Karacasu Belediye Meclisinin her toplantısı ilçede gündem oluyor ve yankıları ay boyunca devam ediyor. Meclis toplantılarını olabildiğince görüntülü bir şekilde yayımlamaya çalışıyorum. İnsanlar yorumsuz şekilde verilen ve her şeyi apaçık görebildikleri bu videoları izlemekten memnun. Tabi bir saate yakın toplantının tamamı yayımlansa bile izlenmesi zor olacak. Bu sebeple 30 dakikayı geçirmemeye çalışıyorum. Bu videoları net olarak değerlendirebilmek için gazetemizde olayları giriş, gelişme ve sonuç olarak detaylı bir şekilde anlattığımız haberleri okumanızı tavsiye ederim.
*
Meclis videoları sayesinde özellikle gençler ve orta yaşlılar meclis toplantısı olduğunu, bu toplantıda önemli kararlar alındığını ve dahası bu toplantıların halka açık olduğunu öğrendi. Her toplantıdan sonra ilçede gezerken yaptığımız sohbetlerde bir daha ki toplantıya ben de geleyim diyenlerle karşılaşıyorum. İlçede olup bitenlerle ilgilenenlerin sayısı artıyor. Özellikle gençlerden bu sözleri duymak önemli. İlçe demokrasi yaşamına bir katkı olduğunu düşünüyorum.
*
Geçenlerde bir genç arkadaş biraz da esprili bir şekilde “Akşam film izleyeceğime açtım meclis videosunu izledim” dedi. Meclisteki konuşmalara, değerlendirmelere bazı sitemleri vardı ama ilgi göstermeleri önemli.
Karacasu Belediyesi Ekim Ayı Meclis toplantısının Karacasu Haber isimli sayfamda yayımladığım 8 dakikalık videosu 21 bin 853 kişiye erişti. 13 bin 200 kişi bu videoyu tıkladı. Kasım ayı meclisi henüz bir hafta olmadan yaklaşık 10 bin kişiye erişti. Bunlar önemli rakamlardır. İlçede de küçük bir tur attığınızda herkesin bu meclis toplantısını konuştuğunu görürsünüz. Olumsuz haberlerin aldığı istatistikleri pek paylaşmam. Ancak bu meclis toplantısı her ne kadar tartışmalı olsa da demokratik yaşama katılım anlamında insanların ilgisini çekmiştir. Bu da paylaştığımız videolar ile olmuştur. İlçenin bundan sonraki siyasi sürecinde belirleyici olacağına yürekten inanıyorum.
*
İstatistikten bahsetmişken biraz konu dağılacak ama şuna da değinmek istiyorum. Karacasu ile ilgili yaptığım haberlerle milyonlara eriştiğimiz günler oldu, oluyor. Her ay 6-7 haber ilçe nüfusunun kat be kat üstü insana ulaşıyor. Bu haberlere erişenlere baktığımızda Karacasu’yla hiçbir ortak noktası olmayan insanlar. İnternet dünyasının avantajı sayesinde Türkiye ve dünyanın çeşitli noktalarından insanlar; yaptığımız başarı hikayeleri haberleri, mesleklerin ilgi çekici örnekleri, ilçenin tarihi ve kültürel güzelliklerini ön plana çıkardığımız haberlere ilgi gösteriyor. Bu haberleri okuyan, bugüne kadar ilçenin adını duymamış insanlar Karacasu diye bir yerin varlığından haberdar oluyorlar.
Bazen enteresan yorumlar da geliyor. Mesela bir haberin altında “Karasu Belediye Başkanı bu değil ki yanlış yazmışsınız” diye bir yorum vardı. Yorumu yapan kişinin profiline baktım. Sakarya-Karasu yazıyor. Yorum yazan kişi Karacasu’yu Karasu diye okumuş. Ama buradaki güzellik, oralardan bile takip edilmek.
*
Meclis toplantısına tekrar dönersek şahsi fikrim Belediye Başkanı sayın Zeki İnal, meclisi daha dengeli yönetmeli. Artık sadece MHP’lilerin değil tüm Karacasuluların Başkanı olduğunu idrak etmeli.
