Ülkemizin gururu olan Kadın Voleybol Milli Takımı "Filenin Sultanları" her geçen gün başarıdan başarıya koşarak göğsümüzü kabartmaya devam ediyor.
Kızlarımız daha birkaç gün önce deplasmanda ABD'yi 3-2 yenmeyi başardılar.
Ne kadar övünsek azdır.
Minnettarız terinize.
Teşekkürler evlatlar.
Yaşadıklarınız ve yaşattıklarınız için...
TRT Spor 'da yayınlanan nefes nefese geçen bu karşılaşma sonrası sevinen taraftarlar da ekrana getirildi.

O sırada Milli Takımı destekleyen bir kadın seyirci kıyafetinin azizliğine uğradı. Zıplayan kadının canlı yayında memesi açıldı.
Bu olayın gündemi meşgul etmesi benim gözümde kızlarımızın başarısını gölgelemeye yetmedi.
Ben hala evlatlarımızın zaferine sevinmekle meşgulüm.

TRT bile "Yayıncı kuruluş ABD televizyonudur. Biz sadece onların yansıttıklarını yayınlıyoruz." diyerek adeta topu taca attı.
Merak ediyorum RTÜK, TRT'ye ya da ABD'deki maçı yansıtan kanala ceza verecek mi?
Tabi ki şaka bu.

Bunlar ne kadar ucuz işler arkadaş.
Nelerle uğraşıyoruz?

Öte yandan ABD-Türkiye voleybol maçındaki Türk kadın taraftarın, kendisine gelen taciz içerikli yorumlar nedeniyle Instagram (X) hesabını bile gizlemiş.
Kazara yaşandığına inandığım bu olayda o kadının psikolojisini düşünsenize.

Ben bu olayı tekrar gündeme getirdiğim için kendisinden hem özür diliyorum hem de birazdan yazacaklarıma vesile olduğu için ayrıca teşekkür ediyorum.

*

Dünyada iki farklı protest grup tanıyorum.
İlki dünyanın her yerinde insanlık dışı bir olay yaşandığında aniden meydana çıkıp karşıt olduğu şeyi bedenine boyayarak üzerine yazarak ve soyunarak protesto eden Ukrayna'lı FEMEN kadınları,

Diğeri de toplumsal farkındalığı Beşiktaş maçlarında bazen eylem, bazen tezahürat, bazen de pankartlarla anlatan ÇARŞI GRUBU.

Yakında Beşiktaş maçı yok ama bir voleybol maçında üzerini çıkaran kadın protestocular görürsem şaşırmam.

*

Birçok kadının meme kanseri ile ilgili sorunları olmasına rağmen uzmanların uyarıları doğru dürüst gündem olmuyor,
Kazara açılan bir meme ne kadar gündem oluyor.
Sizce de ilginç değil mi?

Herhalde memeli olduğumuzu unutuveriyoruz bazen.

*

Yıllardır sadece ülkemizde değil tüm dünyada, pembe kurdele takılarak meme kanserinin önemli bir sorun olduğuna dikkat çekilmeye çalışılıyor.

Meme kanserine yakalanan belli bir kesim, kamuoyu oluşturmak adına bu tür etkinliklerin önemini savunurken,
Bazı kesim de bu illetten bir an önce kurtulunmalıdır tezini savunuyor.

Kanser bu, erken teşhis çok önemli!
Bir de toplum arasında GÖĞÜS KANSERİ denmesinden çok rahatsız olanlar var.

’’Göğüs değil kardeşim MEME! MEME! Korkmayın! Gerçeklerle yüzleşin ve SAVAŞIN!’’
Memeli olduğunuzu unutmayın.

Hayatı kurtaracak olan bir taraftarın kazara açılan memesi değil, bu illete yakalananların farkındalığıdır.

Meme kanseri farkındalığı istiyorsanız, alın size bu illete yakalanmış bir kadın 16 maddelik farkındalığı;

1. Her şey memene dokunduğunda eline bir kitle gelmesiyle başlar.
2. Doktora gidip gösterirsin. El muayenesinden sonra seni ultrasona gönderir.
3. Ultrason sırasında işlemi yapan radyoloğun ağzı yüzü memnuniyetsizce oynar. “Beğenmedim.” der ve MR’a gönderir.
4. MR’ı çektirip sonucu götürürsün. Gene beğenmez ve biyopsi ister.
5. Biyopsi yapılır ve neticesinde kitle kötü huylu çıkar.
6. Soluğu onkologda alırsın. Seni PET CT’ye gönderir, tüm vücutta kanser taraması yapılır ve sıçrayıp sıçramadığı ve sıçradıysa nerelere sıçradığı tespit edilir.
7. PET CT sonrasında tedavi protokolü belirlenir. Kaç doz kemoterapi alman gerektiğine onkolog karar verir.
8. Kemoterapi maratonu başlar. Her dozun ardından en az 1 hafta yatağa serilirsin, elin kolun kalkmaz. Vücudundaki her bir hücre ağrır.
9. Vücuduna giren iğneler, hayatının en olağan parçası haline gelir.
10. Kemoterapinin yan etkilerini azaltmak için kortizonu dayarlar. Puf böreği gibi şişersin.
11. Kemoterapi bağışıklık sistemini yerle bir ettiğinden, her doz sonrası bağışıklık sistemini harekete geçiren ilaçlar kullanırsın. Korkunç kemik ağrısı yapar.
12. Saçın, kaşın, kirpiğin… Vücudunda tek bir kıl kalmaz. Aynada yüzünü tanıyamazsın. Psikolojiyi ciddi bozar.
13.Kemoterapi sürecinin ardından ameliyata alırlar. Tümörün bulunduğu alan ile - eğer metastaz varsa – koltuk altındaki lenflerin tamamı ya da bir bölümü alınır.
14. Koltuk altı lenflerin alındıysa, kol kaslarını kaplayan zar (faysa diyorlar) kasıldığından kolunu oynatman imkânsız hâle gelir. Fizik tedaviye başlamak zorunda kalırsın. Hayatımda çektiğim hiçbir fiziksel acı, o fizik tedavi sırasında çektiğim acıdan daha fazla değildi. Acıdan hüngür hüngür ağladım!
15. Kolu açtıktan sonra radyo terapi faslı başlar. Her gün hastaneye gidip vücuduna radyasyon alırsın.
16. Eğer tüm bu tedavi sürecini tamamlayıp hâlâ hayatta kaldıysan, her 3 ayda bir kontrollere gidersin.

*
Söylenecek söz kalmıyor bazen.
Yaratandan şifa dilemekten başka…
Ben de meme kanserine köşemde yer vererek dikkat çekmek istedim.

Unutmayın,
Kaybedilince değeri anlaşılan şeylerin en başında hiç şüphesiz SAĞLIK gelir.

Ayrıca;
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR.

Sağlıcakla…