Mimar Sinan Mahallesi’ndeki tribleks villamın son katında bulunan yatak odama güneş ışıkları girdiğinde, eniştesinin ‘hişt’ dediğini iddia eden yeni gelin gibi uyandım.
Muzaffer Sarısözen’in derlediği bu Ankara türküsü dilime dolandı haliyle.
O sırada telefonum çaldı.
Arayan Funda.
Telefonu da, “Su sızıyor sızıyor, taşların arasından. Eğil bir yol öpeyim, kaşların arasından. Oğlan mavilim oğlan, sözüne de kavilim oğlan. Enişte bana hişt demiş” diye türküyü söyleyerek açtım.
Funda bastı kahkahayı ve “Yalandır aslanım yalan” diye tamamladı.
Sonra da “Hayırdır? Çok neşelisin. Nerden duydun bu türküyü” dedi.
“Sorma ya bende sağdan soldan duydum. Halk arasında söyleniyordu. Benim de dilime dolandı. Ama baksana yalanmış” dedim.
*
Artık kendi kendime “Günaydın” deyip yanaklarımı sıkarak kendimi sevmeme gerek kalmadığından hızlıca hazırlandım ve sokağa çıktım.
Sevgi Yolu, Yağcılar İçi, Atatürk Kent Meydanı ve Adnan Menderes Bulvarı’nda karşılaştığım arkadaşlarımla sohbet ederken konu dönüp dolaşıp son günlerde bazı gazetecilerin karıştığı işlere geldi.
Türlü türlü yorum yapıldı.
*
Samimi olduğum arkadaşlardan biri “Abi sen neden bu yaşananlara yorum yapmıyorsun? Neden sessiz kalıyorsun? Bildiğim kadarıyla sen de mağdursun. Hem haksız hem de meslektaşlarına bile türlü türlü hakaret eden bu yapı seni rahatsız etmiyor mu?” diye sordu.
“Haklısın kardeşim. Beni de rahatsız ediyor” dedim.
“Eee o zaman neden çıkıp iki laf etmiyorsun?” diye ısrar etti.
“Bak sevgili dostum. Bu hayatta arkandan konuşulmasından daha kötüsü hiç konuşulmamasıdır. Ben bana zarar veren, kazık atan bazı insanları yok sayarım. Öyle bir yok sayarım ki, her gün aynaya bakıp ‘Acaba var mıyım’ diye kendilerini kontrol edecek kadar yok sayarım. O nedenle susmayı tercih ediyorum. Bence siz de öyle yapın” diye cevap verdim.
*
“İyi de abi onca maddi zararın ne olacak?” dedi arkadaşım.
“Karacaoğlan’ı bilir misin?” dedim.
“Bilirim” dedi.
“Karacaoğlan bir şiirinde ‘Üryan geldim, üryan giderim’ der. Ben şimdi zengin ve yakışıklı bir aristokrat olabilirim ama nihayetinde herkes gibi çıplak doğdum, çıplak öleceğim. Karacaoğlan aynı şiirinde ‘Benim Hak'tan özge sevdiğim mi var?’ der. Ben de Hak’kı sever, Hak’ka inanırım. Onları, eğer benim kadar inanıyorlarsa ‘Hak’ka havale ettim. Ben, ‘İnancım gereği domuz eti yemem’ diyenlerin ‘Kul hakkı’ yediklerine şahidim. Ben, masada duran rakıyı haram sayanların kasalarında duran kul hakları ile yaşadıklarını bilenim” dedim.
*
Söylediklerimi anladı mı, anlamadı mı bilmiyorum ama daha fazla sohbet edesim olmadığından ayrıldım yanından.
*
Aslında ‘meslektaşım’ demekten utanacağımız bir hale gelenlerin yaşadıklarını çok iyi anlıyorum.
Dünyada “Paranoid Kişilik Bozukluğu” adı verilen psikolojik bir hastalık var.
Bu hastalığın en önemli özelliği saçma olmayan bir kurgu ve iyi düzenlenmiş bir düşünme biçimiyle, herkesten şüphelenmektir.
Paranoid kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler farklı sebeplerle bir şüphe geliştirirler ve dışarıya bu şüphelerinin anlattıklarında bu şüphelerini belirli bir mantık çerçevesinde anlatabilme kabiliyetine sahiptirler.
Genelde çaresizliklerini gerçeği değiştirmeye çalışarak örtmeye çalışan bu insanlarda ukalalık, kendine aşırı güven, herkesten üstün olduğuna inanmak, yalan söylemeye ve gerçekleri farklı göstermeye eğilim olduğu bilinir.
Paranoid kişilik bozukluğuna sahip insanlar diğer ruhsal rahatsızlıklara sahip olan insanlardan daha farklı bir tablo sergilerler.
Dışarıdan birinin, bu kişilerinin bir ruhsal rahatsızlığı olduğunun farkına varmaları ancak çok detaylı muayene ile mümkün olur.
*
Bugün hala en çok kendilerinin okunduğu ve izlendiğinden ‘emin’ olan Aydın’daki bu yapı, tükenmişliklerini de kabul etmemektedir.
Zaten paranoid kişilik bozukluğunun bir tanısı da aynen budur.
GÜNÜN FIKRASI
Temel Afrika’ya gitmiş.
Nil Nehri’nde yüzmek istemiş ve istediğini de yapmış.
Ancak bir süre sonra boğulma tehlikesi geçirmiş ve tam o sırada etrafında timsahlar belirmiş.
Timsahları gören kendi kendine konuşmuş:
“Ulan bir de Afrika için fakir derler. Adamların cankurtaranları bile Lacoste..”
GÜNÜN TESPİTİ
“..etin tadını alan köpek, kuru ekmeğe talim etmez..” BEN
“..kimseye kin tutmuyorum ama yapılan hiç bir şeyi de unutmuyorum..” GÜNÜN SÖZÜ
“..dili, dini, mezhebi ne olursa olsun bütün türkler kardeştir.. türk’ü yücelten inançları değil, damarındaki kandır..” KADINLAR ERKEKLER
“..’erkek hastalıkları uzmanı’ diye doktor duydunuz mu.. duyamazsınız çünkü hasta olan hep kadınlar..”