Yönetime talip olma, siyaset ve ahlak ilişkisine verilen önemle ölçülür.
Hem yönetme istek ve arzusuyla sahneye çıkanların hem de yönetilme mevkiidekilerin temel umdeleri olmalıdır.
Nasıl ki siyaset bir sanat işi ise yönetilenlerin öncüleri olanlar da (cemaat ve cemiyetler) stratejilerini varoluş gerekçeleriyle paralel hareket ederek planlamalıdırlar.
Sevk ve idare etmelidirler.
Fitne ve fücurun esiri olmamalıdırlar.
Yoksa eserlerinin sonuçları açısından dünyada da ahirette de mes’ul olacaklardır.
Maalesef bu tarz ayrılıklar tarihte müslümanlar arasında hep olagelmiştir.
Son da olmayacağı aşikâr görünüyor.
Hem dünyevileşmekten söz edilir…
Hem de dünyevileşmenin zirvesini yaşarız.
Bu tür siyasi faydacılığı Müslümanlara, öncülük edenler tarafından, “en tabii hak” aforizmalarıyla belletirler.
Varoluş gerekçelerine, ilmek ilmek örülen tecrübeye göre bîtaraf olunması gerekirken; tarafın tam merkezinde, hatta mücadele ettikleri tarihi kesimlerle birlikte hareket etmeleri çok acıdır. “En tabii hak” olarak kabul edilen siyasi faydacılık, Müslümanların neden tefrikaya düştüğünü izah etmeye kifayet edecektir.
Bu açıdan siyaset ahlak ilişkisinde sadece Devlet’i idare edenler ve talip olanlar değil, çoban dahi mes’uliyetinin müdrikliği içinde tarihî tecrübenden istifade etmekle mükelleftir.
Bu anlamda Yusuf Has Hacib'in ‘Kutadgu-Bilig’ (Devlet Yönetme Bilgisi) eseri yöneten ve yönetilenler için, tarihimizde ayrı bir yere sahiptir.
Siyaset ve ahlak münasebetini ortaya koyması yönünden eşsiz bir hazinedir.
Kutadgu-Bilig’den bahsetmek tam yerinde olacaktır.
Kısaca ifade etmek gerekirse…
‘Kutadgu-Bilig’, tür olarak bir ‘siyaset-nâme’dir. Kaleme alınmasındaki temel gaye şudur: 11. yüzyıl Türk aydınlarının ahlak, siyaset ve devlet yönetimi alanındaki gelenekli fikirleri…
Anlayışlarını derli toplu bir kitapta toplayarak, ahlak ve devlet anlayışını hükümdarlara, yönetenlere ve devlet adamlarına anlatmak, benimsetmek ve gelecek kuşaklara nakletmektir.
Yusuf Has Hacib'e göre ahlâk ve siyaset sistemi başlıca dört ilkeden meydana gelmektedir: Bilgi, uygulama, adalet, hâkimiyettir.
Yusuf Has Hacib, yönetenlerde olması icap eden faziletleri şöyle ifade etmiştir: Adalet, iyilik, bilgelik, akıllılık, merhamet, sabır, cömertlik, seçkinlik, soyluluktur.
Bunun yanında yedirme, içirme, giydirme, para dağıtma, güzel isim bırakma, halkı güven refah-sevinç içinde yaşatmayıda belirtmiştir.
Kutadgu-Bilig'de yönetenlerin sahip olması gereken insani ve ahlaki nitelikler şu şekilde özetlenebilir: Yiğitlik ve cesaret, bilgelik ve akıllılık, erdemlilik, dürüstlük, ihtiyatlılık, zalim olmamak, adil olmak.
Ayrıca Yusuf Has Hacib şöyle diyor: "Adının ün ve şöhret kazanmasını isteyen hükümdar, şu beş şeyi kendinden uzak tutmalıdır: Biri acelecilik, ikincisi cimrilik, üçüncüsü öfke, dördüncüsü inatçılık, beşincisi yalancılıktır".
Uzun lafın ksası her kademedeki yönetici, rehber, lider, topluluk mümesilleri vazifesinin müdrikliği ile varlık sebeplerine sıkı sıkıya bağlı kalmalıdırlar.
“ Kocakarı İle Ömer” adlı şiirinde merhum Mehmet Akif Ersoy’un Hz. Ömer Efendimize (ra) atfen söylediği şiirindeki mesuliyet ile hareket etmelidirler.
Şöyle diyor merhum Âkif:
Yarın, huzûr-i İlâhî’de, kimseler, Ömer’in
Şerîk-i haybeti olmaz, bugünlük olsa bile;
Evet, hilâfeti yüklenmeyeydi vaktiyle.
Kenâr-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu,
Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer’den onu!
Bir ihtiyar karı bî-kes kalır, Ömer mes’ul!
Yetîmi, girye-i hüsrân alır, Ömer mes’ul!
Yönetme ve yönetilmeye talip olanların, sorumluluğun şuurunda olmaları temennisiyle…