Muhtelif zamanlarda bu köşede LGBT dayatmasına karşı yazılar kaleme aldık. Bunlardan birkaç tanesini arz ediyorum: https://www.sesgazetesi.com.tr/makale/11369667/mesut-mezkit/lgbt-tahakkumu-devlete-de-sicradi
https://www.sesgazetesi.com.tr/makale/9769144/mesut-mezkit/dunya-kadinlar-gununde-feminist-isyan
https://www.sesgazetesi.com.tr/makale/6893911/mesut-mezkit/lgbt-ile-mucadele-nasil-olacak
https://www.sesgazetesi.com.tr/makale/6864561/mesut-mezkit/istanbul-sozlesmesi-feshedildi-lgbt-zihniyeti-cildirdi
https://www.sesgazetesi.com.tr/makale/6627957/mesut-mezkit/lgbt-zihniyeti-aileyi-hedef-aliyor
https://www.sesgazetesi.com.tr/makale/5088806/mesut-mezkit/istanbul-sozlesmesinde-yanlis-hamleler
https://www.sesgazetesi.com.tr/makale/5073209/mesut-mezkit/ak-parti-ve-mhpnin-tarihi-sorumlulugu
https://www.sesgazetesi.com.tr/makale/5053356/mesut-mezkit/istanbul-sozlesmesine-son-nokta-konulmali
https://www.sesgazetesi.com.tr/makale/5032401/mesut-mezkit/istanbul-sozlesmesi-nihayet-the-end
https://www.sesgazetesi.com.tr/makale/4326072/mesut-mezkit/lgbt-zihniyetine-hayir
https://www.sesgazetesi.com.tr/makale/2858515/mesut-mezkit/gelecegimiz-lgbt-zihniyetine-emanet-edilemez Evvela İstanbul sözleşmesi yürürlükten kaldırıldı. Türk halkında da ciddi bir tepki oluşmaya başladı. Ancak görünen o ki LGBT ideolojisi boş durmuyor. Durmamakta da kararlılar. Her türlü baskı aracını kullanmaktadır.
Birçok ülkede LGBT ideolojisi oluşmuş durumdadır. Başta Kanada ve Avustralya olmak üzere bazı ülkelerdeki halklar eşcinselliği artık benimsemiş vaziyettedirler. ABD ise dayatmalar karşısında ikiye bölünmenin eşiğinde.
Rusya, Polonya ve Macaristan haricindeki devletlerde LGBT ile kanunlarla mücadele eden devlet yok. Sırbistan’ın kafası karışık durumda.
Türkiye ise geç kalınmış tehlikeyi yeni fark etti. ‘İstanbul Sözleşmesi’ ile kadın haklarından dem vuranların dertlerinin kadın olmadığı da bu zamanda daha net anlaşıldı (ÜMİD EDERİM, İÇİMİZDEKİ BAZI MÜSLÜMANLARIN GÖZÜ AÇILIR DA HÂLÂ İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ZIRVASINI SAVUNMAKTAN VAZGEÇERLER. ZANNETMİYORUM DA...!).
Ama geç de olsa sivil toplum teşkilatları LGBT zulmüne dur demek için 18 Eylül 2022 Pazar günü yürüyüş gerçekleştirdi. Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu, İstanbul Saraçhane'de, 150 kitle örgütü ve on binlerce ailenin katıldığı "LGBT Dayatmasına Karşı Aileler Yürüyüşü'nde" okunan bildirinin özetini yayınlıyorum:
" • Bugün burada; çocuklarımıza, gençlerimize yönelik, LGBT Propaganda ve Dayatmasına Dur Denmesi için bir araya geldik. Toplumu dört bir yandan kuşatan, bireysel hak ve özgürlük kılıfında palazlanarak insanlığa yönelen bu varoluşsal tehdidin bertaraf edilmesini istiyoruz. İnsan neslini tüketecek bu propaganda ve dayatma en temel insan hakkı olan var olma hakkını elimizden almaya kastetmiş durumda.
