AK Parti MKYK Üyesi, Aydın Milletvekili Metin Yavuz’u severim.
Yapmacık hareketleri yoktur, birazdan daha fazla doğal olduğu için bazen ağzından çıkanı kulağının duymadığını düşünürüm.
Geçtiğimiz günlerde sürekli Aydın Büyükşehir Belediyesi’ni eleştirmesinin doğru olmadığını yazmıştım.
Hatta yaptığı çıkışlar nedeniyle sokakta kendisi için, “Vekil mi seçtik, pop yıldızı mı seçtik?” diye eleştirilerin konuşulduğunu da bizzat kendisine söylemiştim.
Sürekli yerel siyasetle uğraşmasının kendisine zarar vereceğini de anlatmıştım ama kendisi bana bunu yapmaya devam edeceğini söylemişti.
*
Geçen hafta Söke'de mahalle muhtarlarıyla yaptığı toplantı da yine ağzından çıkanı kulağı duymadı maalesef.
Metin Yavuz’un Söke’de muhtarlarla yaptığı toplantıya kendisi katılamayan Burunköy Muhtarı Muharrem Kaçar, yerine vekaleten Mehmet Karakaya'yı göndermiş.
Mehmet Karakaya da mahalledeki sıkıntılarını anlatmak için söz almış.
Karakaya, daha söze başlar başlamaz Metin Yavuz, “Muhtar nerede, baca mı yapıyor?” diye sormuş ve “Dengesiz, terbiyesiz, dangalak” ifadelerini kullanmış.
*
Haberi ilk okuduğumda “Yok ya o kadar da yapmamıştır” demiştim ancak toplantının video kaydını da izledim ve aynen bu ifadeleri kullandığını üzülerek duydum.
Bizzat kendi partisinin Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Demokrasinin çekirdeği, temel taşı, milletin güzide temsilcisi ve hizmetkarları” dediği muhtarlarla ilgili söylediği sözler hiç ama hiç yakışmamış.
*
Millet, vekilden büyüktür.
Biz millet olarak vekil seçtiklerimizi biraz fazla abartıyoruz.
Umarım Metin Yavuz tez zamanda bunun farkına varır ve yarın vekilliği bittiğinde Aydın’da hatta yaşadığı Söke’nin sokaklarında başı dik yürümesi gerektiğini hatırlar.
Bugün kendisine yetki veren milletin, yarın o yetkiyi geri alabileceğini hesaplar ve siyasi hayatını noktalamaz.
YEŞİL SAHALARDA ‘TOPUK’ SESİ Katılmam gereken bazı programlar sırasında araba park etmekle uğraşmayayım diye bi şoför bulmaya karar verdim ve bir günlük şoför aradığımı arkadaşlara duyurdum.
Arkadaşlardan biri de bi tanıdığının olduğunu söyledi.
Gittim adamı evinden almaya.
Kapıda karşıladı ve içeri buyur etti.
Girdim içeri, evde 2 tane çekyat, bi tane 37 ekran tüplü televizyon var ve ev sobalı.
Bir artı bir gibi bişey.
Tuvalet alaturka ve kapısı yok.
Hazırlandı ve evden çıkarken anahtarı 3 kere çevirerek kilitledi kapıyı.
Benim garip garip baktığımı görünce de “Nolur nolmaz biliyon mu?” dedi.
Bende dışımdan “Bilmiyom”, içimden de “Lan buraya hırsız girse acır para bırakır” dedim.
*
Şoförümle gün boyu programlara katıldıktan sonra akşam saatlerinde Kadın Gazeteciler Futbol Takımı’nın ilk maçı için halı sahaya gittik.
Birleşen Kadınlar Halı Saha Futbol Turnuvası, Aydın’da yaşayan Selda Bozay tarafından düzenleniyor.
Farkındalık projesi olacağı için kadın gazeteciler de bir takım oluşturdu ve turnuvaya katıldı.
Ben de Aydın Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak kendilerine destek vermeye gittim.
*
Bizim takımın yenileceğini düşünüyordum çünkü karşı takımda futbol oynamış veya izlemiş kadınlar vardı.
