İl olarak Aydın birinci derece deprem bölgesinde yer almaktadır.
Aydın’da il merkezi dahil olmak üzere en büyük ilçe ve yerleşim yerleri, bu ilçe ve yerleşim yerlerinde bulunan konutlar ve hastaneler fay hatları, sıvılaşma niteliğindeki toprak zemin üzerlerine kurulmuştur. İl tarihinde Aydın’da 6 ve üstü şiddetinde 14 deprem meydana gelmiş, Batı Anadolu’da 9 şiddetinde ilk deprem Aydın’da yaşanmıştır.
2022 yılında yayınlanan AFAD İl Afet Risk Azaltma Planı Raporuna göre Aydın ili, Türkiye’de en fazla hasarlı deprem görülebilecek 29 il arasında 7’ci sırada yer almaktadır. Bunun anlamı Aydın’da olacak olan 6 ve üstü şiddetindeki bir depremde çok fazla konut yıkılacak, çok fazla can kaybı olacak, Aydın’nın sanayisi-tarımı-alt yapısı ve ekonomisi çok fazla zarar görecek, halk yoksullaşacaktır.
AFAT’ın yayınlamış olduğu Raporda Hatay ili Türkiye’de en fazla hasarlı deprem görülebilecek 29 İl arasında 4’cü sırada yer almakta idi. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli medyada gelen depremler sonrası Hatay ilinin dörtte üçünden fazlası yerle bir oldu, on binlerce can kaybı meydana geldi. AFAT Raporunda 4’cü sırada yer alan Hatay ilinde depremler sonucu bu yakıcı etkiler meydana geldi ise aynı raporda 7’ci sırada yer alan Aydın ilinde meydana gelebilecek zararların boyutunu idrak etmek çok da zor olmasa gerek.
AFAT Raporuna göre Aydın’da 7 büyüklüğünde bir deprem yaşanması halinde, İl genelinde 33 bin 458 binanın yıkılacağı ve 7 bin 417 kişinin hayatını kaybedeceği öngörülüyor.
Bir depremde can kaybının sayısını belirleyen unsurların başında konutların ve hastanelerin deprem fay hatlarına olan mesafesi, konutların yapıldığı zeminin niteliği ve fiziki olarak depreme dayanıklılığı, o İlin sahip olduğu sağlık alt yapısı-sağlık kadrosunun niteliği ve sayısı, sağlık kuruluşlarının yapıldığı yer-zemin ve fiziki olarak depreme dayanıklılığıdır.
Adnan Menderes Üniversitesi tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre Aydın’da İzmir- Denizli yolunun güneyinde, kuzeye göre yeraltı su seviyesi daha yüksek; sıvılaşma potansiyeli daha fazla; zemin daha yumuşak olup bu bölge yapılaşma için uygun olmayan zemin yapısına sahiptir. Fakat bugün Aydın’da bu bölgede yapılaşma Büyük Menderes Nehrine dayanacak şekilde son sürat devam edegelmektedir.
AFAT Raporuna baktığımızda Türkiye’de 1’ci derece deprem fay hattı üzerinde en fazla hastane ve sağlık kuruluşu yapılan 3’cü İlin Aydın olduğu görülmektedir.
TÜİK verilerine göre Aydın ilinin sağlık alt yapısı Türkiye ortalamasına göre daha kötü durumdadır. Aydın’da on bin kişiye düşen hasta yatağı sayısı, nitelikli yoğun bakım yatak sayısı, hekim sayısı, hemşire sayısı, aile hekimliği merkez sayısı ve niteliği, 112 istasyon ve ambulans başına düşen nüfus bakımından durumu Türkiye ortalamasından daha kötüdür.
Aydın ilinin yataklı sağlık kuruluşlarına doğudan batıya doğru bakacak olursak.
Nazilli ilçesinde yapılan yeni Devlet Hastanesi görüntü olarak güzel görünse de deprem fay hattı ve sıvılaşma özelliği olan zemin üzerine yapılmış, depreme dayanıklılık durumu kamu tarafından bilinmemektedir.
Nazilli’de bulunan özel hastane ön planda poliklinik hizmeti vermeye göre düzenlendiği için olası depremde yeterli yataklı hasta hizmeti vermekten uzaktır.
Aydın Efeler ilçesinde 3 tane 2’ci basamak kamu hastanesi, 1 tane 3’cü basamak üniversite hastanesi, 2 tane yataklı hizmet veren özel hastane bulunmaktadır. Efeler’deki tüm 2’ci basamak kamu ve özel hastaneler deprem fay hattı ve sıvılaşma özelliği özelliği olan zemin üzerine yapılmıştır. Aydın Devlet ve Aydın Atatürk Devlet Hastaneleri fiziki olarak depreme dayanıklı değildir. Nitekim bu hastanelerin bazı bölümleri için on yılı aşkın süredir yıkım kararı olmasına rağmen şimdiye kadar ancak Aydın Atatürk Devlet Hastanesinin poliklinik binası yıkılabilmiştir. Aydın Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi yeni olmasına rağmen depreme dayanıklılık durumu bilinmemekte, fakat dere yatağı üzerine kurulmuş olduğu için su taşkınları nedeni ile iki defa su baskını olayı yaşamış, belli süreler hizmet dışı kalmıştır.
