Geçen gün izlediğim 19.00 haberlerinde tıp bilim adamlarımızdan biri aynen yukarıdaki cümleyi kurmuştu; "Corona hastalarının nasıl öldüklerini bilseydiniz, sokağa çıkmazdınız.” Söz konusu cümleden benim anladığım normal şartlarda Zatürre’den hayatını kaybedenler bu kadar acı çekmiyorlar. Ancak Corona’dan hayatını kaybedenler soluksuz kalmakla beraber aşırı derecede acı çekerek, adeta işkence görür gibi titreyerek hayatlarını kaybediyorlar. Aslında yetkililer halkımızın bu konuda yeterince bilinçlenmesi açısından Corona ölümlerinden birkaç vefat sahnesinin görüntülerini televizyonlardan yayınlama fikrini gündemlerine alıp değerlendirseler iyi olur diye düşünüyorum.
Zira gerek televizyon görüntülerinden, gerek sosyal medyadan, gerekse yaşadığım çevrede gözlemlediğim kadarıyla halkımız henüz bu işin ciddiyetinin farkında değil. Ölen günde 120 kişi de olsa, yakınlarımızdan biri ölmediği sürece kimsenin umurunda değil. Bence dün akşam tıp bilim adamımızın sözünü ettiği Corona ölümleri TV'lerden yayınlanmalı ki halkımız bu konuda yeterince bilgilensin. Birde Coronadan her gün kaybettiğimiz 100-120-127 kişi her ne kadarsa yaşadığı yerlerin ve isimlerinin de yayınlanmasının daha faydalı olacağını düşünüyorum.
10 Mart 2020 tarihinden bu yana Covid-19 Koronavirüs tedbirleri konusunda yöneticilerimizin almış olduğu tedbirlere baktığımda hiçte yeterli olmadığını gördüm. Gördüm ki uğruna canımızı vermekten çekinmeyeceğimiz bizim için kutsal devletimiz yıllardır aynı kadrolar tarafından yönetilmesine rağmen böyle afet durumlarında yeterince halkının yanında durabilecek kadar güçlü değil. Hal böyle olunca her akşam televizyon haberlerinde Corona'dan ölümlerde sadece bir rakam olarak geçmemek için kendi tedbirimizi kendimiz almak zorundayız. Önümüzdeki fotoğraf böyle yapmamız gerektiğini söylüyor. Corona konusunda 34 ülkeye yardım yapabiliyoruz ama kendi vatandaşımızın maske ihtiyacı konusunda gerekli organizeyi bir türlü gerçekleştiremiyoruz.
E-devletten başvuruda bulunuyoruz, telefonumuza kod gelecek ortalama 15 gün bekliyoruz. Bu süre sonunda gelecek kod sonucu eczaneden gidip maskelerimizi alacağız. 5 adet 10 günlük. İnşallah gelen maskeler bez maskedir ki yıkayıp tekrar kullanabilecek türden olsun. Henüz gelmediği için bilmiyoruz tabii. Bu arada cep telefonu olanlar bir anlamda işi kotardı diyelim, iyi de ya cep telefonu olmayanlar. Bu günkü şartlarda cep telefonlarının en ucuzu Bin lira civarında. Ayda Bin 500 lira ile yaşamaya çalışan insanlar nasıl cep telefonu alsın. Böyle durumlarda da maskesi olmayanlara eşarpla kendilerini korumalarını önermek zorundayız.
Yanlış yazarsam lütfen sağlıkçı yada doktor arkadaşlarımız beni düzeltsinler. Son 1 aydır izlediğimiz haberlerden, tartışma programlarından anladığımız kadarıyla herkesin maske takması gerekiyor. Zira bu Covid-19 Yeni Koronavirüs mikrobu çok sinsi. Hastalığı kapmış olabilirisiniz ancak 14 gün boyunca farkında olmayabilirsiniz. Farkında oldunuz gidip test yaptırdınız.Test sonuçları bile yüzde 100 garantili değil. Hasta olmanıza rağmen test sonucunuz negatif çıkabilir.
Korona ilk çıktığı günlerde tıp bilim insanlarımızı hasta olanların maske takması gerektiğini söylediler. Ancak şu sıralar anlatılanlardan anladığımız kimse maske takmazsa karşılıklı konuşmadan virüsün bulaşma oranı yüzde 95, bir kişi maske takarsa virüsün bulaşma oranı yüzde 30-40, her kes maske takarsa virüsün bulaşma oranı yüzde 2,5. Bu gün için hasta olmadığımıza inanabiliriz. Ancak kimse sağlıklı olduğundan emin olamaz. Ya hasta isek.
