Aydın’ın Söke ilçesinde yer alan çimento fabrikasında Nisan ayının ilk haftasında bir patlama meydana geldi. Yaşanan patlama sonrasında fabrika bacasında açılan delikten tonlarca çimento yere ve çevreye yayıldı. Çevreye yayılan toz çimentolar büyük maddi hasara sebep oldu. Sazlı Mahallesine yayılan tonlarca toz çimentodan mahalle sakinleri ve hayvancılık yapan vatandaşlar büyük zarar gördü. Mahalle sakinleri sıkıntılarını şu sözlerle ifade ettiler; “Çevreye yayılan çimento tozlarından arazilerimiz bembeyaz oldu. Hayvancılıkla uğraşıyoruz, ağaçlarımız çiçek açmaya başlamışken bu durum bizi çok etkiledi. Tozdan dolayı dışarı çıkamaz, nefes alamaz olduk. Hiç bir yetkili ise buraya gelip sorunumuza sahip çıkmadı.” ifadelerini kullandılar.
Çevre ve sağlık riskinin olmadığı bir çimento üretimi söz konusu değildir. Çimento üretiminin her aşamasında çevresel etki oluşur. Çevre sorunlarının temelinde ise enerji üretimi ve fabrika emisyonu yatar. Çimento üretiminde enerji kaynağı olarak genellikle kömür kullanılır. Çimentonun her 900 gramı için 450 gram kömür yakıldığı hesaplanmaktadır. Bu da her bir torba çimento üretmek için yaklaşık 25 kg kömür yakıldığı anlamına gelir.
Çimento fabrikası emisyonu sadece hava kirliliğine neden olmakla kalmayıp küresel ısınma, ozon tabakasının incelmesi, asit yağmurları, biyolojik çeşitlilik kaybı, azalmış ürün verimliliği ile sonuçlanan yerel ve küresel çevre etkisine sahiptir. Çimento üretimi ile oluşan toz ve gaz emisyon çevre sağlığı için zararlıdır. Çimento fabrikalarının hava kirliliğine katkısı büyüktür.
Çimento fabrikalarından kaynaklanan en önemli hava kirleticileri; sülfür oksitleri, nitrojen oksit, karbonmonoksit, karbondioksit, toz ve partikül maddeler, uçucu organik bileşikler, dioksin, furan, methan ve ağır metallerdir. Çimento fabrika bacalarından salınan ve havayı kirleten küçük partiküller (PM10 ve PM 2,5) hastalık ve ölümlere neden olur. Partikül miktarı artınca hastalık ve ölümlerde de artış olur. Bu kirletici partiküller, toksik ve kanser yapıcı ağır metalleri de taşıdıklarından daha da tehlikeli olabilmektedir.
Yaşamı tehdit eden iklim değişikliğine yol açan etmenlerin başında gelen karbondioksit (CO2) çimento üretiminde yoğun olarak atılır. Yaklaşık her bir ton portland çimento üretiminde bir ton da CO2 açığa çıktığı hesaplanmaktadır.
Çimento fabrikası emisyonu olan sülfür oksitleri ve nitrojen oksit, su ve diğer bileşenlerle reaksiyona girerek asidik bileşenler oluştururlar. Bu asidik bileşenler ise asit yağmurlarına neden olur. Asit yağmurları da tüm doğaya zarar vermekte, ormanların yok olmasına neden olmaktadır. Çimento fabrikası emisyonu olarak bacadan atılan kirleticiler hakim rüzgarların etkisiyle kilometrelerce uzağa taşınabilmektedir. Böylece fabrikanın bulunduğu yerden çok daha uzak yerlerde de kirlilik olabilmektedir. Çimento fabrikalarında fırın bacalarından salınan toz, toprağın yapısını bozmasının dışında bitkilerin büyümesini de olumsuz etkiler. Çimento fabrikası bacalarından çıkan tozun zeytin ağaçlarına olumsuz etkisi Çanakkale de yapılan çalışmada gösterilmiştir.
Çimento fabrika bacalarından çıkan tozun toprak ve bitkilere verdiği zararı gösteren çalışmalar fabrikaların tarım alanlarından uzakta olması gerektiğini açıkça göstermektedir. Çimento fabrikası emisyonu, sadece çevreyi kirletmekle kalmayıp allerjiden, ölüme kadar uzanan bir yelpazede insan sağlığını da olumsuz etkiler.
Çimento üretim sürecinde oluşan emisyon insanların farklı organ ve sistemlerini etkiler. Çimento fabrikası emisyonu hava kirliliğine, hava kirliliği de başta solunum sistemi hastalıkları olmak üzere çok sayıda hastalığa, hastalıklar nedeniyle hastane başvurularında artışa neden olur. Hava kirliliği her yaştaki insanı olumsuz etkilemekle birlikte çocukları, yetişkinlere göre çok daha fazla etkiler.
