Yeni Dünya Düzeni’ne karşı duruş sergilemeye talip olunduğunda… Ve ‘Dünya Beşten Büyüktür’ ifadesinde yerini bulan ana zeminin ekseni bu şekilde tesis edildiğinde… Elbette bütün dünya ve onların müstemleke aydıncıkları hemen harekete geçeceklerdir. Bu ifade, mesnetsiz bir iddia değil… Komplo hiç değil… Bundan da ötesi yeni dünya düzeni tesisinde “İllüminati” gibi bir örgüt gerçeği gün gibi önümüzde durmaktadır. 1 Mayıs 1776 yılında Almanya'nın Bavyera eyaletinde Kilise Hukuku Profesörü olan Adam Weishaupt tarafından kurulan, aydınlanma manasına gelen İllüminati örgütü, meşhur Rothschild hanedanınca da desteklenmektedir. Ve amacı da tek dünya devleti nizamını tesis etmektir. Rockefeller Vakfı adıyla da bir vakıf bulunmaktadır. Bu vakfın amacı Illuminati ve Yuvarlak Masa şebekesinin ağına düşecek yöneticiler yetiştirmek amacıyla üniversite çağındaki öğrencilere burs temin etmektir. Bu, mezkûr hâkimiyet kurma fikrinin ilanıdır. Malum, Rockefeller ailesi, Amerika’daki Yahudi lobisinin başını çeken bir ailedir. Petrolden endüstriye çok geniş bir alana yayılmış ve oldukça güçlü bir sermayenin sahibi olmuşlardır. Özellikle petrol alanında tam bir dev ve tröst haline gelmişlerdir ve Amerika’nın en önemli petrol şirketleri onların elindedir. Rockefeller Vakfı aynı zamanda Beyaz Saray’a strateji üreten bir tink tank kuruluşu gibi çalışmaktadır. Bu çalışmasının asıl amacı ise ABD’nin politikasına yön vermektir. Daha birçok küreselci elitlerin! mensubu oldukları bu gizli örgüt ahtapot gibi her tarafı sarmıştır. İllüminatinin amacı ve bunun sistematize ettiği temel ilke şudur: “Kargaşalara ve savaşlara yol açarak, Kilise ve tek bir dünya yönetimi kurmak.” Bunun için… Mevcut Hükümet sistemlerinin yıkılması… Mülkiyet miras hakkının kaldırılması… Milliyetçilik akımlarının bitirilmesi… Aile mefhumunun yok edilmesi… Din mefhumunun kaldırılması… Yeni dünya nizamının tesisi… Pekiyi, bunlar size çok tanıdık gelmiyor mu? Bilinen bir hakikat: çakallar puslu havayı sever. Bunun için tek merkezden devamlı keşmekeş… Korku pompalayıp… Ve en sonunda da kendilerini yegâne kurtarıcı göstermeleri ne kadar tesadüf değil mi? Yüce Kurtarıcı..! En son moda nedir? CİNSİYETSİZLEŞTİRME… Milliyet…Millet…Din…Diyanet…Cemiyet…Cemaat… Bunlar ya yok edildi ya da zihinlerde örselendi… Şimdi de cinsiyeti yok etme projesi hayata geçirilmek isteniyor. LGBT, bunun görünen yüzü… O meşum ve mülga İstanbul Sözleşmesi… İllüminati örgüt zihniyetinin son evresi ve hamlesidir. Bu SÖZLEŞME şimdilik, kanunen askıya alındı… Ama seküler ve Batıcı zihniyette hala diri… Diri tutulmaya da devam ediliyor. Fahişelik ve o...puluklar aleni vaziyette Müslüman-Türk Milletinin gözüne sokuluyor. Öze dönüş… Yani ricat ya da rücu… Asıl tefekkür edilmesi gereken husus, budur. İbn Haldun’un meşhur Asabiye nazariyesine göre örselenmeye çalışılan Türk Milliyetçiliği (ırkçılık manasında değil), yok sayılma çabasına maruz bırakılan Türklük telakkisi, gerek siyasi gerekse fikrî olarak -ana eksen temelinde- tekrar gözden geçirilmelidir. Azınlık zihniyetini hayatın merkezine alırsanız cemaatçiliğe dönüşen bir milliyetçilikle karşılaşırsınız. Bu, en küçük sarsıntıda Türk milletinin zihninde yok edilmeye çalışılacaktır ve üzüntüyle ifade edelim ki: hayata geçmiştir. Devleti güçlü kılan temel esas (İbn Haldun’un tabiriyle) asabiyeci dayanışmadır. Devletin istikbal ve istiklalinin inşası, ithal fikirlerle değil, hakiki anlamda Türk milleti inşa sürecini tekâmül ettirmekle mümkün olacaktır. İllüminati gibi tek dünya düzeni ya da yeni dünya nizamı savunucusu tehlikeli örgütlere mukavemet gösterebilecek… ‘Dünya Beşten Büyüktür’ haykırışını gerçek anlamda hayata geçirebilecek zihni inşa, Türk Milleti kavramını ve anlayışını diri tutup, durmadan yola devam etmek en akıllıca iştir. Vesselam.