Sevgili okuyucularım öncelikle okumuş ama cahil, yetişkin ama ergen kafalı, zengin ama vizyonsuz, zeki ama kötü niyetli kişilerle muhatap olmayacağınız bir yıl diliyorum.
*
Sayın Ekonomi Bakanımızın “Sade vatandaşın dolarla ne alakası var?” sorusunu, zengin ve yakışıklı bir aristokrat olduğum için kendimi ‘sütlü’ vatandaş olarak tanımlayıp hiç üstüme alınmadım.
Doları üç liradan alıp, 18 liraya kadar neredeyse her saniye zenginleşirken birden 11 liraya düşmesine de acayip üzüldüm.
Biz zenginler sadece kar etmeye odaklı olduğumuz için kardan zarar etmek de acayip koyuyor.
Bu buhranlı günleri atlatmak için sanırım bir süre taze sıkılmış portakal suyu içmeye ara vermem lazım.
*
2014 yılı Mayıs ayında araştırmacı yazar Metin Aydoğan’ın kaleme aldığı “Yönetim Gelenekleri ve Türkler” adlı iki ciltlik çalışması İnkılap Kitabevi tarafından yayımlandı.
Üç buçuk yılda yazılan kitap için dokuz bine yakın kaynak taradı Metin Aydoğan.
Antik çağdan küreselleşmeye, Türk tarihine, kültürüne, medeniyetine dair incelemelerde bulundu.
Kitapta, Türklerin, gelenekleri, yaşantısı ve uygarlıklara etkisi derinlemesine incelenirken, Türklerin doğayla iç içe oluşu, hayvanlara tarih boyunca saygı ve sevgi besledikleri de anlatıldı.
*
Metin Aydoğan kitabının son bölümünde,
“Neolitik Çağ (Cilalı Taş) insanı için ateş insanı ısıtır, yiyeceğini pişirir, onu kötü ruhlardan korur ancak bir anda her şeyini de yok edebilir.
Su, yaşamın ve sonsuz akışın simgesidir. Gökten düşen su ateşi söndürür ancak bitkilere de can verir, hayvanlarının beslenmesini sağlar.
Taş, ölümsüz kalıcılığa sahiptir. Bu nedenle, töreyi gelecek kuşaklara taşıyacak yazılar, ona yazılmalıdır.
Ağaç ise ölüm ve yaşam evrelerini temsil eder. Sürekli gelişme yeteneğinin bir simgesidir, bu nedenle çok değerlidir” der.
*
Yine aynı kitapta kadim Türkler doğayla kaynaştığı, duru ve önyargısız yaşamdan kopmadığı için devrimci ve yaşamın kurallarını kavradığı için birer doğabilimci olarak tasvir edilir.
*
Kadim Türkler, yaşlı ve ulu bir ağacın yanından geçerken ellerini birbirine bağlar, diz çöker ve böylece ona saygısını sunar.
Anadolu’da ağaç kültünün kalıntıları hala yaşamaktadır.
Ulu bir ağaç, toprağın derinliklerine giden kökleri ve göğe uzanan dallarıyla gücün ve sonsuzluğun simgesidir.
*
Yazar kitabında Türklerin doğa ile iç içe ve uyum içinde yaşamasının etkilerinden de bahseder ve, “Doğayla kaynaşma ve ona gösterilen uyum, Türklere, etkisi günümüze dek gelen, barışçı ve eşitlikçi, adalete, söze, dürüstlüğe ve insana önem veren bir dünya görüşü kazandırmıştır. Yaşam hakkı kutsaldır ve insanla sınırlı değildir. Hayvanlarla hatta bitkilerle olan ilişkilerde bile, onların yaşam hakkına saygı gösterilen sanki bir sözleşme yapılmıştır” der.
*
Rus bilim insanı Murad Eskenderoviç Adjiev veya bilinen ismiyle Murad Adji, Türkologdur.
Hatta, Kadim Türklerin ana vatanı Altay’dan başlayan Büyük Kavimler Göçü tezinin de yazarıdır.
Murad Adji, Türklerin ve Büyük Bozkırın Kadim Tarihi adlı kitabında “Altay’da Çam ağacının her zaman esrar dolu bir güzelliğe sahip olduğu kabul edilmiştir” der.
*
Türkolog Murat Adji’ye göre Çam ağacı Türklerde ölümsüzlük sembolüdür ve inanışa göre tüm insan ırkının türediği ağaç olması sebebiyle kutsal kabul edilir.
*
Peki ben neden anlattım bunları?
*
Çünkü söylemleriyle eylemlerinin çelişmesiyle ünlü Merkez İlçe Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay, ölümsüzlük sembolü çam ağaçlarını kesiverdi.
*
Çankaya Caddesi’nde bulunan 44 fıstık çamı ağacı belediye ekiplerince kesildi.
80 yıllık Çam ağaçlarını kesmek için tereddüt etmeyen Fatih Atay ve onun gibi düşünenlere “Ağaç dik” demiyorum, “Kesmeyin yeter” diyorum. “Hayvan besle” demiyorum, “Öldürmeyin yeter” diyorum.
GÜNÜN FIKRASI
Siyasetçinin biri Trabzon’u gezerken bir bakmış Temel önden, Fadime de arkadan yürüyor.
Hemen yaklaşmış yanına:
“Beyefendi, sana demokrasi ve hak adına bir soru soracağım” demiş.
Temel:
“Buyur sor” demiş.
Siyasetçi:
“Şu geriden gelen teyze hanımınız mı?” diye sormuş.
Temel:
“Evet, ne olmuş?” demiş.
Siyasetçi:
“Demokrasi ve hak adına sen bu vaziyetten utanmıyor musun? Sen önde hanımın arkada yürüyorsunuz” demiş.
Temel:
“Niye utanayım ki? Her başarılı erkeğin arkasında bir hanım yok mudur?” diye cevap vermiş.
Siyasetçi:
“Elbette var” demiş.
Temel gülerek konuşmuş:
“Eeee! Bende başarılı bir erkeğim”
GÜNÜN TESPİTİ
“..savaştığın her ne ise dışarıda değil içindedir..”
BEN
“..her şeyden çok sıkıldığım bir evreye geldim.. tahammül seviyem yok artık.. kimseye gerektiğinden fazla katlanamıyorum.. kimsenin peşinden koşacak gücüm yok.. olacak her şey kabulüm, olmayana da üzülecek zamanı çoktan geçtim..”
GÜNÜN SÖZÜ
“..uçmak istiyorsan, seni aşağı çeken her şeyi bırak..”
KADINLAR ERKEKLER
“..kadınlar ‘termos’ gibidir.. her tartışmayı ilk günkü gibi sıcak tutarlar..”