Türkiye’de turizm ne yazık ki deniz kum güneş üçlüsünden öteye gidemiyor. Deniz kum güneş dışındaki diğer turizm rotalarının ortak özelliği de birkaçı haricinde denizsizlik diyebiliriz. Aydın’ın denize kıyısı olması, Kuşadası ve Didim ilçelerinin turizm potansiyeline baktığımızda ne yazık ki diğer turizm rotaları yeterince turizmden pay alamıyor.
Ara Güler’in şans eseri keşfettiği, Unesco Dünya Miras Listesi’nde yer alan Afrodisas antik kenti, Cittaslow yani sakin şehir olan Yenipazar’ı çok çok az kişi biliyor. Turunç kokan sokakları, gastronomik değer Ege Pidesi, üstüne yenilen tahinli pideyi saymıyorum bile. Diğer az bilinen ise, görece de rakipleri denilecek eski Rum köylerine kıyasla az popüler olan Doğanbey köyü.
Doğanbey köyü, mübadele sırasında boşaltılan Türkiye’de birçok Rum köyünden birisi. Çanakkale’ye bağlı Yeşilyurt ve Adatepe köylerine baktığımızda her anlamda çok gerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Çok uzaklara gitmeyelim dersek İzmir Şirince ile Doğanbey’in turizm potansiyeli kıyaslanamaz bile.
Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğim Doğanbey’de 1-2 restoran, kafe ve birkaç konaklama seçeneği dışında başka bir şey yok. Denize yakınlığı da düşününce tarihi dokusu ve sakinliği ile birçok noktayı geride bırakması içten bile değil. Kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler, sivil toplum örgütleri el ele vererek turizmi canlandırmalılar. Festivallerle, müzik şölenleri ile başlanabilir.
Deniz kum güneş yanında kültür turizmi kapsamında da güzel seçenekler olduğunu hem yerli hem de yabancı turistlere anlatmalıyız. Özellikle yabancı turistten gelecek her sente (cent) ihtiyacımız varken, Doğanbey gibi bir kültürel mirasın bu halde olması çok büyük kayıp.
Birçok kişiye ekmek kapısı olacak ve Aydın’dın yüksek turizm potansiyelini daha da ileriye taşıyacak ve farklılaştıracak noktalarından birisidir Doğanbey. Tabii ki yeterince destek görürse.
Doğanbey’in hak ettiği konumda olması dileğiyle...