BÜYÜK MENDERES NEHRİNDE BALIKLAR BİR KEZ DAHA ÖLDÜ/ÖLDÜRÜLDÜ
Metin Aydın
Aydın'ın Söke ilçesinde, 2018 yılı Mayıs ayında Büyük Menderes Nehri'ndeki toplu balık ölümleri meydana geldi. Aslında bu olay ne ilk nede son. Menderes nehrinde uzun yıllardır her gün az yada çok toplu balık ölümleri olmaktadır. Balık ölümleri sonrası Aydın Valiliği, bu konu ile ilgili soruşturma başlatıldığını, suçluların en kısa zamanda bulunup, en ağır cezai işlemin uygulanacağını kamuoyuna açıkladı. Olay üzerinden 9 ay geçtikten sonra soruşturma tamamlandı ve sonuç 2019 yılının Şubat ayında açıklandı. Söke Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmada Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Söke Jandarma Komutanlığı'ndan gelen rapor doğrultusunda; “Alınan raporlar ve dinlenen tanık beyanlarına göre balık ölümlerine dışarıdan herhangi bir müdahalenin veya kirliliğin sebep olmadığı, gece vakti yaşanan ani oksijen miktarındaki düşüşlerin sebep olduğu için kovuşturmaya yer yoktur" kararı verildi. Bu karar Aydın ve Türkiye kamuoyunda ciddi bir üzüntü ve kaygı yarattı. Aslında Büyük Menderes nehrinde var olan kirlilik kırk yılı aşkın süredir herkesin malumu. Pek çok bakanlık ve üniversite çalışması ile Menderes nehrinin kirli olduğu, kirlilik yapan sebeplerin neler olduğu, kirliliğin ne tür sonuçlara sebep olduğu tescillenmiştir. Büyük Menderes nehri şu anda Türkiye’nin en kirli 3’cü nehri olup, su kirlilik seviyesi tarımsal sulamada kullanılmaması gereken seviye olan, dördüncü sınıf kirli sudur. Büyük Menderes nehrini en fazla kentsel ve endüstriyel atıksular, zirai ilaçlar, zeytin karasuyu, jeotermal akışkanlar ve maden atıkları kirletmektedir. Menderes nehrinin en fazla kirli olan bölgeleri Uşak’taki Dokuzsele ve Banaz çayları, Denizli’deki Çürüksu çayı, Aydın’daki Büyük Menderes Ovası ve Bafa gölü bölümleridir. Yapılan çalışmalarda Menderes nehrinde yüksek oranda Kimyasal, Biyolojik, Organik, İnorganik, Bakteriyolojik, Radyonükleit kirlilik olduğu saptanmıştır. Tüm bu kirliliklere bağlı olarak bugün Menderes nehir suyunda yüksek oranda tuzluluk-elektriksel iletkenlik-Bor-ağır metal -pestisit kirlililiği vardır. Bugün Büyük Menderes nehir suyundaki ağır metal kirliliği o kadar yüksek seviyelere ulaşmıştır ki, yapılan çalışmalarda ağır metaller sadece nehir suyunda, balıklarda ve su kuşlarında değil, kuş yumurtalarında bile yüksek seviyelerde saptanmıştır. 2015 yılında Adnan Menderes Üniversitesi tarafından yapılan çalışmada Koçarlı, Umurlu, Büyük Menderes Deltası bölgesi sularında balık organlarında ağır metal kirliliğine bağlı geri dönüşümsüz histopatolojik değişiklikler saptanmıştır. 2018 yılında Celal Bayar Üniversitesi tarafından Büyük Menderes nehrinde yapılan çalışmada nehir suyu, çözülmüş Oksijen parametresi bakımından üçüncü kalitede bulunmuştur. Çalışmada Menderes nehrinde Oksijen seviyesindeki azalma endüstriyel ve kentsel kirlilik yüküne bağlanmıştır. Bu çalışmaya göre Menderes nehrinde Oksijen miktarı var ile yok arasında sınır seviyede bulunmaktadır. Bu seviyede Oksijen olan suda ise canlıların yaşaması mümkün değildir. Bu kalitedeki suda, su içi canlılar ölmeye yada evrim geçirip kirliliğe ve oksijensizliğe dayanıklı tür haline gelmeye mahkumdur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan çalışmaya göre Bafa gölü ve Büyük Menderes Deltasında tuzluluk oranı 1988-1997 yıllarında yüzde300 artmıştır. 