• Bugün biz hiçbir nefret söyleminde bulunmadık. Kişileri hedef almadık. Haklı talebimizi “nefret söylemi” diye saptırmaya çalıştılar. Üstüne basa basa LGBT Dayatmasına karşıyız dememize rağmen bizi LGBT bireylerle karşı karşıya getirmeye çalıştılar. (Daha da ileri gittiler. Provoke etmeye çalıştılar ama insanımızın sağduyusu kara propaganda ve provokasyonlara galip geldi.)1 Başaramadılar, başaramayacaklar.
• Tekrar tekrar söylüyoruz; biz LGBT bireylerini hedef almıyoruz. LGBT Dayatmasına karşı duruyoruz. Tek bir insanın kılına zarar gelsin istemeyiz. LGBT propagandasına kapılanlar şiddetten nefretten dem vuruyorlar. Bu propagandaya kapılanlara diyoruz ki; sizin tercihiniz yüzünden yaşam hakkı elinden alınan, hiç doğamayacak olan bebeklerin hayat hakkı için buradayız. Bu varoluşsal şiddete dur denmeli. Tek isteğimiz, insan neslinin varoluşunu tehdit eden bu propaganda ve dayatmaya dur denmesi.
• Tehlikenin farkında mıyız? Okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklar çizgi filmler üzerinden hedef alınıyor. Gençlerimizin zihinleri dizilerdeki LGBT Propagandası ile bulandırılıyor. Moda dünyası cinsiyetsizlik propagandası yapıyor. 10 yaşında cinsiyeti değiştirilmiş çocuk mankenler podyumlara çıkarılıyor. Daha 10 yaşında! 10 yaşında ama cinsiyet değiştirmiş. Bu dayatmacılar; 10 yaşındaki çocuğun cinsiyetinin değiştirilmesini normal buluyor, ama pişman olup tedavi olmak isteyenlerin tedavi edilmesi kabul edilemez diyorlar. Vahametin farkında mıyız?
• Diğer tarafta; cinsiyet değiştirip pişman olanlar videolar çekip insanlara seslerini duyurmaya çalışıyorlar. “Biz yandık siz yanmayın, çocuklar yanmasın” diye feryat ediyorlar. Kimse bu feryadı duymuyor, duyamıyor çünkü onlar da sansürleniyorlar. Doktorlar, psikologlar tedavi uygulamamaları için dayatmaya maruz kalıyorlar. Akademik dünyadan dışlanmakla tehdit ediliyorlar. Bu dayatmaya boyun eğmeyen bilim adamları da var çok şükür. Onlar sayesinde pek çok gencimiz bu tehditten kurtuldu. Bilim adamlarını da bu dayatmadan kurtarmak zorundayız. Sanatçıları, sporcuları bu dayatmadan kurtarmak zorundayız. Çünkü onlar topluma örnek olacak kişiler ve bu konuda baskı altındalar.
• LGBT Propaganda ve Dayatması her yerde. (Netflix’te) Dijital platformlarda eşcinsellik propagandası yapılmayan içerik neredeyse yok. Sosyal medyada LGBT içerikleri teşvik ediliyor, bizlerin aile hassasiyeti sansürleniyor. Sanat dünyasında, spor dünyasında eşcinsellik propagandası üzerinden prim yapanlardan geçilmiyor. İçlerinde Türk bankalarının da olduğu, iş dünyasının küresel temsilcileri, LGBT politikalarını uygulamayanlara banka kredisi verilmemesini dayatmaya hazırlanıyor ve bunu ilan ediyorlar.
• Bu dayatma öyle bir noktaya vardı ki; biz biraraya gelemeyelim diye ellerinden ne geldiyse yaptılar. Sosyal medya paylaşımlarını sansürlediler, hesapları kapattılar. Herkes LGBT Dayatmasını, küresel lobilerin ve onların içimizdeki uzantılarının telaşını bu vesile ile görmüş oldu.
