Son bir ayda, 21 vatan evladı, hayatlarının baharında şehit oldu. Son 9 şehidimizin sayısının daha fazla olduğu iddiaları var.
Yüreklerimiz yine dağlandı. Canımız yine yandı.
40 yıldır devam eden bu saldırılar ne aman duracak.
Her şehit sonrası operasyonla şu kadar terörist öldürüldü sözleri acılarımızı dindirmiyor.
Her acı sonrası toplantılar çözüm değil.
Hani çok büyük devlettik. Türkiye, güçlü kudretli devletti.
“KİMSE BUNU DENEMEYİ KALKMASIN BİN PİŞMAN OLUR” diyenlere sesleniyorum.
Neden milletimizin huzuru için asker olan evlatlarımızı koruyamıyoruz?
Filistin askerlerinin hayatını düşündüğümüz kadar, neden kendi Mehmetçiklerimizin hayatını koruyamıyoruz?
Demek ki tedbirlerimizde eksiklikler var. En iyisini yapmamışız.
Mehmetçiklerimize sahip çıkamıyoruz. Sakın şehitlerimizi siyaset, seçim malzemesi yapmayın. MİLLET SİZİ BİN PİŞMAN EDER, altında ezilirsiniz.
HER ŞEYİ BEN BİLİRİM HAVASINDAN UZAKLAŞALIM ARTIK.
Ortak akılla çözüm arayın. Millete göstermelik toplantılarla hoş görünmeye çalışmayın.
Üst yapıyoruz diye yolları olmayan tepelere askerlerimizi yerleştirmişiz. Üst yapmışız.
Ama kışın hava olumsuzluklarını düşünememişiz.
Teröristlerin sızmasını askerlerimize saldırmasını önleyememişiz.
Neden? Verdiğimiz her şehitten sonra TOPLANTILAR YAPMAK, demeçler vermek yetmiyor.
1984'ten bu yana 70 binin üzerinde PKK'lı terörist etkisiz hale getirilmiş.
Ne yazık ki verdiğimiz şehit sayısı 15 bin. Yaralanan 32 binden fazla askerimiz de gazi oldu
Son 4 ayda 48'i asker 6'sı korucu toplam 54 güvenlik görevlisi teröristlerle girilen çatışmalar da hayatını kaybetti şehit oldular.
Bu büyük rakam. Artık laf zamanı değil ortak akılla hareket etme zamanı, geldi de geçti. Kanı yerde kalmadı, şu kadar terörist etkisiz hale getirildi açıklamaları acılarımızı dindirmiyor.
Savaşta merhamet olmaz. 40 yıldır bu acı devam ediyor. Türk’ün, Türk’ten başka dostu yok.
BUNU BİLELİM. BİRBİRİMİZE DAHA ÇOK SARILARIM. KİN ÖFKE VE NEFRETTEN UZAKLAŞALIM... BAŞKA TÜRKİYE YOK
**
CHP, NAZİLLİ’DE KUŞLARI BİLE GÜLDÜRDÜ!
CHP Nazilli’de şaşırtmaya devam ediyor. Kuşları güldüren gelişmeler oluyor.
Bu nasıl değişim grubu, bu nasıl bir siyaset? Sanki partiyi imha ekibi.
Milletle bu kadar alay edilir mi? Güçlü partilileri, önümü keser diye aday yapmayacan, seçim kazanmayı düşünmeyeceksin.
Partililerin oyları ile göreve gelen, görevine ısınmaya çalışan Nazilli CHP İlçe Başkanı Naim Atmaca’yı, milletvekili istedi diye bir yazı ile görevden alacaksın.
CHP’de hukuk arayan, hukukçu olan vekiller, hukuksuzluğun daniskasını yapacak, milleti uyuttum sanan bu kişilere kargalar bile gülüyor. Farkında değiller.
Bir aydır Belediye Başkan adayı diye Nazilli’nin en sevilen doktorlarından Ertuğrul Tetik’i esnaf esnaf, ev ev dolaştıracaksın..
Partiye getirdiği enerjiyi gördüğünüz halde onu kullanamayacağınızı anlayıp HARCACAKSINIZ.
Belediye Başkan Adaylığı için ortaya çıkan 3 aday adayından hepsini yok hükmünde kabul ettiniz…
Bu partililerin onurları ile oynayıp, bir limon gibi sıkıp bir kenara atacaksınız…
Hiçbiri, aday adayı olmayan 12 kişilik isim listesini Nazilli’ye dolaştırıp anket yaptım diyeceksin.
Sonrada liyakati olmayan, partide hiç ismi ve hizmeti olmayan, aday bile olmayı düşünmemiş bir diş hekimi hanımefendi GAMZE YOLCU’yu aday ilan edeceksin.
Yeter bee.. Nazilli’ye karşı böyle alay edercesine hareket edemezsiniz. Partililerinizi yok sayamazsınız.
İnsanların aklıyla böyle oynayamazsınız. Aklıyla alay edemezsiniz. Sanki partinizi yok etmek için çalışıyorsunuz.
Siz nasıl OLURDA, BİZ ATATÜRK’ÜN PARTİSİYİZ dersiniz? Atatürk partisinde bunlar olmaz.
Memleket Partisi Genel Başkanı sayın Muharrem İnce’nin dediği gibi, “BU CHP ATATÜRKÜN KURDUĞU CHP DEĞİL” demişti ne kadarda doğru söylemiş.
Siz nasıl demokratsınız? Sizin halka saygınız bu mu? Hala birbirinizle uğraşıyordunuz. Hak hukuk çiğniyorsunuz. Sizler, diktatörlükle suçladığınız Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan kat kat daha fazla diktatör olduğunuzu gösterdiniz.