1999 yılında Sarı ve arkadaşları Bafa gölünde balık faunasının tuzluluk artışına bağlı değişikliğe uğradığını saptadı. Bunun anlamı Bafa gölünde kirliliğe bağlı olarak bugün artık bildiğimiz balık türlerinin yaşamadığı, kirliliğe dayanıklı genetik yapısı değişmiş yeni balık türlerinin yaşamaya başladığıdır. Bafa gölü ve Büyük Menderes Deltasında bu kirliliğe uyum sağlayamayan balıklar ise her gün az yada çok miktarda ölmektedir. Nitekim Murat Yabanlı’nın 2006 yılında yaptığı çalışmada olduğu gibi Bafa gölü ve Büyük Menderes Deltasında meydana gelen toplu balık ölümlerinin sebebi su kalitesindeki düşüş ve tuzluluktur. Büyük Menderes Deltası, su kuşları için sığınak görevi görmektedir. Burada 2016 yılında Rasih Kocagöz ve arkadaşlarının yaptığı araştırmada nehir suyunda, tortu, balık ve su kuşlarında ağır metaller ve kalıcı organik kirleticiler saptanmıştır. Bu çalışmaya göre ağır metaller insan sağlığı içinde risk oluşturmaktadır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2016 yılında yayınladığı araştırmada 2014-2015 döneminde Bafa gölünde su kuş tür sayısının 38, su kuş sayısının yüzde 47 azaldığını açıkladı. Şimdi tüm bu ve benzeri onlarca çalışmaya baktığımızda Büyük Menderes nehrinde her gün az yada çok balık ölümlerinin yaşanması sürpriz değildir. Sürpriz olan bu kirlilik seviyelerinde Menderes nehir suyu içinde hala balıkların var olmasıdır. Bu gerçeklikler ortada iken 2018 yılı Mayıs ayında Söke bölgesinde yer alan Büyük Menderes Deltasında sayıları milyonları bulan toplu balık ölümleri konusunda Söke Cumhuriyet Savcılığının kararını anlamak ve kabul etmek mümkün değildir. Bu karar gerçeği yansıtmamaktadır. Kararda balık ölümleri Menderes nehrinde ani Oksijen azalmasına bağlanmış ama Oksijen seviyesindeki azalmanın sebebi ne araştırılmış nede belirtilmiştir. Kararda balık ölümlerinin her hangi bir çevre kirliliğine bağlı olmadığı, bu ölümlerde her hangi bir ikinci veya üçüncü tarafın sorumlu olmadığının belirtilmesi bilgi sığlığı ile açıklanabilecek basit bir durum değildir. Bu olayda Söke Cumhuriyet Savcılığının balık ölümlerinin sebebini kovuşturmaya gerek olmadığı yönündeki kararı kadar, Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün tutum ve davranışlarıda ilginç ve üzücüdür. Aydın Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünün, Menderes nehrindeki toplu balık ölümlerinin her hangi bir çevre kirliliğine bağlı olmadığı şeklindeki kararı, müdürlüğün Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Büyük Menderes nehir kirliliği ile ilgili yaptığı araştırmalardan bihaber olduğunu, aslını ve üstünü inkar ettiğini göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan Aydın’a yapmış oldukları en son ziyarette “Menderes nehrine sahip çıkılmasını, kirliliğe sebep olanlar hakkında gereğinin yapılması konusunda tüm kesimleri göreve çağırmıştır”. Büyük Menderes nehir kirliliği ve nehirde her gün yaşanan balık ölümleri hafife alınacak, ayak üstü veya yalap şalap kararlarla geçiştirilecek bir durum değildir. Bu konuda sayın Cumhurbaşkanımızın emirleri ortada olup Aydın Valiliğinin Söke Cumhuriyet Savcılığının kovuşturmaya gerek yok şeklindeki kararına itiraz etmesi, yeni bir araştırma komisyonu oluşturup gerçeği ortaya çıkarması, görev ve sorumluluğu dışında insanlık borcudur. Aksi bir tutum Büyük Menderes nehrinde balıkların bir defa daha toplu şekilde ölmesi, öldürülmesi demektir. Aksi bir tutum Aydın halkının vicdanlarında Büyük Menderes nehir kirliliğinden daha kirli, daha kara bir leke olarak ilelebet kalacaktır.
Yorumlar