Merhaba değerli okurlar, bu haftaki köşe yazımda biraz yaşıtlarımın sesi olmak istedim. Ülkemizde her geçen gün ekonomi, eğitim, yaşam şartları kötüye giderken biz gençler artık önümüzü göremez hale geldik. Hepimizin kafasında tek bir soru.
“Acaba?”
Acaba iş bulabilecek miyiz, acaba hayat kurabilecek miyiz, acaba ay sonunu getirebilecek miyiz ve daha bir sürü acabalar.
Şimdi ki gençler eskiler gibi şanslı değil. Bu ekonomide, bu koşullarda çok erken yaşta çok ağır mücadeleler veriyoruz.
Eğitim ve sınav sisteminin berbatlığından ötürü daha 18’imizde hayata psikolojisi bozulmuş gençler olarak adım atıyoruz.
Ne okuduğumuz okulu anlayabildik, ne yaşadığımız hayattan tat alabildik bu başlangıçla.
Bu ülkede bu gençlerin sonunun ne olacağını kimse bilmiyor. Okuyup dirsek çürütüyoruz, mezun olduğumuz bölümden iş bulamıyoruz. 4 yıl boyunca üniversite hocalarının mobinglerine katlandıktan sonra psikoloji ekstra bozuluyor bir de.
İş bulan ağır şartlar altında kendisini ezdirmemek için yurt dışına kaçıyor, ki çok haklı bir isyan.
Ara eleman sıkıntısı çeken bir ülkeyiz, ara eleman yetiştirmek için gençleri teşvik eden hiçbir şey yok. Meslek liseleri alıp başını gitmiş durumda.
Aile kurmak istesek, hangi gençte o kadar para var? Zaten üniversiteden mezun olur olmaz hayata 5-0 geriden başlıyoruz kredi borcumuzla.
Kısaca bu ülkede, geleceği şekillendirecek olan gençlere asla değer verilmiyor.
Sonra gençler neden yurtdışına kaçıyor, neden intihar ediyor, neden depresyona giriyor.
Siz ne yapıyorsunuz gençler için de bunları sorguluyorsunuz?
Artık duyun bu gençlerin sesini, duyun ki bizler de geleceğimize sahip çıkalım.