*
Mecliste bazen kimseyi konuşturmadan oylamaya geçmek istiyor, neden böyle yapıyorsun denince de “Siz hiç büyükşehirde meclis toplantısına katıldınız mı” diyor. Sayın Başkan, örnek verecekseniz diğer ilçe belediyelerinden örnek verin. Bu elma ile armudu karıştırmak gibi..
*
Voltaire’e atfedilen değerli bir söz var: “Düşüncelerinize katılmıyorum ama düşüncelerinizi ifade edebilmeniz için her şeyi yaparım.” Birileri günde 3-5 kere tekrarlamalı bu sözü.
İnsanlar mecliste konuşsunlar diye seçiliyorlar, söz hakkı vermemek doğru olmuyor.
*
BİR KİTAP ÖNERİSİ
Hegemonya, egemenlik gibi kavramları derinlemesine okumasını tavsiye ederim sayın Başkan Zeki İnal’a. Bunlar için de Siyaset Biliminin yanı sıra İletişim Fakültelerinde birinci sınıfta olmazsa olmaz bir şekilde okutulan Münci Kapani’nin Politika Bilimine Giriş kitabından yararlanabilir. Tavsiye ederim.
*
CHP Karacasu teşkilatı Atatürk Anıtına 28 Ekim’de çelenk sunmak için 48 saat önceden dilekçe yazdı. Kaymakamlıktan verilen izin dilekçesinde katılımcıların 10 kişiyi geçmemesi ve basın açıklaması yapılmaması şartıyla izin verildi. Katılımcı sayısını anlayabiliyoruz ama basın açıklaması yapmanın kime ne zararı var. Kaymakamlık bunu açıklamamış izin dilekçesinde. Vatandaşın hakkını savunmak için oy isteyen bir parti kendi uğradığı hak ihlalinin gerekçesini neden sormadı, merak etmedi. En düşündürücü olanı da bu.
*
Karacasu Kaymakamlığından 16 Ekim’de yapılan sigara yasağı ile ilgili duyuruda “Pazar yerlerinde, ana cadde ve meydanlarda ve kalabalık alanlarda yürürken sigara içilmesinin yasaklanmasına karar verilmiştir” gibi bir ifade kullanıldı. Buradan Pazar yerlerinde sadece yürürken sigara içilmemesi anlamı çıkıyor. Ancak Pazar yerlerinde hiçbir şekilde sigara içilmeyeceği diğer yerlerde yürürken içilmeyeceği ifade edilmek istenmiş. Bunu, geçen günlerde iki pazarcıya çok da kalabalık olmayan Pazar yerinde sigara içtiklerinde jandarma tarafından ceza kesildiğinde anladık. Bu tür metinleri yazarken biraz daha dikkatli olmak lazım. Daha açık ve net yazmak lazım. Gerekirse Türkçe Öğretmenlerinden destek almak lazım. (Kurum önlerinde sigara içmeye devam tabi)
*
Kurtuluş Savaşında biliyorsunuz Yunanlılar, Karacasu’ya girmeye cesaret bile edememiş. Başlarda koronavirüs de ilçemize uzun süreler giremedi. Şimdi girdi ama onu kovacak gücümüz var. Karacasulu isterse yapar.
*
31 Ekim Cuma günü yaşadığımız deprem felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yakınlarına ve ülkemize başsağlığı diliyorum. Bir daha böyle felaketlerin yaşanmamasını diliyorum. Deprem fay hatlarının orta yerindeki ülkemizde yanlış arazilere hatalı binalar yapılmamasını diliyorum. Hesabının sorulmasını diliyorum. Ve son olarak ülkeyi yönetenlerin artık biz vatandaşlar gibi bir şey dilemekle, temenni cümleleriyle konuşmakla yetinmemelerini diliyorum. İcra makamındaki bu insanlar artık gerekeni yapsın. Günay, “Sen gitme abi” dediğinde, Buse, saatler sonra çıktığı gün yüzünde annesini sorduğunda, İdil mucizeye imza attığında, Elif sanki hepimizin eli olup hayata tutunduğunda, Ayda bebekle 91 saatin anlamını yeniden idrak ettiğimizde onları çıkarmak için iğne deliğinde aç, susuz, uykusuz mücadele veren kurtarma ekiplerinin azmine şahit olduğumuzda 81 milyon hep birlikte ağladık. Yönetenler artık bu görüntülerin yaşanmaması için gereken neyse yapsın.