Esas itibariyle bu başlığı daha sert atacaktım. Ancak, fincancı katırlarını ürkütmeyelim dedik..! Daha “soft!” giriş yaptık..! Ama şimdilik… *** İlaveten sonda söyleyeceğimizi başta ifade edelim: Bunların mes’ulü SÖZLEŞME taraftarı kesim ve kendini muhafazakâr olarak niteleyen PARTNERcilerdir. Ve tabiî ki, hâlâ PROJE OKULLARINDA dini hassasiyeti göster(e)meyen il milli eğitim müdürleridir. Buna çanak tutan diğer idarecilerdir. Çuvaldızı batıralım dedik. *** Bir dönem daha bitti. Okullar yaz tatiline girdi. Her okul kendi bünyesinde “yılsonu faaliyetlerini” heyecanlı bir şekilde gerçekleştirdi. Makul olduğu müddetçe elbette yılsonu etkinliklerine bir şey denilemez. Bir yıl boyunca derslerden yorulan çocuklar, eğlenebilmelidirler. Hatta bu tür organizasyonlar, sosyal faaliyet çerçevesinde… Sosyal olma halini olgunlaştırmak adına iyi de olur. Ancak birçok etkinlik (biz masum olsun diye tamamı demedik) “gizli” tehlikeyi de beraberinde getirmektedir. İşte bir örnek. “İstanbul'da özel anaokulunda LGBT dayatması! İstanbul Beykoz'da özel bir anaokulunda küçük yaştaki çocukların katıldığı "cinsiyet seçme" etkinliği yapıldı. Etkinlikte dev LGBT bayrağı asıldı.” (https://www.haber7.com/guncel/ haber/3332062-istanbulda-ozel-anaokulunda-lgbt-dayatmasi) *** Malum, LGBT dayatması Türkiye'de Batılı fonlar eliyle yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. En son ODTÜ'de Onur Yürüyüşü, Ege Üniversitesi'nde de LGBTİ kahvaltısı düzenlenmeye çalışılmıştı. Tabi en son olarak TÜSİAD Başkanı’nın SÖZLEŞME geri getirilsin çağrısı da dikkatle takip edilmelidir. Buna çanak tutacak sözde muhafazakârlar çıkarsa hiç şaşırmayız. *** “Yılsonu etkinliği” adı altında tertiplenen bütün faaliyetler -maalesef- çığırından çıkmış vaziyettedir. Müslüman Türk an'nanesine taban tabana zıt… İnancımızla ve kültürümüzle asla örtüşmeyen… Değer yargılarımıza tamamen ters… Batıdan pompalanan pespayelikler bu tür etkinliklerde arz-ı endam etmiştir. Bırakınız öğrencileri… Bir takım öğretmenlerin buna teşvik edici giyiniş, hal ve davranışları da cabası. Neler oluyor eğitim yuvalarında demekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Yetkili makamdakiler suskun… Eğitimciler biçare… Öğrenmek ile eğitimin hayata geçirilemediği okullar… İşte mekteplikten çıkmış okullarımızın hali, pürmelâli... Dünyadaki çıplaklık modasına uyum son sürat devam ediyor. Kıyafet baloları… Danslı eğlenceler… Daha ayrıntıya girmeye lüzum yok. Bu çocuklar bizim. Günahı da bizim sevabı da bizim. Eğitimciler başta olmak üzere tam ergenlik çağındaki çocuklarımıza ne kadar ÖRNEK OLABİLİYORLAR? Esas bunun sorgulanması icap etmektedir.