Efeler ilçesinde mevcut 2’ci basamak devlet hastaneleri depreme uygun olmadıkları, standart hastane görüntüsünden çok uzak oldukları için onbeş yıllık çabalar sorunu ancak yeni devlet hastanesi yapımına karar verilerek başlandı. Fakat yeni yapılmakta olan devlet hastanesi hem deprem fay hattı hemde sıvılaşma özelliği çok fazla olan zemin üzerine yapıldığı için halk ve sağlık çalışanları nazarında ciddi kuşku ve korku yaratmaktadır. O nedenle bu hastanenin depreme dayanıklılık durumu kamuoyuna acilen açıklanmalıdır.
ADÜ Tıp Fakültesi Hastanesi yeni yapılmış olmasına rağmen depreme dayanıklılık durumu bilinmemekte, yapıldığı yer itibarı ile ciddi problem yaşamaya aday durumundadır. Hastane direk fay hattı üzerine yapılmış olup, daha önce meydana gelen depremler nedeni ile hastaneye çok yakın mesafede derin toprak yarılmaları ve göçükleri söz konusudur. Bulunduğu konum nedeniyle hali hazırda hastaneye ulaşım sorunludur. Şiddetli bir depremde olması büyük olasılık olan toprak göçükleri ve yol yarılmaları nedeni ile hastane yıkılmasa bile hastaneye ulaşım ciddi problem yaratacaktır.
Efeler merkezde bulunan özel hastanelerin bina ve yatak durumları deprem sonrası yeterli sağlık hizmeti vermeye uygun değildir.
Söke ilçesinde bulunan devlet hastanesi yeni olsada fay hattı ve sıvılaşma özelliği taşıyan zemin üzerine kurulmuş olup depreme dayanıklılığı kamu tarağından bilinmemektedir. Söke’de bulunan özel hastane yataklı hastane hizmeti vermekte, fakat bu hastanenin de depreme dayanıklılığı bilinmemektedir.
Kuşadası ilçesinde yeni yapılan devlet hastanesi görünüm olarak güzel görünsede deprem fay hattı üzerinde kurulmuş olup, depreme dayanıklılığı kamu tarafından bilinmemektedir. Kuşadası’nda sınırlı da olsa yataklı hastane hizmeti veren iki özel hastane mevcut olup bu hastaneler de deprem fay hattı üzerine kurulmuş olup depreme dayanıklılığı bilinmemektedir.
Didim ilçesinde bulunan devlet hastanesi, deprem fay hattı üzerine kurulmuştur. Depreme uygun olmadığı gerekçesi ile yeni hastane yapımı projesi mevcut olsada, projede bir ilerleme söz konusu olmadığı için eski hastane riskli pozisyonda hizmet vermektedir.
Aydın’da 2’ci ve 3’cü basamak sağlık kuruluşları nasıl depreme dayanıksız ve riskli bir durumdalarsa, 1’ci basamak sağlık kuruşu olan Aile Sağlığı. Merkezleri de en az onlar kadar riskli durumdadır. Eskiden 1’ci basamak sağlık hizmetleri kendine ait bağımsız sağlık ocaklarında hizmet verirken Sağlıkta Dönüşüm ile bu hizmetler kaç yıllık ve projesinin ne olduğu, yapımında hangi malzemelerin kullanıldığı bilinmeyen konutlarda hizmet verir hale geldi. Aydın’da yaşanmış depremlere ve AFAT raporuna bakıldığında Aydın’da çok fazla sayıda konut yıkılacak. Bu konutlar yıkılırken de bu konutlarda kiracı durumunda olan Aile Sağlığı Merkezleri de yıkılacak, halk sağlık hizmetine ulaşma noktasında ciddi mağduriyetler yaşayacaktır. O nedenle Aile Sağlığı Merkezlerinin hizmet verme şekli acilen değiştirilmeli, her mahalleye bağımsız Aile Sağlık Merkezi hizmet binaları devlet tarafından yapılmalıdır.
Bir ilin deprem hasar görebilirlik değerlendirmesini yapmak ve bilmek, her hangi bir depremde olabilecek can kayıplarının ve maddi zararların azaltılmasına sebep olacak, afetlere koordineli bir şekilde müdahale edilmesini ve afet sonrası iyileştirme çalışmalarının daha başarılı bir şekilde yürütülmesini sağlayacaktır. Ne yazık ki Aydın İl’i sahip olduğu kamu ve özel hastaneler itibarı ile büyük ölçekli herhangi bir afete ve depreme gerçek anlamda hazırlıklı değildir.
Deprem engellenemez bir gerçekliktir ve deprem sonucu meydana gelen can ve mal kayıplarını önlemenin veya en aza indirebilmenin en önemli yolu deprem fay hatları üzerine ve yakınına konut ve hastane yapımına izin vermemekten, depreme dayanıklı bina yapmaktan, deprem öncesi dönemde kurumsal, toplumsal ve bireysel olarak her yönü ile topyekün depreme hazır hale gelmekten geçmektedir.