Bu eller bir daha harama günaha uzanmayacak!
Bu ağız harama açılmayacak!
Bu dil bir daha kötüyü söylemeyecek, iftira etmeyecek, yalan söylemeyecek, dedikodu yapmayacak!
Bu burun yeni arzuların peşinde koşmayacak!
Bu kollar harama sarılmayacak!
Bu gözler harama bakmayacak!
Bu beyin kötüyü planlamayacak!
Bu kulaklar haramı duymayacak!
Bu ayaklar harama adım atmayacak!
Söz veriyorum Allah’ım!
Evet itiraf ediyorum bunları yaptım, affet! Temizle, arıt beni,
Sen temizlemezsen ben temizlenemem!
Bana Yardım Et, Beni Temizle, Beni Arıt!
Her Abdest Bu Anlama gelir
Ya da gelmeli
Farkında mıyız?
Abdest mi alıyoruz?
Yoksa el yüz mü yıkıyoruz?
Abdest ruhumuzda beynimizde böyle algılanıyor mu?
Yankılanıyor mu?
Eğer abdest böyle alınmışsa uzakta değil hemen evinizin önünde, çok yakınınızda, hatta evinizin içinde, istediğinizde hemen bulabileceğiniz arıtıcı, temizleyici, durulayıcı bir nehir bulursunuz.
Böyle bir nehirde günde beş kez yıkananda kirden, günahtan eser kalır mı?
Günde beş defa bizi huzuruna çağıran Rabbimiz bizlere:
Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin, ayaklarınızı da topuk kemiklerine kadar (yıkayın)… (Maide 5/6)
İşte değerli kardeşlerim, artık abdest alırken yıkadığımız azalarımıza yemin ettirdiğimizin farkında olalım. Bu yeminle abdest alan, ardından Rabbinin huzurunda ayakta duran, rukûya eğilen, alnını secdeye koyan insan günah işler mi?
O zaman aldığımız abdestin gereğini yapmak için çaba sarf edelim.
Rabbim bizlerin yaptığı bu yeminden döndürmesin.
Cuma’nın rahmeti, bereketi ve selamı hepinizin üzerine olsun.