Çimento sanayi kirleticidir. Türkiye’de çimento üretimi çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileri nedeniyle gittikçe daha fazla dikkat çekmektedir. Çimento ana bileşeni olan “klinker” başlıca silisyum, kalsiyum, alüminyum ve demir oksit ile az miktarda başka maddeler içeren hammadde karışımının pişirilmesiyle elde edilir. Çimento, tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Dünyada üretilen çimentonun yarısından fazlası Çin Halk Cumhuriyeti’nde üretilmektedir. Son 10 yılda dünyada çimento üretimi yüzde 6,5 artmışken, Türkiye’de yüzde 16,5 artmıştır. Türkiye çimento ihracatında dünya ikincisi, Avrupa birincisidir. Görüldüğü üzere Türkiye gereksiniminden fazla çimento üreten, kapasite fazlası olan ve buna karşın daha çok üretmek, ürününü ihraç edebilmek için yeni fabrikalar kurmaya, atık yakabilmek için yakma fırınlarının kapasitesini genişletmeye çalışan bir görüntü sergilemektedir. Yakma kapasitesini artırma uğraşı, çimento üretiminde alternatif enerji kaynağı olarak atıkları yakmak amacındadır. Tüm üretim aşamalarından sonra elde edilen son ürün olan çimentonun kendisi de önemli bir kirleticidir. Çimento üretiminin her aşamasında çevresel etki oluşur. Bu kirlenme, fabrikanın yeri ile meteorolojik olaylara bağlı olarak, doğal alanlar, tarım arazileri, yerleşim alanları ya da buraları besleyen yerüstü içme suyu kaynaklarında olabilir. Çimento üretimiyle ilişkili çevre sorunlarının temelinde enerji üretimi ve fabrika emisyonu yatar. Çimento üretiminde enerji kaynağı olarak genellikle kömür kullanılır. Çimento üretimi ile oluşan toz ve gaz emisyonu çevre sağlığı için zararlıdır. Çimento tozunda antimon, arsenik, kurşun, kadmiyum, krom, kobalt, bakır, manganez, nikel, talyum, kalay, vanadyum, çinko, berilyum, selenyum, tellür ve cıva bulunur. Çimento fabrikası emisyonu partiküler madde, nitrojen oksitleri,karbonmonoksit, karbondioksit, hidrojen sülfür, uçucu organik bileşikler, sülfür oksitleri, hidroflorik asit ve hidroklorik asit, civa, arsenik, kadmiyum, kurşun, çinko, dioksin ve furan içerir. Çimento fabrikası emisyonu sadece hava kirliliğine neden olmakla kalmayıp küresel ısınma, ozon tabakasının incelmesi, asit yağmurları, biyolojik çeşitlilik kaybı, azalmış ürün verimliliği ile sonuçlanan yerel ve küresel çevre etkisine sahiptir. Yaşamı tehdit eden iklim değişikliğine yol açan etmenlerin başında gelen karbondioksit çimento üretiminde yoğun olarak atılır. Dünyada insan etkinlikleri ile oluşan en önemli sera gazı olan karbondioksitin yüzde 5-6’sı çimento üretiminden kaynaklanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hava kirliliği ile hastalanma ve ölüm arasındaki ilişkiyi göstermiştir. Hava kirliliğinden özellikle solunum ve dolaşım sistemi etkilenmektedir. DSÖ’ne göre hava kirliliği nedeniyle olan ölümlerin yüzde 40’ı kalp hastalığı, yüzde 40’ı da felç nedeniyledir. Bu hastalık ve ölümler daha çok havadaki yüksek sülfür dioksit seviyesi ile ilişkilendirilmektedir. Hava kirliliği insan sağlığını olumsuz etkilemekle kalmayıp tüm canlıları ve ekosistemi de olumsuz etkileyerek yaşamı tehdit eder. Çimento fabrika bacalarından salınan ve havayı kirleten küçük partiküller (PM10 ve PM 2,5) hastalık ve ölümlere neden olur. Toz, hava kirliliğinin önemli bileşeni olup, çok düşük düzeylerinde de sağlık sorunlarına yol açar. Bu kirletici partiküller, toksik ve kanser yapıcı ağır metalleri de taşıdıklarından daha da tehlikeli olabilmektedir. Çimento fabrikalarında fırın bacalarından salınan toz, insan sağlığı üzerine etkileri dışında, toprağın yapısını bozmakta, bitkilerin büyümesini de olumsuz etkilemektedir. Çimento fabrikası emisyonu hava kirliliğine, hava kirliliği de başta solunum sistemi hastalıkları olmak üzere,kanser, kalp hastalığı, ağır metal zehirlenmeleri, alerji ve enfeksiyon hastalıklarına neden olmakta, hastalıklar nedeniyle hastane başvurularında artışa neden olur. Hava kirliliği her yaştaki insanı olumsuz etkilemekle birlikte çocukları, yetişkinlere göre çok daha fazla etkiler. Çimento fabrikalarının insan sağlığına olan etkileri kirleticiye olan uzaklık durumuna göre değişmektedir. Sağlık etkilenimi çimento fabrikası kirleticilerine en yakın olan fabrika çalışanlarında en fazla iken, ikincisi sırada etkilenme fabrika yakınında yaşayanlarda olmaktadır. Yapılan bir çalışmada çimento fabrikasına yakın yaşayanların kanlarındaki kadmiyum seviyesi fabrikaya uzak yaşayanlardan daha yüksek saptanmıştır. Kadmiyumun biyolojik yarılanma ömrü (19-38 yıl) uzun olduğundan yıllarca vücutta kalır. Bu ise kemik erimesi, diş dökülmesi, böbrek hastalıkları, akciğer ve prostat kanseri, sürekli baş