Teknolojinin her nimetinden faydalandığımız günümüzde, hem iyi şeylerle hem de kötü şeyler karşılaşıyoruz. Artık elimizdeki cep telefonları ile belki de yapamayacağımız hiçbir şey yok. Banka işlerinden, yemeğe, alışverişe vb. bir çok alanda teknolojiyi dibine kadar kullanıp hatta ekmekle sıyırıyoruz.
Evet hayatımızı kolaylaştıran bu veli nimetin adı teknoloji ama kardeşim herkes de kullanmasın ya şu nimeti.
Herkes şu telefonu eline alıp sosyal medya açmasın mesela. Bir sınırlama getirilsin.
Her sabah ofise geldiğimde bilgisayarı açıp, gündem var mı, kim ne demiş, siyasiler ne yapmış etmiş diye bakıyorum sosyal medyaya. Yemin ediyorum sakince açtığım bilgisayarın başından sinir küpü olarak kalkıyorum. Kendince kulis yapmaya çalışan mı dersin, boş iftiralar, çirkin ithamlar. Resmen şu sosyal medya mecrasında doğrusunu bildiğimiz yalanları izliyoruz.
Yahu arkadaş memlekette ne kadar çok siyaset bilimci (!) varmış.
Resmen klavyesi olan konuşuyor! Lütfen! Demek istediğimi yanlış anlamayın. Özgür bir ülkede yaşıyoruz, herkes düşüncesini yazmakta veya söylemekte özgür. Ama, aması var işte.
Benim bahsettiğim kesim, sosyal medyada kendini bir şey zannedenler, ama gün yüzüne çıkınca dut yemiş bülbüle dönen tayfa.
Önüne gelen birini ifşalamakla tehdit ediyor, canı sıkılan gazetecilere dil uzatıyor. Hodri meydan. Yazdıklarınızı 5-10 kişilik arkadaş grubunuzla paylaşıp kendi kendinize eğlenmeyi bırakıpta, çıksanıza dışarıya.
Biz laf ettiğiniz gazetecilerin, hiç değilse eleştiri yaptıktan sonra dışarıya çıkıp insan içine çıkacak cesareti var. Vazgeçin arkadaşlar bu sevdadan. Kimse sizi ciddiye almıyor :)
Bırakın herkes işini yapsın, eleştirilecek birisi varsa eğer biz elimizdeki bilgi ve belgelerle bunu zaten yaparız. Siz yazdığınız asılsız yazılarla insanların kafasını bulandırmaktan başka hiçbir şey yapmıyorsunuz.
Bildiğin boş teneke gibisiniz yani, tınnnn!