Sayın Devlet Bahçeli’nin “terörü bitirme” hamlesinin çok kritik bir aşamasında bir “çalıştay” tertip edildi.
Tabiatıyla tartışmaları da beraberinde getirdi.
Bu “çalıştay”, en sıkıntılı, en kritik zamanda gerçekleştirildi.
O zaman akla şöyle bir sual geliyor:
Organize edenler, bu süreçte ön almayı mı planladılar?
“Çalıştay”ın hem zamanlaması…
Hem de sonuç bildirgesindeki bazı maddeler böyle düşünmeye sevk ediyor.
Ancak içeride birlik ve beraberliğin tesisine çok da hizmet ettiği söylenemez.
Hem bazı şahsiyetleri savunacaksınız….
Hem de yeni cephe açacaksınız.
Bunlar stratejik açıdan doğru hamleler değil.
Türkiye’nin kırmızı çizgilerine …
“Birlik ve beraberliğin” teminatı olan hususlara radikal eleştiri ve tekliflerle gelirseniz…
O vakit adama sorarlar: Amacınız nedir?
Bütün meselelere sağduyu ile yaklaşmak temel düstur olmalıdır.
Irkçılık ile sorunları ele alırsanız o vakit Batı tipi faşizme siz de hizmet etmiş olursunuz.
Burada merhum mütefekkir Mustafa Çalık’ın 5 Nisan 2006 tarihli, “Türkler, Kürtler, Kürtçüler, PKK’lılar: İyi dinleyin!” başlıklı yazısını zikretmezsek konumuz noksan kalır.
Özetle şöyle diyor:
Türkler!..
“Müminler kardeştir!” düsturunu asla unutmayın ve terk etmeyin.
Emin olunki, biz inandıklarımızdan topyekûn vazgeçmedikçe veya PKK, Kürtleri Müslümanlıktan çıkarmadıkça ve yahut da hep birlikte tarihimizden ve insanlığımızdan soğumadıkça, barış ve kardeşliğin imkânları tükenmiş olmayacaktır.
Kin ve nefret bizim şiârımız olamaz.
Kin ve nefret sadece kan dâvâsı doğurur.
‘Kan dâvâları’ aşîret dayanışmasını kolaylaştırabilir ama, ‘millî’ bütünlüğe hizmet etmez.
Bu ‘fitne’yi meşru yollarla def edeceğiz!
Kürtler!..
Öncelikle , vatandaşlık ve ‘kardeşlik’ hukukuna bugüne kadar hep sâdık kalmış ‘sâde’ Kürtlere ama, bilhassa ‘tuzu kuru Beyaz Kürtler’e söylüyorum:
Niye sesiniz çıkmıyor?!
Şâyet gerçekten birlikte, barış ve kardeşlik içinde yaşamaktan yana iseniz, daha fazla vakit kaybetmeden ayağa kalkın ve sesinizi yükseltin:
Deyin ki,
“Ana dil ve benzer konularda, şu anâ kadar yapılan ‘demokratik’ reformlarla sağlanan gelişmeler, Kürt gibi yaşamamıza da ‘adam’ gibi yaşamamıza da yeter; kendimizi millî bütünün ayrılmaz bir parçası olarak görüyor, üniter yapı içerisinde, eşit hak ve hürriyetlere sahip vatandaşlıktan başka her türlü tasavvuru reddediyoruz!”
Henüz vakit varken, ‘Kürtçü’lerle aranıza mesafe koyun!
Kürtçüler!..
Anadilinizi ‘resmi’ dil’e çevirme fetişinden vazgeçin! ‘Özel alan’da istediğiniz kadar kullanın, zaten kullanıyorsunuz; ama bu çağda, bu dünyada Kürtçe’ye tutunarak ayakta kalamazsınız! Lengüistik gelişimi ‘tarihen’ eksik kalmış ve bundan sonra da tamamlanma şansı fazla olmayan bir dille olmaz.
Yazık olur!
Ben kendi köyümün ‘şive’sini Ankara’daki hayatımda nereye koyuyorsam, Kürtçe’yi de sizin için oraya koyuyorum.
PKK’lılar:
Sakın hatırınızdan çıkarmayın; Türkler için Ankara, İstanbul ve Erzurum ne ise, Diyarbakır, Şırnak ve Hakkâri de odur. Dün bir kere böyle idiyse, bugün bin kere böyledir.
10-15 yaşındaki çocuklara kan ve ölümü sevdirmeye çalışıyorsunuz, hayatı ve insanca yaşamayı küçümseyerek!
Ne uğruna?
Amerika, Araplara bırakmadığı ‘petrol’ü, size mi bağışlayacak zannediyorsunuz?
Bilmelisiniz ki, ‘Batı’lılar sizi Taşnak çetelerinden, Kürtleri de Ermenilerden daha fazla seviyor değil.
Hrant Dink’in de demek istediği bu idi:
“Sizi daha kolay satarlar!”
İhtiyacınız olan şey, ‘konfederasyon’ değil, akıldır!
***
Hülasa…
Dirilişimiz, ırkçılık da değil; milliğin ihyasındadır.
Yani…
Milliliği kavmiyetçiliğe dönüştürmemektir; diriliş.
Müşterek bir mazinin asli unsurlarıyla beraber tarih şuurunu, kavmi(ırki) geçmişiyle birlikte sahih gelenekle yoğrulmuş bir kültür birliği; sahih geleneğe mehaz(kaynak) teşkil eden inanç birlik ve beraberliği; bu tarih, kültür ve inancın teksif ettiği ahlak birliği; coğrafi hududun tayin ettiği birlik; bu birliğe esas teşkil eden ve asli unsurlardan biri olan dil birliği ile pekiştirilmiş ortak tavır ve müşterek mefkurenin getirdiği şuurun ana bileşkesi, “millet” denilen müteharrik bir tarifi bütün benliğe zerk edip tefekkürdür; diriliş.
Ümid ederim, ruhlarımızın dirilişi bütün insanlığın hayrına olur.
Çok geç kalmadan...
Dirilişimiz, ırkçılık da değil; milliliğin ihyasındadır
Dr. Mesut Mezkit
Yorumlar
Trend Haberler

Aydın’da ilk yaşanacak: 190 ülke izleyecek

“Agnostik Torunum” filmi rekora koşuyor

Aydınlı gencin acı sonu: Başından silahla vurulmuş halde bulundu

Nazilli Belediyesi’nde şok ihraç: Dört memurun görevine son verildi

Esat Ergüler’in acı günü

Karacasu'da akaryakıt istasyonu zarar etti