ağrıları, baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, uykusuzluk, astım gibi hastalıklara yol açmaktadır. Bir başka çalışmada da çimento fabrikasına 2 kilometre ve daha yakın yaşayanlarda erken doğumun sık görüldüğü ve çimento tozunun sigara, alkol, asbest gibi larinks kanseri için risk faktörü olduğu gösterilmiştir. Çimento üretimi, Türkiye’nin de içinde bulunduğu, dünyanın belli ülkelerinde yoğunlaşmıştır. Bu nedenle çimento üretimi ile ilgili çevre ve insan sağlığına yönelik olumsuzluklar Türkiye’de fazla yaşanmaktadır. Günümüzde gereksinimin üzerinde çimento üretilmesi ve gittikçe artan miktarda ihracat yapılmasının yanı sıra yeni çimento fabrikaları kurma ya da yakma kapasitelerini artırma uğraşı dikkat çekmektedir. Aydın ilide çimento fabrikası kurma,üretimi artırma furyasından kendi payına düşeni fazlasıyla almaktadır. Söke’de uzun yıllardır bir çimento fabrikası üretim yapmaktadır. Şimdi aynı noktada yeni bir çimento fabrikası yapımına başlanılmıştır. Kurulmakta olan çimento fabrikası ise Avrupa’nın en büyük çimento üretim tesisi olacak olup, Türkiye’nin ihraç ettiği çimentonun yüzde 10’u tek başına karşılayacaktır. Çimento fabrikasının Söke’nin kenarına kurulması çevre ve insan sağlığına olan olumsuz etkileri nedeniyle halkın yoğun tepkisini çekmektedir. Büyük Menderes nehri şu anda Türkiye’nin en kirli üçüncü nehri olup, bu kirliliğin en fazla hissedildiği yer Söke ovasıdır. Bu ovada var olan toprak kirliliğini yoğun şekilde kullanılmakta olan zirai ilaç ve gübreler daha da arttırmaktadır. Söke’de kurulmakta olan çimento fabrikası var olan su, toprak, tarımsal ürün kirliliğini artırmak dışında hava kirliliğinin de artmasına sebep olacak olup bölgede ekosisteme ciddi zarar verecektir. Söke’de çimento fabrikası işçileri en önemli risk grubunu oluşturmaktadır. Bu nedenle işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamaları ön plana çıkarılmalıdır. Kurulu ve kurulmakta olan çimento fabrikalarında enerjinin etkin kullanımı ve teknolojinin yenilenerek emisyonların azaltılmasının yolları aranmalı, ekosistemin sürdürülebilirliği öncelenmelidir. Çimento fabrikalarının olumsuz sağlık etkilerini en aza indirmek için “gerekli görüldüğünde” ya da “ekonomik koşullara uyduğunda” değil, her koşulda daha az kirleten, insan sağlığını daha az etkileyen günün koşullarına göre en gelişmiş teknolojinin kullanılması zorunlu hale getirilmelidir. Sanayiden kaynaklanan hava kirliliğinin temel nedeni yanlış yer seçimi, gerekli teknik önlemlerin alınmadan gaz ve tozların havaya bırakılması ile hatalı teknoloji kullanımından kaynaklanır. Sağlıklı kent planlamasının yapılmadığı durumlarda kurulu çimento fabrikaları ile kent alanı arasındaki mesafe azalmakta çimento fabrikaları kentin içinde kalmaktadır. Kent planlanırken fabrikaların yerleri ve hakim rüzgar gözetilmeli, kenti etkileme olasılığı olan fabrikalara izin verilmemelidir. Daha önce Söke’de ilk çimento fabrikası kurulurken bu özelliklere dikkat edilmemiş olması sıkıntı yaratırken, yeni kurulacak çimento fabrikasında da bu hassas noktalara dikkat edilmemesi, göz önüne alınmamasını anlamak mümkün değildir. Kurulacak bacalı tesisler için ÇED raporlarının titizlikle hazırlanması ve işletim sistemlerinin kirlenmeye yol açmayacak teknoloji ile donatılması gerektiği eskiden beri bildirilmektedir. Çimento fabrikaları kurulması, kapasite artırılması aşamalarında ÇED’e ek olarak Sağlık Etki Değerlendirilmesinin(SED) olmazsa olmaz kabul edilmesi toplumsal barış için de gerekliliktir. Ne yazıkki Söke’de kurulan ve kurulacak çimento fabrikalarında mülki amirlik tarafından ÇED ve SED’nin hiç biri istenmemiş ekolojik çevre yok sayılmıştır. Çimento fabrikalarını çevreye ve insan sağlığına verdiği zarar bilimsel olarak netleşmiş ve kabul edilmiştir. Bu sonuçların artık politik olarak da kabul edilmesi ve politika üretici-uygulayıcıların bilimsel veriden yararlanarak toplumların etkilenimini engellemek için zaman yitirmeden çaba tüketmesi gerekirken Aydın’da hiç bir çaba, gayret ve dikkat gösterilmemesi üzücü olduğu kadar düşündürücüdür de. Dünyada çevre ve sağlık riskinin olmadığı bir çimento üretimi söz konusu değildir. Ne yazık ki Aydın’da çimento fabrikalarının çevre ve insan sağlığı üzerine oluşturduğu risk dünya ortalamasından daha fazladır. Doğru olmayan yere çimento fabrikası yapılması, kötü teknolojinin yenilenmemesi, kent içinde kalan çimento fabrikalarının işletilmeye devam etmesi, SED ve ÇED’de halkı bilgilendirme toplantısı yapılmadan, halka rağmen yeni çimento fabrikası yapılması en temel insan haklarından olan sağlıklı yaşama hakkının gasp edilmesi olarak kabul edilmelidir. Ve Aydın’da bu hak Aydın halkının elinden alınmaktadır.