Çin Zulmü, Esed’e rahmet okutuyor, hem de teknolojik zulümle…
Mehmet Turan
Biz, Türkiye’de Zalim Esed’in zulmüne lanet okurken, Çin Zulmünü es geçiyoruz.
Özellikle bunu Türkiye’de bir kesim yapıyor…
Hangi güruh yapıyor, pekiyi?
“Ulusalcı” ve “Maocu” çelişkiyi bünyesinde barındıran zihniyet…
Ne diyor bu cenah?
Çin’in,Türkiye’nin müttefiki olduğunu…
Çin’e laf etmek, Türkiye’nin aleyhine olacağını…
Çin’in Doğu Türkistanlı Uygur Türklerine zulüm uygulamadığını…
Aksine onların rahat bir hayat sürdüklerini var güçleriyle “Maocu” Çin Devlet Görevlisi edasıyla konuşuyorlar.
Onlara göre Esed de zalim değil…
***
Pekiyi, zulümdeki yeni taktikleri ne?
Yeni bir uygulama: Modern Zulüm…
Yani, teknolojik bir boyut kazanmış Çin Zulmü…
***
Bakınız, nasıl bir Çin Zulmü?
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW)yayımladığı raporda, Sincan Kamu Güvenliği Bürosunun 2016’da uygulamaya koyduğu “Bütünleşik Ortak Operasyonlar Platformu (BOOP)” adlı izleme programı aracılığıyla bireylere ait şahsi ve gündelik hareketlerine dair kayıtları rızaları dışında topladığını yazmış.
Buna göre, “potansiyel tehdit” gözaltına alınma bahanesi...
Rapora göre “önleyici polislik tedbiri” adı altında son iki yılda program aracılığıyla çok sayıda kişinin suçsuz yere alıkonulduğu, siyasi açıdan tehlikeli olarak değerlendirilen Uygur Türkleri, herhangi bir yargı kararı olmaksızın “siyasi eğitim merkezleri” denilen gözaltı merkezlerine gönderilmiş…
Özellikle, ibadet alanları başta olmak üzere avm’ler, okullar ve dini liderlerin evleri gibi kritik görülen bölgelere güvenlik kameraları yerleştiriliyor.
Bunların, yüz tanıma ve gece görüş özellikleri var.
Bölgede akıllı telefon ve ağ aygıtlarının kimliklerini tespit etmeye yarayan ve “ağ koklayıcısı” tabir edilen cihazlarla, yerleşim merkezlerindeki araç plakaları ve elektronik kimliklerin anlık olarak sisteme iletilmesi, çok çarpıcı…
Modern zulüm…!
Hatta İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bilgilerine göre Uygur Türklerine ait nüfus, adli sicil, sağlık, aile planlama, bankacılık ve araç kayıtlarının bulunduğu veri tabanını da zulüm aracı olarak kullanması çok ahlaksız…
Yine polis vb kamu görevlileri, çeşitli sebeplerle Türklerin evlerine baskın yaparak “olağan dışı” ve “istikrarsızlık oluşturabilecek” her unsuru rapor etmeleri titanlıkta sınır tanımayan bir zulüm örneği…
O kadar ki çok kitap bulunduran kişiler bile potansiyel tehlike…
***
Elbette Türk Hükümeti beynelmilel münasebetlerde dengeyi koruyacak…
Ama bu, zulme ortak olma anlamına da gelmemeli..
Yanı başımızdaki zulme nasıl dur diyorsak…
Doğu Türkistan’daki…
Ata toprağımızda zulme uğrayan Uygur Türklerini de zulümden kurtarmanın çarelerini aramalıyız.
En azından yanlarında olduğumuzu bilmeleri önemlidir.
Unutulmasın ki Çin, Türkiye’ye muhtaç…
O kadar nüfusu, bizim gibi ülkelere ticareti sayesinde doyuracaktır
Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi ABD Emperyalizmine meze etmeyelim…
Uygur Türkleri namerde muhtaç olmasın.
O zaman içimizdeki “Ulusalcı Maocu” tipler Çin Zulmünü ABD propagandası olarak önümüze koymaya devam edeceklerdir.
Biz, başta Çin Zulmü olamak üzere bütün zalimleri kınıyoruz. .
Onların yok olacağı günleri hasretle bekliyoruz.
Elbette güneş, mazlumlar için bir gün doğacak…
Elbette “Türk“ün, dünyaya adaleti tesis edeceği gün gelecektir.
İnşallah bunu da biz göreceğiz…
Çünkü, zifiri karanlık, tanyerinin muştucusudur…
Yorumlar