Hayatın pek çok alanında başarılı olmanın en temelinde umut yatar. Umut hayatımız için yapacağımız bütün planların ve hedeflerin gerçekleşmesini sağlar. Yarın ne olacağı ile ilgili umutlanır ve heyecanlanırsak günlük yaşama maddi manevi daha fazla yatırım yapar ve zorlukların ardındaki kazançları görebiliriz. Umutlu insanlar gelecek bugünden daha iyi olacak, bunu gerçekleştirmek için yeterli güce sahibim, hedeflerime ulaşmamın tek bir yolu yok pek çok yolu var, her aşamada problemlerle karşılaşabilirim düşünceleri ile hareket eder. Yani umut oksijen gibidir. Umut olmadan yaşayamayız. Umut içinde neşe ve heyecan gibi pek çok duyguyu barındırır. Umut sadece iyi duygular hissetmek demek değildir. Umut zihninizle kalbinizin kombinasyonudur. Dolayısıyla umut söz konusu olduğunda tutku ve mantık birlikte hareket eder. Umut insanları daha iyi geliştirerek ve büyüterek öğrenme hedeflerini edinmesine yardımcı olur. Öğrenme hedeflerine sahip olan insanlar hedeflerine ulaşmak için planlar yapar, stratejiler oluşturur ve geleceği gözünde canlandırır. Umut aynı zamanda bulaşıcıdır. Sosyal çevreniz, en yakın arkadaşlarınız, rol modelleriniz, yaşanmış güzel hikayeler hepsi sizin umutlu olma durumunuzu etkiler. Peki, bugün bizler Aydın'da ve Türkiye'de yaşayan insanlar olarak gelecekten umutlu muyuz ? Geleceğe umutlu bakabiliyor muyuz ? Yada ne durumdayız ? Uzunca bir zamandır Türkiye toplumunun yarısı ne kadar mutlu, umutlu ise öteki yarısı o kadar mutsuz ve umutsuz durumdadır. TÜİK'in yaşam endeks çalışmalarında 2003 yılında Türkiye'de yaşayan insanların f,9'u umutlu iken 2016 yılında gelecekten umutlu insanların oranı w,8'e çıkmış. TÜİK'in il düzeyinde insanların umutluluk oranları ile ilgili en son çalışması 2013 yılında yapılmıştır. 2013 yılında Türkiye'de gelecekten umutlu insanların ortalama oranı w. Aydın ilinde yaşayan insanların gelecekten umutlu olma oranı ise s,8'dir. Bu oran ile Aydın, Türkiye'de gelecekten umutlu iller sıralamasında 65'ci sırada yer almaktadır. Yani Aydın ilinde yaşayan insanlar Türkiye ortalamasından daha az gelecekten umutlu olup, umutluluk sıralamasında Türkiye'deki en son iller arasında yer almaktadır. TÜİK'in umutluluk sonuçlarına yine TÜİK'in yapmış olduğu Türkiye'de iller düzeyinde yaşayaninsanların mutluluk oranlarına baktığımızda Aydın ilindeki vahim durum daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. 2016 yılı TÜİK'in il düzeyinde insanların mutluluk oranı çalışmasında Aydın'da yaşayan insanların mutluluk oranı S,5 olup bu oran ile Aydın Türkiye'de 67'ci sırada yer almaktadır. TÜİK'in yapmış olduğu çalışmalara baktığımızda Aydın'da yaşayan insanların Türkiye ortalamasından çok daha fazla mutsuz ve gelecekten umutsuz olduğu ortaya çıkmaktadır. Türkiye'nin en büyük 20'ci ili olan Aydın'da yaşayan insanlar adına bu durum üzücü olduğu kadar vahimdir. Aydın ili Türkiye bütçesine vermiş olduğu katkının çok altında Türkiye bütçesinden, kalkınmasından, refahından pay almaktadır. Bu sonuçlar ise Aydın'da yaşayan insanların mutsuz ve umutsuz olmasına sebep olmaktadır. TÜİK'in sonuçlarından kendi adına pay çıkarması gereken diğer kesim ise Aydın'ın yönetimden sorumlu olan seçilmiş veatanmışlarıdır. Aydın halkının mutsuz ve umutsuzluğu Aydın ilinin iyi yönetilmediğini göstermektedir. İnsanlar umutlarını yitirilmeye başladı mı onlarda karamsarlık, kötümserlik ve koşullara teslimiyet başlar, her şey karanlık yol olur. Böyle bir durumda önce hayaller yok olur. İnsanlar kendini işe yaramaz olarak görmeye başlar, kendilerine yabancılaşır, pasif hale gelirler. İşte bu şekildeki umutsuz insanları her noktada kontrol etmek, yönlendirmek mümkün olmaktadır. Umutlu olma duygusu bireysel hayatımızda kendi kurgularımız, becerilerimiz, başarı ve başarısızlıklarımız ve fiili yaşantımızın toplamından ortaya çıkan bireysel bir hal ise de, sonuç olarak aile, sosyal çevre ve ülkenin içinde bulunduğu durum umutlu veya umutsuz olmamızı belirleyen faktörlerdir. Umutlu olmak aynı zamanda dayanışma içinde olma duygusunu içinde taşımak ve dışında da bunun olduğunu bilme halidir. Bu hal bireysel, ailevi, sosyal olabilir, olması güzeldir. Mutsuz ve umutsuzluk, yalnızlık hissiyle birlikte, dayanışma ruhunu da yok ediyor. Üstelik günümüz dünyasında küreselleşme bireyselleşmeyi bencilliğe dönüştürüyor teknolojide insanları yalnızlaştırıp duyarsızlaştırıyor. Peki bugün gelecek için umutlanmak amacı ile ne yapmalı ? Her yerde anı yaşamanın öneminden bahsediliyor. Araştırmalar çoğu kişide gelecek kaygısı ve alışkanlıklarla kendimizde veya etrafımızda neler olduğunun farkında olunamadığını gösteriyor. Farkındalık kavramı, içinde olduğunuz anı düşünceleriniz, duygularınız, beden duyumlarınız ve etrafınızdaki çevre koşulları ile olduğu gibi deneyimlemek, bütün dikkatini o ana vermek ve o ana odaklanmak anlamına geliyor. Bu kavramı hayatınızın bütün alanlarına taşıdığınızda gelecek ile ilgili kaygı duymaktan çok bu anın gerekliliklerini yerine getirip gelecek için daha fazla umutlanmanız mümkün. Bu kavramı iş, ilişkiniz ve ebeveynlik gibi hayatınızın bütün alanlarına taşıdığınızda gelecek ile ilgili kaygı duymaktan çok bu anın gerekliliklerini yerine getirip gelecek için daha fazla umutlanmanız mümkün olabiliyor. Mevcut koşullarda geleceğe toplum olarak daha umutlu bakabilmek için bireysel çözümlerden daha da önemlisi, ülkenin içinde bulunduğu durumdan sorumlu olan kesimlerin kendi adına düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmesi, topluma olan borçlarını ödemesi ile mümkün olacaktır.