‘Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşı içindesiniz değil mi?
Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Kopyala- yapıştır yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayara, cep telefonuna döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?’
(Müşfik Kenter)
Kültür: Bir toplumun tarihsel süreç içinde ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardığı her türlü maddi ve manevi özelliklerin bütünüdür.
Kültür, bir toplumun kimliğini oluşturur.
Onu diğer toplumlardan farklı kılar ve o toplumun yaşayış tarzıdır.
Çağımızda baş gösteren popüler kültür, kendi öz kültürümüzü maalesef katlediyor.
Gelecek nesillere kendi öz kültürümüzü yaşatmalı ve öğretmeliyiz.
Kültürünü kaybetmek,
Saygıyı, saygınlığı kaybetmek,
Bizleri her geçen gün dış güçlerin kölesi yapar.
*
Selam veremeye de, almaya da yüreğimizi açmak, iletişime başlamanın ilk ve en önemli adımıdır.
Toplumsal gelişmişlikte ve kişisel gelişimde selamlaşma,
Uygarca iletişimin bir göstergesidir.
Çoğunuzun cep telefonuna, otomatik olarak gelen o samimiyetsiz mesajlardan rahatsız olduğunuzu biliyorum.
Hele hele, kırmızı kravatlıların gönderdiği, hatta kendilerinin haberi bile olmadan yollanan o duygu dolu SMS ‘ler insanı iyice çileden çıkarıyor.
Birileri, çıkarları uğruna yüzünü bile görmediği, bir yerlerden ele geçmiş telefon numarasına doğum günü kutlamaları, cuma, bayram veya yılbaşı tebrikleri yolluyor.
Bir telefon açarak bayram kutlaması ya da mutlu yıllar arkadaşım demek zahmet olur hale geldi.
Bir cümle yazılarak bin kişiye sıradan cep telefonu mesajı göndermek adet oldu.
Özel günlerde, özenle satın aldığımız kartpostallara, el yazısıyla yazılan iyi dilekler yok oldu.
Gülümsemeler bile çizgi karakterlerle yapılır oldu dokunmatik dünyamızda.
*
Gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü olan bu güzel topraklarımız.
Kendi öz kültürümüzle güzel…
Samimi olalım.
Yürekten olanlarla olalım.
Çünkü;
Harbi olmayan hayatlar boş bir çuvala benzer.
Boş çuval da asla dik durmaz.