Siz kendinizi ne sanıyorsunuz? Ey Aydın CHP milletvekilleri, bu çalışma ve kararlarınızı bugün ve ileride millet nefretle anacak. Bunu iyi bilin...
YAZIKLAR OLSUN, DEMOKRASİ EDEBİYATI YAPIP, DEMOKRASİNİN ALTINI OYAN SİZLERE… DESPOT ANLAYIŞLI SİZİN GİBİ VEKİLLERE.
**
SAĞLIKTA UYUŞTURUCU REZALETİ!
Nazilli Devlet Hastanesi’nde aralarında doktor, eczacı kalfası ve sağlık personelinin de bulunduğu ilaç şebekesi Türkiye’ye örnek olacak nitelikte.
Toplumda uyuşturucuya karşı büyük bir yönelme var. Görüyoruz ki sağlığımızı teslim ettiğimiz insanlar bile bu işte kullanılmaya başlamış.
Bu şebekenin içinde yer almış. Olay güvenlik güçlerimizi değişik çalışmalar yapmaya yönlendirecek.
Toplum uyuşturucu kullandıkça olaylar tırmanıyor. Akıl almaz cinayetler işleniyor. Toplum değerleri alt üst oldu.
Görsel ve yazılı basında izliyoruz Emniyet güçleri her gün ülke çapında sayısız operasyonlar yapılıyor.
Hepsinin kaynağı olarak MÜLTECİLER DİYORUM.
Bu tehlike bile siyasi istismar konusu oldu. Böyle bir tehlike bile siyasetçileri birleştiremedi.
BİRBİRİMİZİ YIPRATA YIPRATA BATIYORUZ. Bu cumhuriyeti kolay kurmadık. Ama, kolay kaybedeceğiz herhalde.
Nazilli’de yaşanan skandalda rakamlar ürkütücü boyutta. Doktor dahil 8 - 10 kişi uyuşturucu çetesine hizmet etmiş.
Yapılan inceleme sonucunda şüpheli Doktor R.Ü.G.’nin 1 Ocak-31 Aralık 2023 tarihleri arasında 13 bin 634 şahsa, 24 bin 86 kutu renkli reçeteye tabi ilaç yazdığı tespit edilmiş. Yazılan ilaçların eczane satış fiyatının yaklaşık değeri 12 milyon 283 bin TL gibi büyük bir rakam.
Serbest piyasa satış fiyatının ise yaklaşık 84 milyon 300 bin lira gibi büyük bir rakam. Nazilli Adliyesi’nde hâkim karşısına çıkan 10 kişiden 8’i tutuklanırken, 2 şüpheli serbest bırakıldı. İşte toplum böyle bozuluyor. Ülkede, denetimler yok denecek düzeye geldi.
Bu sadece Nazilli Devlet Hastanesi’nde yaşanan REZİL bir skandal. BUNU TÜRKİYE hep böyle olur zaten.
**
ECZANELER’DE DENETİM YOK!
Nazilli Devlet Hastanesi’nde yaşanan bu rezaletten sonra bakanlık müfettişleri grup grup hastaneye gelmişler. Hep böyle olur zaten. ÖNLEM YOK SORUŞTURMA ÇOK.
Neden önleyici tedbirler almayız? Caydırıcı cezalar düşünülmez, bilmiyorum.
Bazen polislerinde olay olduktan sonra, olay yerine gelip müdahale ettiği gibi. Bir şey bu.
50 yıl önce günün şartlarında alınan tedbirler gözden geçirilmeli, günün şartlarına uygun hale getirilmeli.
Hasta görülmeden reçete yazılmaz. Bu doktorların HİPOKRAT YEMİNİNDE YER ALIR. Yasa gibi hasta lehine bir meslek kuraldır.
Sağlıkta her geçen gün sorunlar katmerli büyüyor. Bunun aksine, denetim mekanizması da zayıflıyor.
Bu nedenle, önümüzdeki günlerde bu tür yolsuzlukların arkası gelecektir.
Devlete zarar veren yolsuzluklar, suiistimaller, ortaya çıkacak. Diye düşünüyorum.
Her eczaneye girdiğinizde onlarca poşetler içinde hazırlanmış ilaçları görürsünüz.
Bu ilaçlar hastayı görmeden eczacı kalfaları tarağından aile hekimlerine yazdırılan ilaçlardır.
Sanki aile hekimleri raporlu hastaların ilaçlarını yazan memur haline getirildiler.
Raporlu hastaların, eczaneler tarafından vatandaşlık numarası alınıp hastalar takip ediliyor.
Hastanın ilacı kullanıp kullanmadığına, bitip bitmediğine bakılmaksızın günü geldiğinde bu ilaçlar eczane çalışanları tarafından, aile hekimlerine yazdırılır.
Aile kimleri, hastayı görmeden bu ilaçları yazar. Eczaneler ilaçları hazırlar hastaya haber verip ilaçlarını verir.
Güya eczaneler, hastasına yardımcı olmaktadır. Hastayı görünmeden yazılan bu reçeteler bir yolsuzluk değil midir?
Neden bunların üzerine gidilmiyor? Neden denetimler artırılmıyor?
Bu yolsuzluksa bunun önüne geçilmeli. Hastayı görmeden ilaç yazılmamalı. Yasal olanda budur.
Bunlar denetlenmeli, devlet menfaatleri korunmalı. Sadece Nazilli’de ortaya çıkan hastane çalışanlarının karıştığı uyuşturucu operasyonunda, devletin zararının 50 milyon liranın üzerinde olduğunu öğreniyoruz.
BUNU, TÜRKİYE’YE YAYARSAK. ORTAYA ÇIKACAK DEVLET ZARARINI BİRDE SİZ DÜŞÜNÜN…