Bizim takımdan Çağla ve Necmiye’nin topu karpuz sandıklarını anladığımda “Kesin yenilcez” diye düşündüm ama moralleri bozulmasın diye onlara belli etmedim.
Ben maçtan önce kadınlara karanfil verdim, başlama vuruşunu da Aydın Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Semra Şener yaptı.
Topuklu ayakkabılarla sahaya çıkan kızlarımız daha sonra kramponlarını giyerek maça başladılar.
*
Maçın ilk başı inanılmaz komikti.
Top neredeyse bütün oyuncular da oradaydı ve kimse ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
Melek Fırat’ın futbolun ayak oyunu olduğunu anlaması biraz zaman aldığından yaptığı smaç nedeniyle ilk golü de penaltıdan yedik.
Bende boş durmadım ve içimden bi Fatih Terim çıktı.
Kenardan takımı yönetirken futbolda seyircinin önemi de ortaya çıktı.
Taraftar desteğini arkasına alan takımımız ilk maçında 5-1’lik skorla galibiyetle tanıştı.
*
Takımın yaşça en büyük oyuncusu Fatma Yazıcı ablamın bitmeyen enerjisi, Tuğba’nın uzaktan şutları, Melek Fırat’ın golle ilk tanışması, Ayşe Aktaş, Çağla Efe ve Necmiye Kaptan’ın sağlam defansına şahit oldum.
Melek Gürbüz kalede sağlam durdu ama takımın en disiplinli oyuncusu Kıymet Sarıyıldız oldu.
Ege Zirve takımının en tehlikeli oyuncusu olan 10 numarayı bırakmamasını söylemiştim.
Kıymet öyle disiplinli oynadı ki, 10 numaralı futbolcu kızı en son evine götürüyordu.
*
Bir kez daha gördük ki, kadınlar her işi güzel yapıyor.
Mutfakta tencereyi tıkırdatan da onlar, yeşil sahalarda topuk seslerini duyuranlar da onlar.
Umarım bu turnuva amacına ulaşır ve kadına şiddete karşı daha fazla duyarlı olunmasını sağlar.
KADINLARA
Kalın bacakların olduğu halde etek, şişman olduğun halde tayt giyebilirsin.
Yamuk dişlerin olabilir ama hiç kimse kahkaha atma hakkını elinden alamaz.
Çillerin çıkabilir ama yine de güneşe bak.
Cildinin ne kadar lekeli,
boyunun ne kadar kısa,
saçının ne kadar kabarık veya seyrek olduğu
sadece seni ilgilendir.
Çünkü çirkin olduğunu düşündüğün yüzünle bile,
‘çirkin kalpli’
birinden
güzelsin.
ve unutma sen inanmadığın sürece asla yeterince güzel olamazsın.


GÜNÜN FIKRASI

Albay, Binbaşı’ya:
“Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün” demiş.
Binbaşı, Yüzbaşı’ya:
“Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır” demiş.
Yüzbaşı, Teğmen’e:
“Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir” demiş.
Teğmen, Başçavuş’a:
“Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile Albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir” demiş.
Başçavuş, askere:
“Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun” demiş.
Ve askerler kendi aralarında konuşmaya başlamışlar:
“Yarın sabah bizim başçavuş Albay’ı tutuklayacakmış”


GÜNÜN TESPİTİ

“..kar taneleri gibi yaşıyoruz.. birbirimize değmeden ayrı ayrı eriyerek..”

BEN

"..eski sevgililerimin hepsi benden ayrıldıktan sonra çok 'mutlu' ilişkilere başladılar.. mutluluğun yolu benden geçiyor.."

GÜNÜN SÖZÜ

“..tanrının gözü, insanın ‘kalbindedir’.. orayı temiz tut..”

KADINLAR ERKEKLER

"..evli kadınlar; sütyenden gördükleri 'desteği' kocalarından göremez.."