Bugün sizlere çeyrek asırdır gelişerek büyüyen ve adeta Nazilli'nin bir kültürü haline dönüşmüş Nazilli Öğretmenler Korosu'ndan bahsedeceğim.

Şef Mustafa Dinçkol yönetimindeki koro, bu sene 24 Kasım Öğretmenler Günü için muhteşem bir konser verdi Nazillili müzikseverlere.

Koro, profesyonel ses sanatçılarından değil, sadece öğretmenlerden oluşuyor.
Salon neredeyse bir saat önceden hınca hınç dolmuştu.

Yıllar önce aynı okulda birlikte çalıştığım ve kardeşim gibi sevdiğim Mine Aytan öğretmenim bu koronun sunucusuydu. Su gibi berrak Türkçesi ve insana huzur veren ses tonuyla seyircileri motive ediyordu.

Koristler ve müzisyenlerden sonra koronun kuruluşundan günümüze kadar büyük emekleri olan, kendisini tanımaktan onur duyduğum Şef Mustafa Dinçkol da alkışlar eşliğinde sahnedeki yerini almıştı.

Sahnede bir müzisyen sandalyesi boş ve üzerinde büyükçe bir fotoğraf vardı. Birkaç hafta önce kaybettiğimiz, sadece koronun değil tüm Nazilli'nin değeri Udi Atalay Elmas üstadımızın sandalyesiydi o.

Neyse ki yetiştirdiğin evlatların hatta torunların seni her daim yaşatacak, biz müzikseverler de senin o tatlı gülümsemeni asla unutmayacağız.

Nur ol üstadım.

*

Nazilli'mize atanan ve hala yüz yüze tanışma fırsatı bulamadığım Sayın Kaymakam Huriye Küpeli Kan'ın da izleyenler arasında olduğu program başlıyordu artık.

Kaymakam Hanım'ın salona girer girmez halkı selamlayıp hal hatır sorması takdire şayandı.
Program, koronun söylediği "Safa Geldiniz Dostlar" eseriyle başlamıştı.

Korodaki öğretmen hanımefendilerin ve beyefendilerin özenle seçtikleri kıyafetler onların zarafetini ve şıklığını ön plana çıkarmış, her biri birer yıldız gibi parlıyordu sahnede.
Zaman zaman solo şarkılar söyleniyor, her bir solist alkışlar eşliğinde ön tarafa Sunucu Mine Aytan tarafından davet ediliyordu.
İlk bölümün ortalarında koristlerin içinden solo şarkı söylemek için masmavi kıyafetli bir kadın çıktı sahneye.
Uzun yıllardır koroda olmasına rağmen bu konserde ilk defa solo bir şarkı söyleyecekti.
Sanat güneşimiz Zeki Müren tarafından seslendirilen bir İstanbul şarkısıydı bu. "Ay Beyaz Deniz Mavi"
Bu benim için bu gecenin en anlamlı ve en keyifli anıydı.
Çünkü bu şarkıyı söyleyen mavili kadın, kendisini çok sevdiğim, bana hayatın ne kadar güzel ve anlamlı olduğunu hissettiren biricik eşimdi.

Koro şarkılarına hız kesmeden devam ediyordu. Salondaki seyirciler de o kadar eğleniyordu ki, sanki koronun bir parçası gibi şarkılara eşlik ediyorlardı.

Ne kadar çok özlemişiz moral bulmaya, ne kadar çok ihtiyacımız varmış hoş sada duymaya.
Birkaç koltuk önümüzde oturan Kaymakam Hanım birçok şarkıya eşlik ediyor, her şarkının başlangıcında ve sonunda koroyu alkışlıyordu.
Şarkılar ve türküler bizleri mest ederek su gibi akıp gidiyordu.

Program bitmişti artık.

Alkışlar eşliğinde Sayın Kaymakam ve diğer protokol üyeleri sahneye davet edildiler.
Önce hep birlikte "Öğretmen Marşı" söylediler.
Kaymakam Hanım'ın Öğretmen Marşı'nı ezbere okuması da dikkatlerden kaçmadı.

Daha sonra "Bir Başkadır Benim Memleketim" eseri ile güne yakışan bir final yapıldı.

Çiçekler, teşekkürler ve gülücükler eşliğinde salondan ayrıldı herkes.

Teşekkürler emeği geçenler.
Yaşadıklarınız ve yaşattıklarınız için.

***

Gelelim şimdi hayatın diğer yüzüne.
Sayın Kaymakam'ın geldiği günden beri Nazilli'min sorunları ve gelişimi ile yakinen ilgilenmesi beni çok umutlandırıyor.

Nazilli'de gözüme çarpan iki sorunu dile getirmek istiyorum.

Son aylarda trafik kazalarını azaltmak için özellikle motosiklet sürücüleri için denetimlerin sıklaştırıldığını biliyorsunuz.
T.C. Kimliği olmayan, diploması olmayan hatta okuma yazma bile bilmeyen kişiler motosikletlerle trafikte dolaşıyor.
Hem de ruhsatsız, plakasız, ehliyetsiz ve kasksız olarak.
Ayrıca motosikletinin arkasına USULSÜZ römork takıp kilometrelerce yol kat edip çöplerden karton, plastik topluyorlar.
O insanların da EKMEK DAVASI için koşuşturduklarını biliyorum ve çok üzülüyorum. Ancak onca denetime rağmen TRAFİĞİN İÇİNDELER ve MOTOSİKLETLİLER hem de şehrin her yerindeler.

Diploması olmadan ehliyet alamayan (bu doğru bir kuraldır) TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI, yine EKMEK DAVASI için motosikletiyle işinden evine dönerken, tarlasına çalışmaya giderken sırf normal vatandaş diye, yok efendim kask takmadı, sigortası geçmiş motosiklete bindi, ehliyeti yoktu diyerek, cezaya çarptırılıyorsa,
Burada durup bi düşünmek gerek.
Adalet tüm insanlık içindir.

*

İkinci bir husus,
Üst yoldan Nazilli'den İsabeyli'ye giderken ve gelirken, günün her saati trafik çok yoğun oluyor.

Ayrıca yol bazı bölgelerde oldukça daralıyor.
O bölge artık onlarca kurumun olduğu okullar bölgesi.

Bölgede her geçen gün özel okul, özel ana okulları özel kurs merkezleri gibi eğitim kurumları açılıyor.

İsabeyli'deki üniversite ve oradaki diğer okullar da bu güzergahı kullanıyor.

Daha önceleri o yol fazla yoğun olmadığı için sürücü adaylarının uygulama bölgesi olarak kullanılması uygundu.

Ancak şu an trafik zaten yoğunlaşmışken bir de sürücü adaylarının o bölgede olmaları trafiği adeta felç ediyor.

Kendilerinin de daha iyi eğitim alabilecekleri başka bir güzergâh belirlenmelidir.

*

Bizler bu memleketin huzuru ve kalkınması için kendi penceremizden gördüklerimizi ADİL bir şekilde yansıtmakla mükellefiz.

Nazilli'nin mülki amiri olarak Sayın Kaymakam'ın gerekli yetkililerle istişare edip bu sorunlarla yakinen ilgileneceğini umut ediyorum.

Sağlıcakla...