Nedense bir kaç hafta önce İran’da, birkaç hafta sonra Suriye’de yaşananlara bakınca aklıma 1991 yılında ABD ile Irak'ın Devrik Diktatörü Saddam Hüseyin arasında yaşananlar geliyor. Aslında o dönemde yaşananların bazılarını önceki yazılarımda yazmıştım ama bu gün yaşananlara bakınca aklıma İki yüzlü, riyakar siyasetçiler tarafından yönetilen emperyalist ülkelerin ülkemize Suriye’de hazırlamış olabilecekleri tuzak kokusu geliyor.
Ruhları şad olsun Suriye Idlib’de peş peşe vermiş olduğumuz şehitlerin ardından Dünyanın bir numaralı haydut devleti ABD bir taraftan bize başsağlığı diliyor, öbür taraftan Fırat’ın doğusunda on binlerce TIR beş bin uçak dolusu silahla beslediği teröristlere 200 milyon dolar para yardımında bulunuyor. Öbür taraftan başkenti Moskova’da yıllardır teröristlerin bürosunun bulunmasına ses çıkarmayan Rusya bize kalkmış ABD’nin iki yüzlülüğünü göstermeye çalışıyor.
Demem o ki arkadaşlar daha dün bundan 29 yıl önce “Kuveyt’i işgal etmesi yönünde Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’e yol veren ABD” bu günde ülkemizi Suriye ile çatıştırmaya çalışıyor. Acaba diyorum Saddam’a oynadıkları oyunun benzerini bizim içinde mi oynuyorlar. Zira 29 yıl önce Kuveyt’i işgal edebileceği yönünde Saddam’a yol veren ABD hemen arkasından “Sen komşuna nasıl saldırırsın?” diyerek Saddam Hüseyin’in tepesine çökmüştü.
Şimdi de bazı siyasetçiler “Türk Milleti Şam’a bir an önce girmeli” diyorlar. Ya da birileri öyle konuşturuyor. Aradan on yıllar geçiyor, oyuncu isimleri değişiyor ama senaryo hemen hemen aynı.
Bu gün bazı gerçekleri Türk Halkından gizleyenlerin unuttukları en önemli şey, her söylenen yalanın bir gün en olmadık zamanda ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.
Neticede Arkadaşlar Suriye yada Ortadoğu’da atacağımız her adımda 9 defa düşünüp bir defa konuşmak, yüz defa düşünüp öyle adım atmak zorundayız. Bugüne kadar uyguladığımız duygusal politikalarla geldiğimiz nokta ortada.
Çocuklarımızı ne kadar seviyoruz?
Bundan önceki yazılarımdan birinde Yol Hikayeleri (89) da Sokak Köpekleri ile Okul Yollarında çocukların hali ne olacak diye sormuş, görünen tehlikeye dikkat çekmiş, tedbir alınmasını istemiştim. O yazıyı sömestr tatilinde basından takip ettiğim köpekten kaçan bir çocuğun araba altında kalmasından esinlenerek yazmıştım. 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Kuyucak’ta benzer bir olay yaşandı. Sokak köpekleri Beşeylül Mahallesi DSİ Sulama Kanalı üstünde Kuzu Apartmanının önünde Tahsin Akçetin adında 12 yaşında bir ortaokul öğrencisine saldırıp yaraladılar. Yoldan geçen hayırsever bir vatandaş aracını durdurup çocuğu sokak köpeklerinin elinden aldı. Allah korusun ya yardıma koşan biri olmasaydı çocuğun hali ne olurdu. Akabinde tesadüfen oradan geçmekte olan Tahsin Akçetin’in Babaannesi çocuğun babası Celal Akçetin’i haberdar ediyor. Neticede sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan Tahsin Akçetin Kuyucak İlçe Hastanesinde tedavi oluyor, tedavisi daha sonra Nazilli Devlet Hastanesinde devam edecek. Zira 3 adet daha kuduz iğnesi vurulması gerekiyormuş.
