Bir kez daha milletimizin Atatürk konusunda hassasiyetini gördük.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e muhalefet edebilirsiniz. Ama Atatürk’e hakaret edemezsiniz.

Buna Türkiye Cumhuriyeti yargısı kadar, Türk milleti de izin vermez.

Atatürk’e din konusunda İFTİRA ATANLAR, ATATÜRK DİNE KARŞIYDI diyenler. Bir kez daha tarihi belge ve gerçekler karşısında vicdanlara mahkûm oldular.

İstiklal Savaşı’ndan hemen sonra 1924-1935 yılları arasında ATATÜRK’ÜN EMRİ İLE savaşta harap olan camiler bakıma alınıyor.

İstanbul ağırlıklı olmak üzere Anadolu’nun birçok bölgesinde, ONLARCA DEĞİL, YÜZLERCE CAMİ bakıma alınıyor. İnşallah bu camileri bir gün liste halinde sizlere isim vererek sunarım.

Atatürk, savaştan hemen sonra devlette paranın olmadığı bir dönemde bunu yapıyor.

Atatürk, savaş sonu düzenlemelere ve tamiratlara camilerden başlıyor. Din düşmanı olan bir lider bunları yapar mı?

Bu arada Atatürk önce, “Savaşta harap olan, milletimizin ibadet yerleri camilerimizi düzenleyeceğiz” der mi?

Bu sapık zihniyetin sahipleri yaratmak istedikleri dedikoduların altında şüphesiz ezilmeye mahkûmdur, ezileceklerdir.

Hiçbir devlet kurucusunu hakaret etmez. Bağımsızlını sağlayan lidere, minnet ve saygı duyar. Cemaat sapıkları bunları öğrenmeli, bilmeli.

Son zamanlarda atamıza hakaretler artmaya başladı.

Ülkemizde Atatürk’e dil uzatan, hakaret edenler karşı verilecek cezalar, bir kez daha gözden geçirilmeli.

ATATÜRK’E HAKARETLERE VERİLEN CEZALAR, AKLA ALDIRMAYACAK TÜRDE CAYDIRICI OLMALI.

**

İŞTE BİZ BÖYLEYİZ!

Türkiye, kıyasıya bir yerel seçim süreci yaşadı.

Türk milleti adına, demokrasi adına seçimden yüz akı ile çıktık.

Sonuçta, aynı milletin evlatları kendi arasında görev değişimi yaşadı.

Seçim sonu ortaya atılan iddialar, gerçekten ürkütücü ve üzücü.

Seçimi kaybeden birçok Belediye Başkanı seçimlerden sonra ihaleler düzenlemiş. MİLLETİN, YÜZMİLYONLARCA LİRASI PEŞKEŞ ÇEKİLMİŞ.

Seçimden önce yüzlerce işçi göreve alınmış. Para çıkışları yapılmış.

Allah aşkına bunlar bize yakışır mı? Belediyeleri yunan cavuru mu kazandı.

Böyle şey olabilir mi? Bunları Türk kanı taşıyan bir insan nasıl yapabilir?

Aslı varsa bunlar yaşanmamalıydı. Seçim sonuçları Türk demokrasisini güçlendirdi.

Herkesin böyle kabul etmesi gerekmez mi?

Hani seçimleri AK PARTİ kaybederse seçim sonuçları yenilenirdi! Belediyeler CHP’ye teslim edilmezdi. Ne oldu?

Seçimi kaybeden belediye başkanları, kazanan başkanı öperek, saygı ve sevgi içinde belediyeleri teslim ediyor, kazananda teslim alıyor.

Aranan bu tablo değil mi? Bu dedikodular bize yakışmıyor. Bunlarda terör kadar, milleti karıştıran dedikodular.

Millet olarak bu havadan uzak kalmalıyız. Saygı ve sevgi içinde yaşamalıyız.

İstisnalar kaideyi bozmaz. Yanlış yapan varsa, suç işleyen varsa, BURASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ, CEZASINI ÇEKER.

**

AK PARTİ’Yİ KİBİR BİTİRDİ!

‘Kibirlenme padişahım senden büyük Allah var’ sözü uzun yıllardan günümüze kadar gelmiş ünlü atasözlerimizden biridir.