• Herkes bu süreçte, sosyal medyanın sansürcü, dayatmacı yüzünü gördü. Bu dijital faşizme boyun eğmeyeceğiz. Sözde “özgürlük” paravanı arkasına saklanan sansürcüler insanları kandıramayacak.
• Beş yıldır bu konuda mücadele veriyoruz. Son 12 ayda tüm Türkiye’de pek çok organizasyon gerçekleştirdik. 150.000’den fazla ıslak imzalı dilekçeyi tek tek topladık. Söz uçar, yazı kalır. Milletin iradesi bu dilekçelerde, milletin iradesi bugün Saraçhane’de, Beyazıt’ta. Bugün burada farklı görüşlerden insanlar aynı hassasiyetle bir arada. Aile bizim ortak paydamız. TBMM’de grubu bulunan tüm partileri ziyaret edeceğiz. Bu dilekçelerdeki milletin talebini kendilerine ileteceğiz. Milletin iradesinin TBMM’deki milletin vekillerince kanunlaştırılacağına, LGBT Propaganda ve Dayatmasına yasa ile dur deneceğine inanıyoruz.
• Milletin iradesinin önünde hiç bir güç, hiç bir lobi tanımıyoruz. Anayasamızın 41. Maddesini herkese hatırlatmak istiyoruz. Toplumun temeli olan aileyi dört bir yandan kuşatan LGBT Dayatması tehlikesine dikkat çekiyoruz. Ne diyor 41.madde; (“Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.”) Değerli Basın Mensupları
• Talebimiz çok net. Talebimiz Anayasamızın gereği. Talebimiz; toplumun temeli olan ailenin ve en önemlisi çocuklarımızın, LGBT Propaganda ve Dayatmasından korunması için devletimizin gerekli tedbirleri alması.
• Bugün buraya gelerek hassasiyetini ortaya koyan, buraya gelemese de destek veren, dua eden herkese müteşekkiriz. Bugün Saraçhane’den Beyazıt’a uzanan bu insan seli, son zamanların en muhteşem aile fotoğrafıdır. Bu fotoğrafta istikbal var, istiklal var. Bu fotoğrafta milletin temeli aile var. Bu fotoğraf Türkiye fotoğrafı. Tekrar ifade etmek isterim ki; bugün burada farklı görüşlerden insanlar aynı hassasiyetle bir araya geldi. Aile bizim ortak paydamız. Çocuklarımız için buradayız.
• Bizi “şucu, bucu” diyerek yaftalamaya; toplumun bir kesimi ile aramıza set çekmeye çalışanlar var. Onlara inat diyoruz ki; buradaki gür sedaya kulaklarınızı kapatıyorsunuz. Bunu gördük, bari Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kulak verin. Gazi diyor ki; “Sosyal hayatın kaynağı aile hayatıdır. Aile izaha lüzum yoktur ki kadın ve erkekten kuruludur.” Cumhuriyetin 100. Yılına gelirken, maalesef bugün LGBT propaganda ve dayatması bizi ailenin kadın ve erkekten kurulduğunu izaha muhtaç kılıyor.
• Bu aziz milletin her bir ferdi en gür sesiyle son nefesine kadar; HEP BERABER! “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.” diye haykırdı, haykırıyor, haykıracaktır.
SANCAĞI İNDİRTME, OCAĞI SÖNDÜRTME
DAYATMAYA DUR DE!
• Son olarak belirtmek istediğim husus şudur; ocağı söndürtmeyecek olan, sancağı indirtmeyecek olan, LGBT dayatmasına dur diyecek olan bu dilekçelerde yazıya dökülen milletimizin iradesidir. Dayatmaya dur diyecek olan bugün meydanlara sığmayan insanımızın sağduyusudur. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu gür sese kulak verip gereğini yapacağına inanıyoruz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik, sansürcü, dayatmacı, emperyalist küresel lobilerin değildir. Aile olmazsa millet olmaz, egemenlik olmaz. SANCAĞI İNDİRTME, OCAĞI SÖNDÜRTME DAYATMAYA DUR DE!"