Kahramanmaraş merkezli asrın felaketi olarak isimlendirilen büyük bir depremi yaşadık. 45 bin can enkaz altında kaldı.
Bir akşam önce daha fazla kira almak için kiracısını evinden çıkaran ev sahibi ile kiracının aynı çadırda yaşadığını gördük.
Bütün ailesini kaybeden, yalnız kalan insanlar gördük. Deprem duyulduğu andan hemen sonra harekete geçen, bir canı kurtarayım diye telaşlanan insanlar gördük. Ne mutlu, milli değerlerimizi kaybetmemişiz. Bugün şunu gördük. Çok önemli bir hastalık bizi bekliyor.
Bu hastalık “Nimete Alışma Hastalığı” dır.
Bu çok sinsi bir hastalıktır.
Bu hastalığın belirtileri görülür yahut hissedilir türden değildir. Yakalandığınızda çok ciddi zararlar verir. Bu hastalık, dört şekilde kendini gösterir:
1- Allah'ın nimetlerine alışılması ve adeta nimet değilmiş gibi görülmeye başlanması.
Nimetin nimet olduğunun hissedilmeyip, müktesep hak gibi görülmesi...
2- Evine girdiğinde, kişinin ailesini sağ salim görmeye alışması.
Onları iyi halde gördüğünde bunun için Allah'a hamd ü sena etmemesi...
3- Alışverişe gidip market arabasına dilediğini koyup, ücretini ödeyerek evine dönerken nimeti vereni unutup O'na şükretmek gerektiğini zerre kadar hissetmemesi.
Bu durumu gayet normal olarak algılayıp en tabii hakkı gibi telâkki etmesi.
4- Her sabah güven ve huzur içinde uyanıp sağlığı yerinde, bir şikâyeti, ağrısı, sızısı olmadan kalktığında Allah'a hamd etmemesi... Dikkat !!!!!
Bu durumlardan birisini yaşıyorsak tehlike altındayız.
Evimize girdiğimizde…
Allah bize anne baba yahut eş ve çoluk- çocuk nimeti vermişse, sağlıklı ve iyi bir durumda isek Allah Teâlâ'ya bol bol hamd ve şükretmeliyiz...
Hayatımızın nimetlere alışmamızı sağlamasına izin vermemeliyiz. Kendimizi bu yüceler yücesi İlâh'a hamd ve şükretmeye alıştırmalıyız...
Nasılsın? diye sorulduğunda;
"Aynı be ne olsun" dememeliyiz.
Zira sayamayacağımız nimetler içindeyiz. Allah Teâlâ onları sürekli olarak yenileyip güncelliyor.
Hem de her an...
Bize hamd ve şükrü de farz kılmıştır... Hatırımızdan çıkarmayalım ki;
Niceleri, O güne bizim sahip olduğumuz nimetlerden mahrum başlamıştır.
Niceleri de güven içindeyken
O gün korku ve hüzünle kalkmıştır.
Nice çalışan O gün işsiz kalmıştır.
Nice zengin O gün fakir düşmüştür.
Nice gören ve duyanlar O gün göremez ve duyamaz olmuştur.
Nice sağlıklı insan O gün sağlığını kaybetmişken bize sunulan nimetler yenilenmiştir.
O zaman diyelim ki:
El-hamdü lillâhi Rabbi'l-Âlemin...
Asla unutmayalım ki salih ameller ancak O'nun nimeti ve nimetine şükretmekle tamamlanabilir. Allah her daim Hamd eden ve Şükredenlerden eylesin. Amin.
Pazartesi günü idrak edeceğimiz Berat Kandilinizi tebrik ediyor, Ramazan’ın gölgesinin üzerimize düştüğünü haber veren bu mübarek gecede, günahlardan beratımızı almayı Rabbim bizlere nasip eylesin. Cuma’nın selamı, rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun.