“De ki: Ey mülkün sahibi Allah'ım!”
Ey mülkün mâliki olan Allah'ım!
“Mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın.”
Âyette, üç defa mülk ifadesi geçer. Bunlardan birincisi umumîdir, bütün mülkü ifade eder, ikincisi ve üçüncü mülk kelimeleri ise o mülkten bir kısımdır.
“Dilediğini aziz edersin. Dilediğini de zelil edersin.”
Dünyada veya ahirette veya her ikisinde birden nusret vererek veya mağlup ederek, muvaffak kılarak veya yardımı keserek dilediğini aziz kılarsın, dilediğini de zelil yaparsın.
“Her hayır senin elindedir.”
Âyette “Her hayır senin elindedir.” denilip şerden söz edilmemesi, hayrın bizzat matlub olmasından, şerrin ise arızî olarak meydana gelmesindendir. Çünkü büyük bir hayrı tazammun etmedikçe, cüz’î bir şer meydana gelmez.
Veya şerrin ifade edilmemesi, hitapta edebe müraat içindir.
Veya kelâmın hayır konusunda gelmesindendir.
Sebeb-i Nüzûl
Hz. Peygamber (asm), Hendek savaşı öncesinde kazılacak hendeğin planını yaptı. Her on kişiye kırk arşın mesafeyi kazmalarını emretti. Onlar da kazmaya başladılar. Derken hendek kazılan çukurda balyoz işlemez bir kayaya rastladılar. Selman-ı Farisi'yi haber vermek üzere Peygambere gönderdiler. Derken Hz. Peygamber geldi, balyozu aldı, kayaya vurdu. Kaya çatladı. Kayadan âdeta bir şimşek çıktı, karanlık bir odada lambanın aydınlatması gibi çevreyi aydınlattı. Bunun üzerine Hz. Peygamber tekbir getirdi, Müslümanlar da tekbir getirip, “Allahu Ekber” dediler.
Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
“Köpeğin dişlerini görür gibi, sanki Hîre’nin saraylarını gördüm.”
Sonra kayaya ikinci kez vurdu, şöyle buyurdu:
“Rum diyarından Himyer şehrinin sarayları bana aydınlandı.”
Üçüncü defa vurduğunda ise şöyle buyurdu:
“San’a şehrinin sarayları bana aydınlandı. Cibril bana haber verdi ki, ümmetim bunların hepsine galip gelecektir. Size müjdeler olsun!..”
Bunun üzere münafıklar şöyle dediler:
“Siz buna hayret etmiyor musunuz? Sizi boş hayaller, batıl vaatlerle oyalıyor! Medine’den Hîre saraylarını ve Kisra’nın şehirlerini gördüğünü söylüyor. Siz korkudan hendek kazarken, o size fetihlerden söz ediyor?!.”
Onların bu sözleri üzerine âyet nâzil oldu.
Allah Teâlâ, şerrin de kendi elinde olduğuna şu ifadeyle tenbihte bulundu:
“Şüphesiz sen her şeye kadirsin.”
Cenab-ı Hak ardından gece ve gündüzün, ölüm ve hayatın peş peşe gelmesini nazara verdi. Bunda, “bunları yapan zillet ve izzeti peş peşe getirmeye, mülkü vermeye ve almaya da kâdirdir” mânâsına bir delâlet vardır.
“Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü de geceye sokarsın.”
Gece ve gündüzün birbirine girmesi bunların birbirini takîben gelmesi, ziyade ve noksan olmaları mânâsındadır.
“Ölüden diri çıkarırsın, diriden de ölü çıkarırsın.”
Ölüden diri ve diriden ölü çıkması, cansız maddelerden canlıların yaratılması ve bunların sonra ölmeleridir.
Veya nutfeden canlının ve canlıdan da nutfenin yapılmasıdır.
İşarî bir mânâ olarak mü’minden kâfir, kâfirden mü’min çıkması nazara verildi.
“Ve dilediğine hesapsız rızık verirsin.”[bk. Beydâvi, I, 286-287.] FAZİLETİ VE SIRLARI
* Mal ve mülk sahibi olmak isteyenler yukarıdaki belirtilen ayeti kerimeyi her gün 41 kere okumaya devam ederlerse muratlarına erişirler. Mal ve mülk sahibi olur.
* Bu ayeti kerimeyi 5 vakit Namazların ardından 1’er kere okuduktan sonra 66 kere “Ya Kadir, Ya Kayyum, Ya Kaviyy, Ya Kaim, Ya Kuddus” okunursa her türlü kazadan korunur.
* Bu duayı mal ve mülk sahibi olmak isteyenler, manevi yönden iktidara erişmek isteyenler, servetinin çoğalmasını isteyenler her gün en az 4 defa okumalıdır. Bunu günde 41 defa okurlarsa, daha etkili olur. Bunu sürekli olarak yapanlar, kısa sürede mallarında olan artışı göreceklerdir. Her geçen gün daha fazla zenginleşeceklerdir. Rahat ve huzur dolu bir yaşamları olacaktır. Resulü Ekrem (S.a.v) bu ayeti kerimelerin fazileti için şöyle buyurmuştur:
“Bu ayeti kerimeler nazil oldukları vakit Allah Teala ile aralarında hiç bir perde bulunmaksızın Arşı İlahiyyeye yapışarak; “Ya Rab, bizi dünyaya ve sana asi olanlara indiriyorsun.” dediler.
Allah Teala buyurdu ki: “Ahdim olsun, sizi her namazın arkasından okuyan kimsenin kusurlarına bakmayarak makamını cennet kılarım. Onu hatiyratül kuds’te iskan ederim. Her gün kendisine yetmiş defa nazar edeceğim. Ve onun yetmiş tane hacetini yerine getiririm. Onların en küçüğü ise mağfirettir. Onu bütün düşmanlarından muhafaza edip hasedcilerin şerrinden koruyacağım.”
Selam ve dua ile...