O zaman yapmamız gereken şey maske takmak, çünkü maske karşıdan bana gelen virüsten beni korumuyor, ancak benim başkalarına virüs bulaştırmamı önlüyor. İşte bu nedenle her kes maske takmalı. Zira içinde bulunduğumuz ortam asla güvenli değil. Şayet başkalarına hastalık bulaştırıp, Allah Korusun ölümlerine sebep olmak istemiyorsak kesinlikle maske kullanmalıyız. Tabii sadece maske yetmiyor, el öpmeyeceğiz, tokalaşmayacağız, kucaklaşmayacağız, öpüşmeyeceğiz. Kısacası fiziksel temastan uzak duracağız. Bunlar da yetmez. Sosyal mesafeyi korumak zorundayız. Muhatabımızla aramızda en az 1 metre, normalinde 1.5 metre mesafe olması gerekiyor. En azından daha güvenli bir ortama kavuşana kadar, ya da aşı bulunana kadar böyle davranmak zorundayız maalesef. Ola ki dalgınlığımıza geldi tokalaştık, kesinlikle ellerimizi en az 20 saniye sabunlu suyla yıkamadan elimizi yüzümüze götürmeyeceğiz. Zira Kişioğlunun alışkanlığı günde en az 60 ile 90 kez elini yüzüne götürüyor. Önlemek mümkün görünmüyor.
Her zaman söylediğim bir şey var “En kötü devlet, devletsiz olmaktan iyidir.” Derim. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Yine de Covid-19 Yenikoronavirüs ile mücadele konusunda bir çok dünya ülkesine göre iyi durumda olduğumuzu söyleyebiliriz. Sonra hakkını teslim etmemiz lazım bizde tedavi masrafları vatandaşa yansıtılmazken, ABD’de Covid-19 hastalarının en az 20 Bin dolara tedavi olduklarını da gözden uzak tutmamak gerekiyor. Her ne kadar bazı yönetenlerimiz bu salgın günlerinde bile küçük siyasi hesaplar yapsalar da şahsen Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın çabalarında samimi olduğunu gözlemliyoruz. Keşke her konuda tüm yetkiler onun elinde olsaydı.
Bu günler kısa zamanda geçer mi, geçerse ne zaman geçer? Hiç bilmiyorum. Kimse bilemez. Geçse bile sevdiklerimizle aramıza Covid-19 Yenikoronavirüs girdi bir kere. İşin ucunda ölüm tehlikesi var, bir daha yıllarca eskisi gibi olacağını düşünmüyorum, düşünemiyorum daha doğrusu. Dünya nüfusunu 8 milyardan 500 milyona düşürebilmek için nüfus planlaması yapan ve bu nüfus planlaması için her türlü vahşeti deneyen insanlığın yüz karası canavarlar temizlenmeden bu dünyadan insanlığın rahat edeceğine artık inanamıyorum.
Bu arada Kuyucak olarak Kuyucak Belediyesi bir taraftan, Kuyucak Kaymakamlığı bir taraftan en azından kamusal alanlarda halkımızın maske sıkıntısı yaşamaması için maske üretimlerine devam ediyorlar. Maske üretimindeki çabaları için belediyemize de, kaymakamlığımıza da teşekkür ediyoruz. Umarım merkezi idare yöneticilerimiz de de bir an önce sağduyu hakim olur, maske dağıtımı için yerel idareleri görevlendirerek halkımızın maske ihtiyacının tez zamanda karşılanmasını sağlarlar.
Selam ve Saygılarımla.
Yol Hikayeleri (101) - Corona’dan nasıl öldüklerini görseydiniz sokağa çıkmazdınız!
Halit Tükenmez
Yorumlar
Trend Haberler
Aydın'da acı ölüm: Hız tutkusu sonu oldu
Nazilli’de okul yangını: Gece başlayıp sabaha kadar cayır cayır yandı
Genç mühendis kansere yenildi
Aydın'da feci kaza! 27 yaşında hayatını kaybetti
Aydın’da feci ölüm: Süt sağarken akıma kapılarak can verdi
Kuşadası'nda zamlara karşı çare sobalar oldu