Bazı insanlar görürsünüz etrafınızda, o kadar çok konuşur ki, karşısındakileri hiç umursamadığı gibi ötekine hiçbir söz hakkı tanımaz ve asla konuşturmaz. Söyleyeceği birkaç kelimelik şeye bir sayfalık lüzumsuz ayrıntı ekleyip  zaman daralıp da lafının bittiğini anladığında asıl söyleyeceği şeyi unutuverir de ” ne diyecektim ya? Hay Allah” diye hayıflanır.  Zihin otomatlarımız, konuşulması/sorulması gereken bir konuyla meşgulken(data-bank kapasitesine göre) kendimizi iyi hissettiğimizde veya çok neşeliyken bi kaç kelime yerine çağrışımlarla ayrıntıya girerek laf denizinde  boğulur ve asıl maksadına (söylemek istediği/vurgulamak/yapmak istediğinden) uzaklaşır veya unutur. Özellikle obsesif, takıntılı, mükemmeliyetçi, herşeyi kusursuz yapmaya çalışan insanlarda bu duruma sıkça rastlarız. Herşeyi yaparken kılı-kırk yararlar, etraflarına (özellikle de eşlerine) hayatlarını zindan ederler. Aslına bakarsanız ” Obsesif özellik” iki tarafı keskin kılıç gibidir. Yerinde kullanılabilirse insanı zülcenaheyn(MUTLU/HUZURLU VE BAŞARILI) hale getirebilir.Nasıl mı? Dikkat edin dünyada ciddi başarılara imza atmış, etraflarına örnek olmuş liderler, sanatçılar, ekol olmuş sanatçılar, müzisyenler,bilim adamları ve holding ceo ları vb. insanlara  baktığınızda aşırı  hırslı,ayrıntıcı, ciddi prensip sahibi, disiplinlerinden asla taviz vermeyen, yatış kalkış saatlerinden gün içindeki ve zamana yayılmış tüm programlarına kadar her işlerini ciddiyetle düzenlenmiş insanların aslında “obsesif özellikle” olduklarını söyleyebiliriz. İyi de şimdi bunun neresinde yanlış var diyebilirsiniz?acele etmeyin lütfen.Öncelikle bu tür aşırı takıntılı ve obsesif durumlardaki  insanların beyninde neler olup bitiyor ona biraz göz atalım, ne dersiniz? Her olaya ana bakışımız hep iki pencereden ya!…Önceliğimiz nörobilim sonra da medeniyet değerleri açısından bakmaya çalışalım: Yani Nörobilim penceresinden obsesif kompülsif özellikleri olanlarda beynin neresinde bozukluk oluşuyor da aslında ,kırmızı çizgisini aşan bu kılıç doğru kullanıl(a)maz oluyor. Ve böyle haddini aşan bir çizgi-ötesi kullanımda “obsesif özellik”bizi nasıl Tükenmişlik Sendromu’na dolayısıyla depresyona sürüklüyor?  Başarılara ve her konu da zirvelerde yer tutan obsesif özellikli insanlar bilirsiniz ileri düzeyde hırslı ve dur-durak tanımayan bir iş-kolik yapıda olduklarından ilgili konuya son derece üst-düzey bir enerjiyle odaklanıp çözüm için her türlü yolu mübah addederek kırmızı çizgi-mizgi tanımadan yola revan olurlar.Bu insanlar biolojik yapının kapasitesini/fizyolojiyi iyice zorladıklarından, gerilimi yüksek, sempatik sinir sistemi alarmda yaşarlar(her an agresif, saldırgan ve öfkeli, frenleri tutmayan bir moda geçebilirler). Zamanlarını çok dikkatli kullandıklarından ve etraflarındaki herkesi de aynı şekilde düşündüklerinden işleri planladıkları gibi yürümediğinde kendilerine ayak uyduramayanlara karşı her an çemkirebilir ve bu iş yaşamı, aile hayatı, arkadaşlık ,ana-baba evlat ilişkisi nin hangisi olursa olsun bu yüzden ciddi iletişim sorunları yaşayabilirler(DEVAM EDECEK).