Kız kardeşimin
ayakkabısında ufak bir sökük vardı.
Diktirmek için bir ayakkabı tamircisine uğradık.
Tamirci; yaşlı, bilge bir amcaydı.
Ayakkabıları ertesi gün teslim etmek üzere aldı ve karışmasın diye altına isim yazmak için kardeşime adını sordu. "Zeynep" dedik. Amca, kardeşimin ismini yazmadı.
"Soyadını yazalım kızım" dedi.
Ve ayakkabının altına soy ismimizi yazdı.
Sonra dönüp dedi ki
"Sen çok güzel bir isim taşıyorsun kızım. Zeynep, Peygamber Efendimizin (Sâllallahu Aleyhi Vesellem) kızının ismi.
Sakın ismini ayak altına yazdırma. Şimdi düşündüm de adettendir diyerek her gelinin ayakkabısının altına ne isimler yazıldı.
Ayşe'ler,
Fatma'lar,
Zeynep'ler,
Hatice'ler,
Rukiyye'ler,
Gülsüm'ler,
Amine'ler,
Meryem'ler, Sultan'lar vs... Müslüman kadınların hangisinin ismi kötü ki?
Kimisi bir peygamber kızının, kimisi anasının ismi. Anladım ki bu da kafirin bir oyunuydu bize. Müslüman kadınların ismini ayaklar altına almanın güzel gösterilmiş bir oyunuydu. Yine adettendir diyerek her damadın ayakkabısının altına ne isimler yazıldı. Ahmet’ler,
Mehmet’ler,
Hasan’lar,
Hüseyin’ler,
Mahmut’lar,
Mustafa’lar,
Emin’ler,
İbrahim’ler,
İsmail’ler, Musa’lar, Harun’lar, Ali’ler… Müslüman erkeklerin hangisinin ismi kötü ki?
Kimisi bir peygamber ismi, kimisi peygamber oğlu, kimisi peygamber torunu, kimisi peygamber babasının ismi, kimisi peygamber kardeşinin ismi. Hani Boksör Muhammed Ali, (Allah rahmet eylesin) tüm ünlülerin ismini yerlere yazdıklarında "Benim adımı yere yazmayın, ben Peygamber ismi taşıyorum" diye uyarmıştı ya.
Ve sadece onun ismi, duvara yazılmıştı. Peygamber isminin üzerine basılıp geçilmesin. Hürmet edilsin diye bunu istemişti. Belki biz de bu bilinçle isimlerimizi ayak altına yazdırmaktan vaz geçeriz. Rabbim bizleri böyle hatalardan muhafaza etsin. Cuma’nın rahmeti, bereketi hepinizin üzerine olsun.