Dokuz haftadır Obsesif (takıntılı) davranışın ne menem bişey olduğunu anlatmaya çalıştım elimden geldiğince. Aslında iki tarafı kılıç gibi olan bu “zihin çalışma şekli”nin dengeden/mizandan şaşarsa yaşamımızı nasıl felakete sürükleyebileceğini arz etmeye çalıştım aktif yaşamdan örnekler vererek.   Aslında “Nörobilim ve Medeniyet Sohbetleri”i takip edenlerin farkettiği üzre bendeniz, genel anlamda modern tıbbın tek yanlı yaklaşımından(damgalama/etiketleme) ziyade medeniyet değerlerini ve yaşam pratik gerçeklerini dikkate alarak(insani tarafımızı yitirmeden) zihinsel rahatsızlıkların çözüm yollarını ortaya koymaya çalışırken tartışmayı daha çok hakikat dürbünüyle görmeye/göstermeye gayret ediyorum, yaklaşık on aydır.  Bu makalede ise takıntı ve ötesini oluşturan ve modern tıp(psikiyatri) dogması tarafından damgalanan ve kısaca OKB(OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK) denilen insan beyinlerinde ve davranışlarında ne olup bitiyor bunu anlamaya çalışalım.”Obsesif kanser” kelimesini bilinçli olarak kullandım çünkü makalelerimdeki amaçlarımdan en önemlisi zihinlerimizdeki pratik kavrayışlarımızı en üst düzeye çıkarmak.Yoksa bu isimle anılan bir hastalık yok tabi ki. OKB(Obsesif Kompülsif Bozukluk)’nin hayat boyu görülme oranı %2-3 olup her 40 kişiden birinde tipik olarak ergenlik veya yetişkinlik döneminde erkek veya kadın farketmeksizin görülür. OKB, sanki beyninizin kontrolünü; beyninizin içine gizlenmiş, size hayatı zehir etmek isteyen, sizinle dalga geçen, aklınızın bazı kısımlarını bir düzenbaz yönetiyormuş gibi aklınızın sanki size ait olmayan bir parçasından kaynaklanan bir durum gibi görünür.  Kelime anlamlarıyla Obsesyon= takıntı, kompülsif= zorlayıcı demek olduğundan OKB li hastalar, yapmanın yanlış olduğunu bilincinde olarak tekrar tekrar aynı davranışları yapmaktan, aynı şeyleri düşünmekten ve/veya aynı duyguları yaşamaktan kendilerini alıkoyamazlar. Örneğin elleri kirli olmadığı halde onları defalarca yıkamaktan, evdeki lambaları kapattıklarından emin oldukları halde yine de geri dönüp ışıkları kontrol etmekten veya alakasızca önünden geçen arabaları plakalarını okumaktan vb. birçok tekrarlayıcı davranışlarından bıkmazlar. Ve bu davranışları yapmak için çok şiddetli bir dürtü hissederler iç dünyalarında.   Bazı ev hanımlarındaki anormal temizlik düşkünlüğü” titizlik hastalığı” olarak da yaygınca bilinmektedir. Bu da OKB’nun başka bir versiyonudur.Veya eşyalarının yerlerini mutlaka simetrik olarak düzenleyen bazı insanlara rastlarsınız bu dahi OKB nun daha hafif bir versiyonudur gerçekte. Bu OKB türleri, örnekleri çoğaltılabilir, mesela herhangi bazı eşyaları gereksiz yere biriktirmek, saklamak(geri dönüşüm amaçlı kullanmak için biriktirilmesi dışında) hastalığı şiddetlendirmek ve geri-dönüşümsüz hale getirmek açısından tehlikelidir. Bu rahatsızlık kişinin yaşamında bir süre sonra tam bir kaos oluşturur, çünkü OKB kaşıntı gibi geçici bir şey değil, süreklilik gösterir. OKB’lu bir kişi davranış, düşünce, duygusal patinajlarından asla keyif almaz. Bu durum OKB’u kumar, alışveriş ve şehvet tutkunlarından ayırır. OKB’lu hasta kumar tutkunlarının aksine bu hallerinden utanç ve sıkıntı duyarlar ve kendilerini zalim bir kuklacı tarafından oynatılan ipin ucundaki aciz bir kukla gibi hisseder(devam edecek).  KAYNAKÇA: “Görünmeyen Beyin”Prof. Dr. Tayfun Uzbay, İstanbul Üsküdar Üniversitesi, NP beyin hastanesi, Nöropsikofarmakoloji uzm, destek yay.1.baskı, İstanbul, Eylül2017.