Mütevazılık, insanda olan çok önemli bir vasıftır, meziyettir. Ne yazık ki, herkes mütevazı olamaz. Bu vasıfları taşıyamaz.

Son zamanlarda, AK Parti’yi temsil edenlerin çoğunda, KİBİRLİ DAVRANIŞLARI görmeye başladık.

Bu kibirli havanın zaman içinde tüm AK Parti’de HIZLA yayıldığını görüyoruz.

PARTİ İÇİ DİSİPLİN KAYBOLDU, VASIFSIZ YÖNETİCİLER GÖREVE GELMEYE BAŞLADI. Herkes devrin nimetlerini toplama peşine düştü.

Parti içindeki ilişkiler kopmaya başladı. Milletvekilleri sorun çözmeyen, ulaşılmaz kişiler oldu. Birbirine VE MİLLETE kibirli bakmalar arttı. PARTİ İLE HALK İLETİŞİMİ KOPTU.

Ortak akıl kayboldu. HERKES BİLDİĞİNİ YAPMAYA BAŞLADI. Sayın Cumhurbaşkanımızın son konuşmalarını hatırlayın.

Hep rakip partilerle küçümseyerek, alay eder gibi konuştu. Utandıran lakaplarla hakaret etmekten kaçınmadı.

Konuşmalarıyla ADETA ayrıştırdı. Bu nedenle bazıları tarafından da topluma kin ve öfke yayıyor yorumları yapıldı.

Cumhurbaşkanımız tüm milletimizin babası değil mi? Bir cumhurbaşkanı din, dil, ırk, ayrımı yapmadan, tüm vatandaşlarını kucaklaması gerekmez mi? Ama yanlış yönlendirerek bu çizgiden biraz uzaklaştı.  

Geçmişte, Sayın Cumhurbaşkanımız, “KİBİR VE GURUR İNSANOĞLU İÇİN DEĞİLDİR. ŞAYET BU VİRÜSÜN BULAŞTIĞI BÜNYELER VARSA, ONLARI DA SÜRATLE ARAMIZDAN TEMİZLEMELİYİZ” demişti.

Cumhurbaşkanımız, siyasette, devlet ilişkilerinde, toplum ilişkilerinde, milletimizin temsilcisi değil mi? Son zamanlarda bu havadan uzak göründü. Kendini o kadar güçlü gördü ki! Anayasayı bile değiştirmeyi düşünmeye başladı.

Gittiği dini toplantılarda, istemeyerek te olsa şeriata karşı gelinmez, anlamına gelen cümleler kullandı. Sayın Cumhurbaşkanımız adeta güç zehirlenmesi yaşamaya başladı.

Millet bu gelişmelerden ürktü, korktu. MİLLET OLARAK SEÇİMLERDE, HÜR İRADESİYLE VAR OLDUĞUNU GÖSTERDİ.

Sandıkta, oylarıyla cevap verdi. “SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA BU KONUDA DUR” dedi. SARI KART gösterdi. “NE YAPIYORSUNUZ” uyarısı yaptı. Bu seçimin en önemli sonucu bana göre budur.

Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu görerek seçim sonu yaptığı BALKON konuşmasında. Bu uyarıyı net bir şekilde anlamış olmalı ki, vatandaşa PARTİLİLERİNE, SÜKÛNET VE TESELLİ konuşması yaptı. KENDİSİNE YAKIŞAN BUYDU.

Adeta, “zaman ilacımızdır” dedi. “Hatalarımızı düzelteceğiz, DÜZELTMELİYİZ” anlamında konuştu. Bu Sayın Cumhurbaşkanımıza yakışan bir tavırdı. BU DAHİ ZEKÂNIN.. SEÇİME KADAR 4 YIL GİBİ ÇOK UZUN ZAMANI VAR. BU ZAMANDA, AK PARTİ İÇİN BİR ŞANSTIR. AK PARTİ’DE BUNU AKILLI BİR ŞEKİLDE KULLANACAKTIR.

**

AK PARTİ’DE İSTİFA MEKANIZMASI ÇALIŞMALI!

