Ses Gazetesi’ndeki ilk yazımıza Allah’ın adını anarak ve BİSMİLLAH diyerek başlıyoruz. Toplumu din konusunda aydınlatmak şeklinde bir görev ifa etmek üzere 07.11.2014 tarihinden beri Kuşadası İlçe Müftüsü olarak görev yapmaktayım.  İlk yazımız olmasından dolayı, madem ki Bismillah dedik, yazımıza öyle başladık. Nedir Bismillah?   İslam’ın ilk emri “OKU”. Allah’ın adıyla “OKU”. Yani Bismillah diyerek “OKU”. Besmele günlük hayatımızın neresinde? Genel anlamda Besmele nedir? Besmele, genel anlamda hayırlı her işin başında Allah’ın adını hatırlamanın, özelde de “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla” anlamına gelen “Bismillâhirrahmânirrahîm” cümlesinin adıdır. Her meşru ve anlamlı işin öncesinde besmele çekmek, peygamberler vasıtasıyla nesilden nesile aktarılan bir prensiptir.  “Besmele”den maksat, Yüce Allah’ı hatırlamak ve O’nun ismini zikretmektir. Müslüman besmele çekmekle, “Kendi adıma veya başka bir varlık adına değil, sadece Allah Teâlâ adına, O’nun rızasını kazanmak umuduyla ve O’nun izni çerçevesinde bu işi yapmaya başlıyorum.” demiş olur. Müslümanlara her vesileyle besmelenin önemini hatırlatan Allah Resûlü, bizzat kendisi de tüm işlerinde besmele okurdu. Meselâ, yemek yiyeceği zaman besmele çeker, insanlara da böyle yapmalarını tavsiye ederdi:  “Biriniz yemek yiyeceği zaman ‘Bismillâh’ (Allah’ın adıyla) desin. Eğer yemeğin başında besmele çekmeyi unutursa, ‘Bismillâhi fî evvelihî ve âhirihî (Başında da sonunda da Allah’ın adıyla)’ desin.” (Tirmizi, Et’ime, 47) Bugün belki de ihmal ettiğimiz bu sünneti yeniden ihya etmek zorundayız. Resûl-i Ekrem’in hayatında besmelenin son derece geniş bir kullanım alanı vardı. Allah Resûlü evden çıkarken, mescide girdiği ve mescitten çıktığı zaman besmele ile dua okurdu. Abdest alınacağı zaman besmele çekilmesini sıkı sıkıya tembih eder, namazda besmele çekmeyi de ihmal etmezdi. Bineğine binmek için ayağını üzengiye basınca, “Bismillâh” der, bineğin sırtına yerleşince de: “Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ı tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik” (Zuhruf, 43/13) âyetini okur “Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz” şeklinde dua ederdi.  Bugün aracımıza bindiğimizde bismillah derken nasıl güzel bir duyguya kapılırız. İslâm tarihi boyunca Müslümanların kültür ve medeniyetlerini besmeleyle yoğurması ne kadar da heyecan vericidir! Bütün Müslümanların sofrasında eller yemeğe besmeleyle uzanır. Yemekler onun bereketiyle bollaşır. Gece onunla yatılır, güne onunla başlanır. Evden onunla çıkılır, eve onunla girilir. Vasıtaya onunla binilir. Hayırlı ve anlamlı işlere onunla başlanır. İbadetler onunla eda edilir. Duaya eller onunla kaldırılır. Bütün hatipler sözlerine, bütün yazarlar kitaplarına onunla başlar. Camilerin en müstesna yerlerini o süsler. Hat sanatının şah eserlerinde yine o vardır. Şiirlerin, nesirlerin, bütün edebiyatın vazgeçilmezi odur. Hastalar onunla şifa bulur. Konuşmaya başlayan çocuklara ilk o öğretilir. Kısacası o, her hayrın anahtarıdır.  Mevlid-i Şerif’in müellifi Merhum Süleyman Çelebi ne kadar da veciz ifade etmiştir: Allah adın zikredelim evvelâ / Vâcib oldur cümle işte her kula Allah adın her kim ol evvel ana / Her işi âsan eder Allah ona Allah adı olsa her işin önü / Hergiz ebter olmaya ânın sonu Her nefeste Allah adın de müdâm / Allah adıyla olur her iş tamam. Allah’a emanet olun.