Sağlık risklerinin değerlendirildiği bir çalışmada çimento tozu etkileniminin öksürüğü 4,5 kat, kronik balgamı 10,8 kat, nefes darlığını 5,3 kat, kronik bronşiti 5,5 kat artırdığı gösterilmiştir. Çimento tozu maruziyeti kronik tıkayıcı akciğer hastalığını (KOAH) 11,2 kat artırır.
Almanya’da yapılan bir çalışmada çimento fabrikasına yakın yaşayanların idrarında artmış talyum seviyesi ile, polinörotik yakınmalar, uyku bozukluğu, baş ağrısı ve halsizlik gibi kimi yakınmaların ilişkisi gösterilmiştir. Yapılan bir başka çalışmada da çimento fabrikasına 2 kilometre ve daha yakın yaşayanlarda erken doğumun sık görüldüğü ve çimento tozunun sigara, alkol, asbest gibi larinks kanseri için risk faktörü olduğu gösterilmiştir.
Görüldüğü üzere çimento sanayi kirleticidir. Türkiye’de çimento üretimi, çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileri nedeniyle gittikçe daha fazla dikkat çekmektedir. 
Çimento üretiminin her aşamasında çevresel etki oluşur. Bu kirlenme, fabrikanın yeri ile meteorolojik olaylara bağlı olarak, doğal alanlar, tarım arazileri, yerleşim alanları ya da buraları besleyen yerüstü içme suyu kaynaklarında olabilir. 
Çimento fabrikalarının insan sağlığına olan etkileri, kirleticiye olan uzaklık durumuna göre değişmektedir. Sağlık etkilenimi çimento fabrikası kirleticilerine en yakın olan fabrika çalışanlarında en fazla iken, ikincisi sırada etkilenme fabrika yakınında yaşayanlarda olmaktadır.
Aydın Söke’de uzun yıllardır bir çimento fabrikası üretim yapmaktadır. Şimdi aynı noktada yeni bir çimento fabrikası yapımına başlanılmıştır. Kurulmakta olan çimento fabrikası ise Avrupa’nın en büyük çimento üretim tesisi olacak olup, Türkiye’nin ihraç ettiği çimentonun yüzde 10’u tek başına karşılayacaktır. Çimento fabrikasının Söke’nin kenarına kurulması çevre ve insan sağlığına olan olumsuz etkileri nedeniyle halkın yoğun tepkisini çekmektedir.
Büyük Menderes nehri şu anda Türkiye’nin en kirli üçüncü nehri olup, bu kirliliğin en fazla hissedildiği yer Söke ovasıdır.
Söke’de kurulmakta olan çimento fabrikası Söke ovasında var olan su, toprak, tarımsal ürün kirliliğini artırmak dışında hava kirliliğinin de artmasına sebep olacak olup bölgede ekosisteme ciddi zarar verecektir.  Sağlıklı kent planlamasının yapılmadığı durumlarda kurulu çimento fabrikaları ile kent alanı arasındaki mesafe azalmakta çimento fabrikaları kentin içinde kalmaktadır. Kent planlanırken fabrikaların yerleri ve hakim rüzgar gözetilmeli, kenti etkileme olasılığı olan fabrikalara izin verilmemelidir. Daha önce Söke’de ilk çimento fabrikası kurulurken bu özelliklere dikkat edilmemiş olması sıkıntı yaratırken, yeni kurulacak çimento fabrikasında da bu hassas noktalara dikkat edilmemesi, göz önüne alınmamasını anlamak mümkün değildir.
Çimento fabrikaları kurulması, kapasite artırılması aşamalarında ÇED’e ek olarak Sağlık Etki Değerlendirilmesinin(SED) olmazsa olmaz kabul edilmesi gerekliliktir. Ne yazıkki Söke’de kurulan ve kurulacak çimento fabrikalarında mülki amirlik ne ÇED nede SED raporu istemiş, adeta bu tesislerin çevre ve insan sağlığına her hangi bir zararlı kirletici etkilerinin olmayacağına kefil olmuşlardır.
Aydın’da çimento fabrikalarının çevre ve insan sağlığı üzerine oluşturduğu risk dünya ortalamasından daha fazladır.
Tüm bu gerçeklikler ortada olmasına rağmen Söke kent merkezi sınırları içinde yer alan bir bölgeye çimento fabrikası kurmakta ısrar etmenin ne kadar yanlış olduğunu, hali hazırda Söke’de faaliyet gösteren çimento fabrika bacasının patlaması sonucu binlerce ton çimento tozunun etrafa yayılarak oluşturduğu çevre felaketi görünür kılmıştır. 
Ne yazık ki patlama sonucu Söke ovasına yayılan çimento tozunun etkisi yıllarca bu bölgede görülecektir.
Burada çok daha acı olan ise Aydın’da canlı yaşamı topyekün yok edecek bu uygulamalara izin veren anlayışın, yaşanılan çevre felaketlerini görmemezlikten gelmekte ısrar etmeleri, yeni çimento fabrikalarına ÇED ve SED isteme zahmetinde dahi bulunmamalarıdır.