ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI
Emek Yaşar Karakulak
Türkiye ve Aydın için zeytin önemli. Ülkemiz de zeytinden 500 bin aile geçimini sağlıyor. Türkiye zeytin üreten ülkeler sırasında önemli bir yere sahip. Zeytinyağı üretimimiz 2017 rekolte tahminlerine göre 177 bin ton. Türkiye zeytin üreticileri bu rekolteyi yakaladıklarında, İspanya, Yunanistan ve İtalya’nın ardından dördüncü sırayı alacaklar. Türkiye’nin zeytin varlığı yaklaşık 165-170 milyon. Bu zeytin varlığında Aydın ili 24.586.172 ağaç sayısıyla ilk sırada yer alıyor. Bunun yanı sıra Aydın yemekliğe ayrılan zeytin üretimi sıralamasında üçüncü, zeytinyağı üretiminde de birinci sıradadır Aydın’a ve ilçelerine ilk kez gelenlerin bile, çıplak gözle baktığında zeytinin Aydın için yaşamsal önemde bir ürün olduğunu gözlemleyebilir. Kitle iletişim araçlarından hemen hemen her gün zeytin ve zeytinyağının sağlığa yararlı değerli bir yiyecek olduğunu duyan, gören okuyan insanlar, böylesi değerli bir ürünü üretenlerin iyi kazandığını düşünebilirler
Türkiye tarımın da artık kronik hale gelen; sürekli yükselen maliyet artışları,(gübre, mazot, zirai ilaç, işçilik vb) kimi zaman düşen, çoğu zaman sabit kalan ya da yaşanan yüksek enflasyona rağmen minimum artan ürün fiyatları ve yetersiz ürün desteklemelerinden kaynaklanan sorunların, diğer ürünlerde olduğu gibi zeytin dede yaşanmaktadır.
Gerçekçi olalım. Hükümet uyguladığı serbest piyasa ekonomisi politikası gereği girdi ve ürün fiyatlarına müdahale edemez. Bu nedenle, eğer hükümet üreticisini yeterli desteği vermek istiyorsa elindeki tek seçenek, tarım ürünlerine yapacağı destekler kalmakta. Zeytine 2018’deki yapılacak desteklemelere baktığımızda zeytinyağına kg 80 kuruş, mazota dekar başına 9 TL, gübreye dekar başına 4 TL ödenecek olması, üreticinin Sürdürülebilir bir üretim yapabilecek desteği almak için öyle görünüyor ki daha çok bekleyeceklerinin sonucunu ortaya koyuyor. Oysa üreticilerimizin rakip olduğu AB’deki zeytin üreticileri hiç beklemeden bir kilogram zeytine 1.32 Euro, TL olarak yazalım 6 TL. Almaya devam ediyorlar. Dahası da var. Yıllardır zeytin üreticileri zeytinin kendisine de prim verilmesini istiyorlar. Ancak hükümeti ikna edemediler. Tarımsal desteklemelerde Ayçiçeğine, mısıra, soyaya pamuğa yani ürüne prim verilirken, zeytinyağına prim verildiği için zeytine prim verilmemesi uygulamasından dönüleceğine dair henüz bir açıklama yok. Oysa AB ülkeleri bu durumu üretici lehine çoktan çözmüşler. Onlar, sofralık, yağlık ayrımı yapmadan zeytine ve zeytinyağına kg 1.32 Euro ödüyorlar.
Birde KDV sorunu var. Çiftçi zeytinyağını üretirken prim alıyor. Sonra hükümet zeytinyağına yüzde 8 KDV uygulaması yaparak üreticiye verdiği desteği tüketiciye yüklüyor. Tüketici zeytinyağını pahalı bularak başka yağlara yöneliyor. Üreticiler yüzde 8’lik KDV’yi yüzde 1’e çekilmesini istiyorlar. Sizce de mantıklı değil mi?
Hükümet, zeytin, zeytinyağıyla ilgili tarımsal desteklemeleri, AB standartlarına çıkararak ve KDV’yi düşürerek kendi ülkesinin insanlarını daha ucuza zeytinyağı tüketmesini, üreticisinin de alın terinin karşılığını almasını sağlayabilir.
Yorumlar