Neticede arkadaşlar sokaklarımız çocuklarımız, onların anneleri, kadınlarımız ve kızlarımız için daha güvenli hale gelmeli yada getirilmeli diye düşünüyorum. Önceki yazımda belirttiğim gibi çocukların doğasında sokak köpeklerini gördüğü zaman tabanları yağlayıp kaçmak var, köpeklerin doğasında da kaçan birini gördüğü zaman kovalamak var. Ne yapacağız? Böyle bırakacak mıyız?
Aslında 2014 yerel seçimlerine kadar Kuyucak’ta sokak köpekleri sorunu bu boyutta değildi. Çünkü burada da bir barınak vardı köpekler için. Ancak Aydın İli’nin Büyükşehir yapılanmasına gitmesiyle birlikte Kuyucak Mezbahası ve bitişiğindeki barınak Büyükşehir’e geçti. Ve mezbaha ile birlikte barınakta kapandı. Büyükşehir yasa gereği sokak köpeklerini topluyor, kısırlaştırıp kulağına bir küpe takarak tekrar sokağa bırakıyor. Benim bu güne kadar bu konudan anladığım bu. Yanlışım varsa lütfen bilenler düzeltsin.
Şayet durum yukarıda anlattığım gibiyse Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Özlem Çerçioğlu’ndan istirhamımızdır, lütfen Kuyucak’taki barınak tarafınızdan aktif hale getirilsin. Sokaklarımız çocuklarımız için daha güvenli hale getirilsin.
Kuyucak’taki barınağın aktif hale getirilmesiyle sorun çözülecek mi? Kısmen çözülecek. Zira yasa gereği Sokak Köpekleri Büyükşehirin sorumluluğunda, ancak Büyükşehir görevlileri de yasa gereği kulağı küpeli olan sokak köpeklerine bir şey yapamıyor. Yasa dışına çıktıkları zaman Hayvanseverler Derneği ayağa kalkıyor. Hepimiz hayvanları seviyoruz, ancak çocuklar bizim geleceğimiz onları daha çok seviyoruz. Sanıyorum bu konuda TBMM’de sokak köpekleriyle ilgili çocuklarımızın güvenliği noktasında yeni bir düzenleme gerekiyor. Bu konuda Aydın Milletvekillerimizden çocuklarımızın güvenliği için TBMM’de çaba göstermelerini beklemek çokta yanlış olmaz sanırım.
TBMM’de yasal düzenleme gerekiyor diyorum, zira sokak köpekleri sadece Kuyucak’ın ya da Aydın’ın sorunu değil, yurt çapında ulusal bir sorun olduğunu düşünüyorum. Bu konuda rahat olan belediyeler varsa büyük ihtimal barınak sayısını ya da barınak kapasitelerini yükseltmiş olmaları gerekir.
Bu arada arkadaşlar sokak köpekleri konusunu incelerken aklıma geçen yıl domuzların ovaya hakim olmaları ile ilgili yapmış olduğum haber geldi. Neticede ekolojik dengeyi korudukları, ormanların gelişmesine katkıda bulundukları gerekçesiyle domuzlarda yasalarla koruma altına alınmışlar.özellikle bölgemizde çiftçi vatandaşlarımız geceleri ovadaki arazisine gidemez olmuştu. Bu gün bu sorunun çözüldüğü yönünde en küçük bir işaret yok. Anlaşılan o ki yöneticilerimiz Hayvanseverler Derneği üyelerini mutlu etmek ya da AB Yasalarına uymak için bir Hayvanları Koruma Yasası çıkarmışlar, ancak bu yasanın çocuklarımıza, çiftçilerimize verebileceği zarar hesaba konmamış.
14 Şubat 2020 tarihinde Sokak Köpeklerinin ortaokul öğrencisine saldırması ile ilgili yapmış olduğum tarafsız haber bazı hayvan sever okurlarım tarafından “Hayvan düşmanı haber” olarak nitelendi. Elbette hayvanları bizde seviyoruz, ancak çocuklarımız daha değerli, çocuklar bizim geleceğimiz. Sokak köpekleri için de yerel yöneticiler hayvanseverlerle birlikte bir çözüm üretebilirler. Ama konu üzerinde her kesin ciddi şekilde çalışması, köpeklerin canının yanmaması ama sokakların da çocuklarımız ve kadınlarımız için daha güvenli hale gelmesi lazım.
Selam ve Saygılarımla...