Enflasyon gölgede yüzde 80, güneşte yüzde 181, halkın hissettiği yüzde 350.
1950-1956 yıları arası ekmeğin gramı 900, fiyatı 30 kuruşmuş.
2022 yılında 210 gram ekmek 4 ile 6 lira arasında satılıyor.
Gramajı düşmüş fiyatı artmış.
*
Çok eskiye de gitmeyelim 2010 yılında et 27 lirayken asgari ücret 600 liraydı ve yaklaşık 23 kilo alınabiliyordu.
Yıl 2022 asgari ücret yılda iki kez zam görerek 5 bin 500 lira oldu.
2022 yılına kilosu 60 liradan başlayan et ise KDV indirimine rağmen 100 lirayı geçmiş durumda.
*
Kıymetli hükümetimiz yılbaşında asgari ücreti 20 bin lira yapsa işe yarar mı?
Olacak olan şudur, yumurtanın tanesi 10 lirayı geçer.
Ekmek 20 lira olur.
Mazot 120 olur.
Kaşıkla verilen, kepçeyle geri alınır.
Çünkü asgari ücrete karar veren devlet ama ödeyen devlet değil.
Yani çözüm maaşlara yapılan zamlar veya iyileştirmeler değil.
*
Benim de konum ülkenin ekonomik durumunu analiz etmek değil.
Nihayetinde hala bir çoğunuza göre zengin ve yakışıklı bir aristokratım.
Aristokrat olduğum için şehir hayatı bana sıkıcı geliyor bu nedenle köyde otuyorum.
Evden yürüyerek çıkıp marketleri gezdim.
“15 liraya ne alınabilir” diye baktım etrafıma.
Yarım paket sigara alınabiliyor.
4 tane 200 gram ekmek alınabiliyor.
5 tane yumurta alınabiliyor ama sürpriz yumurta alayım derseniz bir taneye ancak yetiyor.
“Albeni” diye bi çikolata var mesela alacaz almasına ama tanesi 15 lira o da en ucuz marketlerde.
*
Fiyatlara baktıktan sonra “Yahu bu fakir halk ne yapıyor acaba” diyerek şehir merkezine gelmek için minibüse bindim.
Şehir içi ulaşım kaç lira bilmiyorum ama çok zengin olduğum için 200 lira uzattım.
“Bozuk yok mu abi?” diye sordu şoför.
“Valla en bozuğu bu” dedim.
“Tamam abi önemli değil şöyle geç” diye yer gösterdi.
O an acaba “Ya benim param yok desem binebilir miydim” diye düşündüm.
Yaşlı bir teyze minibüsün camını açmaya uğraştı ama açamadı. Hemen müdahale ettim ve camı açarak günün kahramanı oldum. Bence böyle şeyler önemli.
Veterinerlik Fakültesi’nde öğrenim gördüğünü anladığım iki öğrencinin konuşmasına kulak misafiri oldum.
“Havuz Kafe’de öğle yemeği yemeliyiz 15 liraymış” diye konuşuyorlardı.
Öğleye doğru Atatürk Kent Meydanı’nda indim minibüsten.
*
Öğrenciler de aynı yerde indi onlarla birlikte ben de yürüdüm.
Atatürk Kent Meydanı’nda Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen Havuz Kafe’ye geldik. Sadece öğrencilerden oluşmayan bir sıra vardı. Bekledik.
Bu arada dayanamayıp sordum, “Gençler 15 liraya yemek mi olur? Sizce güvenilir mi?” diye.
“Valla abi dört çeşit yemek çıkıyor ve 15 lira. Biz de en başta güvenemedik ama bu hizmet belediye tarafından veriliyor. Lezzetli, üstelik her gün mutlaka etli bir yemek var” dedi biri.
İki önümüzde sıra bekleyen ve emekli olduğu belli olan bir amca karıştı söze “Evladım, nerelisin sen? Nereden geldin?” diye sordu bana.
“Eskişehirliyim amca. İki gün oldu Aydın’a geleli” dedim.
Emekli amca, “Halinden belli pek bilmiyor gibi duruyorsun. Bak evladım bu şehri bir kadın yönetiyor. Onda anne yüreği var. Evladına yedirmediğini bize de yedirmez” dedi.
“Eyvallah amca” dedim ve Mercimek Çorbası, Sebzeli Köfte, Bulgur Pilavı ve Mevsim Salata’dan oluşan menüyü afiyetle yedim.
*
Sonra Başkan Özlem Çerçioğlu’nu aradım.
“Başkanım ben baktım 15 liraya anca bi tane çikolata alınıyor, siz dört çeşit yemek çıkartmışsınız” dedim.
“Hatırlar mısın ‘Aydın’da hiç kimse yatağa aç girmez, hiç kimse soğuktan üşümez çünkü biz varız, Aydın Büyükşehir Belediyesi var' demiştim. Biz sosyal belediyecilik yapmaya devam edeceğiz. Hayat pahalılığı hayatın her alanında kendisini fazlasıyla hissettiriyor. Çarşı-pazar ateş pahası. Kaliteli yemeğe ucuza ulaşabilmek çok zor. Büyük binalar yaparak belediyecilik olmaz. Kentte yaşayan insanlar zor günler geçiriyorsa bizim işimiz de onların yaşamını kolaylaştırmak olmalı” dedi.
“Bu böyle tek noktada mı olacak başkanım?” diye sordum.
“Şimdilik havuz kafede ama kentin başka noktalarında da vatandaşımızın bu hizmete kolay erişmesini sağlamayı hedefliyoruz” dedi.
*
15 liraya çikolata alınabilirken her gün 4 çeşit üstelik etli yemek çıkartan, sosyal belediyeciliğin kitabını yazan, AYBA başta olmak üzere belediye yatırımları ile vatandaşa dokunan, vatandaşın sıkıntılarını iyi bilen, o yaşlı amcanın da dediği gibi ‘anne yüreği’ ile düşünen bir başkana sahip olduğumuz için ne mutlu bize.
GÜNÜN TESPİTİ
“..çıkarlar konuşunca, vicdanlar susar..” BEN
“..şerefi, şöhreti, ünü bilirim.. dört kapıdan geçtim yönü bilirim.. bugünü bilirim, dünü bilirim.. sabret hele zaman gelsin söylerim..” GÜNÜN SÖZÜ
“..avucu kadar yüreği olmayan insanları ‘kürek’ gibi dili olur..” KADINLAR&ERKEKLER
“..bir erkeğin evi, dışarıdan onun kalesi gibi görünebilir.. oysa içeriden daha çok çocuk odasına benzer..”