Yapılan araştırmalara göre intihar oranının en düşük olduğu ülkelerden biriyiz.
Ancak son günlerdeki sıkça rastladığımız, özellikle Aydın ve ilçelerindeki intihar eylemleriyle kahroluyoruz.
Kimi maddi imkansızlıktan, kimi ilgisizlikten, kimi yalnızlıktan ve çeşitli nedenlerden dolayı son veriyor canına. Parmağımıza küçücük bir kıymık battığında bile günlerce acı duyan insanoğlu nasıl kendi eliyle yaşamına son verir diye düşünmeden edemiyor insan.
Mücadele ruhunun kaybolması sonucu gerçekleşen bu eylemlerin birçok sebepleri var.
Bu sebeplerin başlıcaları şunlardır. 1)Psikiyatrik hastalıklar
2)Sosyal nedenler
3)Psikolojik nedenler
4)Biyolojik yatkınlık
5)Genetik yatkınlık
6)Fiziksel hastalıklar Ancak bunların birçoğunun oluşabilesi için çok önemli bir neden var.
KENDİNİ SEVMEMEK...
Bazı filozoflara göre kendini sevmek,
Başkalarını sevmek için bir ön şarttır.
Yani kendini sevmeyen bir kişinin başkalarını koşulsuz ve çıkarsız sevmesi söz konusu değildir. Kişi kendini, başkalarına faydalı olmak için sevmelidir. Kendini sevmek genelde bencillik gibi düşünülse de koşulu başkalarını da sevmek olduğu için bencillik ya da narsisim ile bir bağlantısı yoktur. Kendini sevmek deyince çoğu insanın aklına narsisizm gelir. Biz burada kendimizi, kendi önemimizi abartmadan sağlıklı bir şekilde sevmekten bahsediyoruz. Kendini en iyi şekilde yaşatmaya çalışmaktan, kendine bir bebeğe bakar gibi özenle bakmaktan.
Bedenimize, ruhumuza iyi gelen etkinliklerde bulunmaktan. Kendini sevmek bencillik değildir.
Sağlıklı öz sevgi kendi kendinin en iyi arkadaşı olmaktır. Kendini gerçekten seven insan, kendi değerinin farkındadır. Aslında kendimizi ne kadar sevdiğimizi sözlerimizle değil, hareketlerimizle belli ederiz.
Yani sadece “Kendimi çok seviyorum” demiş olmak, kendimizi sevdiğimizi göstermez.
Kendini seven sağlıklı yaşar.
Kendini seven gülümser.
Kendini seven temiz giyinir.
Kendini seven şarkı söyler.
Kendini seven paylaşır.
Kendini seven başta da söylediğimiz gibi
Toplumu ve insanları da sever.
Bir olur birlik olur.
Kısacası kendini seven bırak kendi canına kıymayı,
Ölümü bile düşünmez.
Sadece yaşar.
Gereğince. Ne demiş Nazım Hikmet; Yaşamak şakaya gelmez,
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
Bir sincap gibi mesela,
Yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
Yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
Yani o derecede, öylesine ki,
Mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
Yahut kocaman gözlüklerin,
Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
İnsanlar için ölebileceksin,
Hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
Hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
Hem de en güzel en gerçek şeyin
Yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
Yaşamak yanı ağır bastığından. Sağlıcakla...
...