Çok güzel bir şarkı. Ama asıl güzel olan şarkının anlamlı sözleri. Hangimizin sevgiden yana kalbi kırılmadı, hangimiz birilerinin kalbini istemeden de olsa kırmadık… “Cam kırılsın, can kırılmasın” demiş büyüklerimiz.  Büyüklerimiz deyince, yıllar önce bir gazetede okuduğum ve çok etkilendiğim bir yazı aklıma geldi. “Durakta bekliyordum. O gün sanki gök delinmişti. Fırtınayla karışık yağan yağmurdan göz gözü görmüyordu. Biriklenmiş sudan geçerken elindeki poşeti düşüren yaşlı teyze dikkatimi çekti. Bükülmüş beline ve sağanak yağmura aldırmadan zorlanarak eğilip çamurlu suyun içinden hızla poşetini aldı. Çok acele bir işinin olduğu belliydi. Elimi uzatıp su birikintisinden çıkmasına yardımcı olurken “ teyzeciğim, keşke bu havada dışarıya çıkmasaydınız ” dedim. Teyze benim söylediğime aldırmadan sıcak bir tebessümle, “ köyden geliyorum. Buraların yabancısıyım çocuğum. Hastaneye gidecek arabaya buradan mı bineceğim?” diye sordu. “ Bende o tarafa gideceğim, birlikte bineriz” dedim. Şemsiyemin altına girmesi için usulca elinden tutup yanıma çektim. Teşekkür ederek küçük bir çocuk gibi yanıma yaklaştı. Nurlu yüzü yağmur damlacıklarıyla ıslanmış ve yanacıkları pembe pembe olmuştu. Derin bir nefes alıp “ torunum menenjit geçirmiş. Gofret sever. Köy bakkalından iki tane aldım da ziyaret saati bitmeden hastaneye yetişeyim dedim” dedi. O konuşurken dolmuş geldi. Allah’tan tam önümüzde durdu. Arkamızda sıraya giren 5-6 genç bir anda bizi itip arabaya bindi. Dolmuş çok dolu olduğu için bizim binmemiz imkansızlaştı. Başımı dolmuşun içine uzatıp gençlere “ sırayı neden bozuyorsunuz, önce binmek bizim hakkımızdı” dedim. En uzun boylu olanı ukalaca “hak değirmende olur. Gözünü açsaydın” dedi. “Teyzenin acele hastaneye gitmesi lazım. Bari o binsin” deyince kahkaha atan gençlerden tombik olanı “teyzenin üfürüğü kuvvetlidir. Üç elham okusun. Bizden önce varır” dedi ve dolmuş  duraktan uçarcasına uzaklaştı. Mecburen diğerini  beklemeye başladık. Teyze hastaneye yetişme umudunu yitirmiş usul usul ağlıyordu. Sarıldım, “üzülme her şerde bir hayır vardır” dedim.  20 dakika sonra gelen dolmuşa binerken insanların hararetli konuşmalarına katılan şoförden, kendinden önce kalkan dolmuşun bir kamyonla çarpıştığını, ağır yaralıların olduğunu duydum. Bindiğimiz dolmuş olay yerinden geçerken teyzeyle camdan baktığımızda ambülansa koyulan yaralıların bizim yerimize binen gençler olduğunu görünce ikimizde şok olduk. Göz ucuyla teyzeye baktım. Solgun dudaklarıyla onların kurtulmaları için dua ediyordu…” Erenlerimizden biri,  “kırılmış bir kalbin gönül kubbesini tamir etmek, yüz defa Hacca gitmekten hayırlıdır” demiş. Yolunuzun asla kırık kalpler durağından geçmemesi dileğiyle, şimdilik hoşçakalın.