Seçim sonrası beklenen oldu ve dolar kuru arttı ya da diğer bir deyişle Türk Lirası değer kaybetti.
7 Haziran 2023 Çarşamba günü dolar kuru yaklaşık yüzde 7 arttı. Zamlar da arkasından geldi. Hemen hemen birçok zam oranı yüzde 7’den fazla oldu. Nasıl olsa yine artar düşüncesiyle, zamlar daha yüksek oranlarda yansıtıldı.
Görünen o ki, kur artışı bitmeyecek. Otomotivde ise haziran ayında birçok markada 3. zamlar görülmeye başlandı. Sürekli bir fiyat güncelleme, sürekli bir zam artık hayatımızın olağanları arasına girdi.
22 Haziran Perşembe günü Merkez Bankası toplantısından faiz artışı kararı çıktı. Yüzde 8,5 olan faiz yüzde 15 oldu. Ancak bilinen bir gerçek var ki piyasada zaten faizler mevduatta yüzde 25-yüzde 30, kredilerde ise yüzde 40-50 civarında. Sadece kredi kartından çekilen taksitli nakit avansta görece düşük ve merkez bankası faizi ile doğrudan ilintili şu anda.
Piyasada faizin yüksekliği ya da düşüklüğü enflasyona göre belirlenir. Yüzde 15 faiz, yıllık yaklaşık yüzde 40 olan TÜİK enflasyonunun bile çok çok altında olduğu için ve beklentileri karşılamadığı için faiz kararı sonra döviz kurunda artış yaşandı. Seçim öncesi 20 TL civarında olan dolar kuru 26 TL’leri gördü. Yaklaşık yüzde 30 artış sağlandı. Asgari ücrete verilen yüzde 34’lik zammın büyük bir kısmı eridi gitti.
Merkez Bankası’nın diğer toplantılarda da faiz artışı olursa kur yükselmesinin hızı kesilir mi? Kurda öngörülemeyen artışlar son bulur mu gibi piyasanın beklediği sorular birikmeye başladı.
Faizler istenilen ölçülerde artarsa kur artışı sınırlı kalır, araçlara çok çok büyük zamlar gelmez ancak kredi faizleri yükselir. Faizler piyasanın beklediği oranda artmaz ise, kur artışı daha yüksek olur. Kredi faizleri düşük olsa bile sürekli araç fiyatları artar. Her durumda zarar gören tüketici oluyor ne yazık ki.
Otomotiv sektörü üzerinden örnek verdim ancak birçok üründe kur, faiz, fiyat artışı ilişkisi benzer şekilde.
Faiz arttırıp indirmekle ekonomi yönetilseydi tüm dünya bunu yapardı. Üretime kaynak ayırmadan, üretmeden, üretene değer vermeden, faizle ekonomiyi yönetmek geçici çözümden başka bir şey olmaz.
Ne zaman alın terinin değerini bilir ve karşılığını fazlasıyla verirsek o zaman ülkemiz için farklı şeyler konuşuruz. Üretimin arttığı, karşılığında üreticinin ve emek verenin hakkını aldığı, daha refah bir Türkiye’de yaşamak dileğiyle.