dolayısıyla emeklilikte yaşa takılma engeli istihdamın da önünü kesmektedir. Dolayısıyla Aktüeryal Denge, iş ve işsizlik dengesini de bozmaktadır. Arzu Erdem’in vermiş olduğu teklif ile prim günü ve hizmet süresini tamamlamış ve hiçbir sigorta kapsamında çalışmadan yaşının dolmasını beklemek zorunda olan emeklilikte yaşa takılanların maruz kaldığı ayrımcılık, adaletsizlik ve hukuksuzluğun ortadan kaldırılarak tüm emekliler arasında hak ve yükümlülükte hukuksal eşitliğin sağlanması amaçlanıyor. Kendisini tebrik ediyor, bir sorunu müthiş teşhiş koymuş ve bu teklifin Çalışma barışı adına yasallaşmasını umud ediyorum.