Uzun zamandır tercihlerimiz, kader, başımıza gelen ve gelebilecek olaylar, ilişkilerimiz, tıkandığımız noktalar, içimizdeki boşluk hissi, yorgunluklarımız vs. hakkında oldukça düşünme ve araştırma fırsatı buldum. Bunu deneyimlemiş ve bizzat şahit olmuş kişi olarak söylüyorum ki seçimlerimiz, düşüncelerimiz, duygularımız vs. dediğimiz çoğu şey bile aslında sadece bize ait değil. Bu satırlar deneyimlememiş halimle okusam inanın bana da gerçekçi gelmezdi. İnanmıyordum. Ailemiz, geçmişimiz, ailemizin yaptıkları hatta atalarımızın yaptıkları nasıl bizim düşünce ve tercihlerimizi etkileyebilir; biz biricik ve ailemizden, çevremizden bağımsız bireyleriz diye düşünüyordum. Ama hayır... Sorgulanırsa rahatsızlık çıkarır "korkusuyla" sorgulanmamış her olay, travma, gerçek mutlaka bir gün ortaya çıkar. Atalarımızda çözülmemiş, üstü kapatılmış olaylar (Kıtlık bilinci, hastalık bilinci, ayrılık bilinci vs. bir gün başka suretle ortaya çıkar.) Jung "bilinçli olmayan ne varsa kader olarak deneyimlenecektir" der. (Carl Gustav Jung bilinçaltı ile ilgili araştırmalar yapmış bir psikologdur. Ayrıca okuyabilirsiniz.) Bunun üzerine deneyimleyen biri olarak şunu eklemek istiyorum:
Hayatta karşılaştığımız insanlar/olaylar asla tesadüf değildir. Hepimiz görmez ağlarla birbirine bağlıyız. Karşılaştığımız kişiler/olaylar bize ya tecrübe katacaktır ya bizi uyandıracaktır( ne zaman ki iç sıkıntınız, huzursuzluğunuz artarsa bastırmayın ,hayatınızda bir şeyler değişecektir değişsin ki gerçeklere gerçekliğinize yer açılsın) ya da fark ettirecektir. (Psikologlardan ya da psikolojik kitaplarından yardım alabilirsiniz ben burada deneyimlerimden ve okuduklarımdan yola çıkarak aktarıyorum.)
Hayatta hiçbir şeyi zorlamayın. Alınabilecek en güzel ders budur. Niyetiniz temizse hayat sizin karşınıza mutlaka cevapları çıkaracaktır. Anlattıklarım bireysel ve toplumsal anlamda düşünülebilir. Fark etmek buradaki en büyük etmendir. Parmak izinizi alarak bile kim olduğunuz tespit ediliyorsa temas ettiğiniz insanların hayatına nasıl bir etki bırakabileceğinizi hiç düşündünüz mü?
Sevgiler :)