2002 yılında yüzde 34 oyla tek başına iktidar olan AK PARTİ, zamanla yüzde 52’lere kadar halktan destek gördü.

FETÖ kalkışmasından sonra, AK Parti’de düşüş ve sarsıntı devam ediyor. Parti içi liyakat kaybolmaya başladı. Cumhuriyete ve Atatürk’e karşı çatlak sesler yükselmeye başladı.

Parti içi disiplin zayıfladı. Yan gelip yatanlar çoğaldı. Her geçen gün parti içinde millete karşı KİBİRLİ bir tavır başladı.

Ben yoksam, AK PARTİ yara alır, çözülür diyenler çoğaldı. Parti içinde yolsuzluk iddiaları yaygınlaştı.

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu, AK Parti’den ayrıldı. Biz yoksak AK Parti çözülür dediler. Başka partiler kurup başına geçtiler.

Aradan geçen 3-4 yıl içinde kurdukları partiler yüzde 1 oy oranına bile ulaşamadı.

AK Parti’de Sayın Cumhurbaşkanı sonrası lider hesapları yapanlar son zamanlarda çalışmayan, birer parti babası oldular. Bunlar acilen temizlenmeli.

Parti kurulduğu zamanki ayarlarına dönmeli. Parti içindeki Atatürk karşıtları ayıklanmalı.

Sayın Cumhurbaşkanı, öncelikle kendisinin bu çizgisini göstermeli. Millete kibirli bakışı kaldırmalı, milletin babası daha hoşgörülü olmalı.

Seçimi kazanan Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlarını ilk kutlayan ülke İsrail olduğunu unutmayalım.

Yahudiler, Gazze’yi destek olanlara değil, Erdoğan’a karşı olanları kutladı. Dış güçler bunu hep yapıyor. Millet olarak bunu hep hatırlayalım, aklımızda tutalım.

AK Parti yetkilileri, parti içi çürümeyi nasıl temizleyecek merak ediyorum. REİSTEN SONRASININ hesabını yapanlar partiden temizlenmeli.

Partinin ilk yıllarında yönetimlerde partiye güç verecek isimler görev alıyordu.

AK Parti’de böyle isimler partiden uzaklaştırıldı. Cumhuriyeti ve Atatürk’ü içine sindiremeyenler partiden temizlenmeli.

Çok iyi hatırlıyorum. 2002 yılında Aydın-Denizli otoyolun ihale töreni için Nazilli’ye gelen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, ülkemizin her bölgesinde partimiz, esnek ve bölge halkımızın değerlerine uygun politikalar yapacak demişti.

HANİ NERDE, öyle mi oluyor Sayın Cumhurbaşkanım?

Cemaatler destek ve himaye görüyor. Atatürkçü ve demokratlar tasfiye ediliyor. AK Parti 22 yıldır sağa kaya kaya bugünlere geldi. AK PARTİ, milletten destek alamaz oldu.

Aydınlarımız bunlar gayri meşru işler yapıyor. Cumhuriyete karşı diye bağırdı.

Hükümet yetkilileri, bize inanan insanlara suç işliyor dedirtemezsiniz diye karşı çıktı. Sonuç ortada FETÖ KALKIŞMA İLE devletimizi ele geçirtmeye çalıştı.

Başarısız parti yöneticileri için öncelikle istifa mekanizması çalışmalı.

YENİDEN REFAH PARTİSİ Konya İl Başkanı, “Bu seçimlerde Konya’da yüzde 35 oy oranına ulaşacağım” dedi.

Konya’da Yeniden Refah Partisi 6 belediye başkanlığı kazanmasına rağmen yüzde 35 oranına ulaşamadık diye, İl Başkanlık görevinden istifa etti. Bu onurlu, asil bir davranış kabul edildi.

AK Parti içindeki başarısız yöneticiler, arkalarındaki güce bakılmaksızın, görevden alınmalı. AK Parti’nin önünde tam 4 yıl var.

BU DÖRT YILI AK PARTİ İYİ DEĞERLENDİRİRSE, MİLLETİN GÜVENİNİ TEKRAR KAZANIRSA, AK PARTİ YENİDEN KÜLLERİNDEN DOĞABİLİR…