Sizlere önceki yazılarımda 'Rothscild - Para İmparatorluğu. Derin Yahudi Devleti' isimli okumakta olduğum bir kitaptan söz etmiştim. George Armstrong'un yazdığı ve 23'üncü baskısını yapan bu kitabı okuyunca anladım ki Türk Milleti kendisi için tehlike arz edebilecek kavimler hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalı. Gerçi okuma özürlü bir toplumuz  ama ben yine de dikkat çeken bazı paragrafları buraya almadan geçemeyeceğim. Söz konusu kitabın 7'nci sayfasında "Çevirmenden" bölümünün 2'nci paragrafı; "Kökenleri tahminen Hazar Türklerine kadar uzanan Rothschild ailesi Almanya’da 1743 yılında doğan Mayer Amschel ile başlamıştır. Kesin ve sert gizlilik yasaları olan aile o tarihten itibaren servetini ve içinde bulunduğu operasyonları sır olarak saklamıştır. Ailenin buyuk serveti kara para işiyle başlamış ve savaşan devletlerin finansmanıyla devam etmiştir. Rothschild ailesi Waterloo Savaşı’nı, Bolşevik Devrimi’ni, Amerikan İç Savaşı’nı, 1. ve 2. Dünya Savaşı’nı finanse eden olarak bilinmektedirler. Yahudi İhtiyar Meclisi ve Siyonist hareketi her zaman desteklemiş olup, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Siyonizm’in kurucusu ve Rothschild ailesinin yakın dostu Teodor Herzl, 2. Abdulhamit’ten Filistin’de kurulacak bir Yahudi devleti için toprak istemiştir. 1. Dünya Savaşı sonrası tüm Avrupa hükumetlerinde aile bireyleri bakan hatta başbakan olarak görev yapmışlardır. Versay Anlaşması’nda Rothschildların katkısı buyuk olmuş ve bu anlaşma sonrası Almanya bunalıma sürüklenmiştir." Yine bu kitabı okuyunca anladım ki Ortadoğu'da bir İsrail Devleti İslam Dünyası'nın kalbine saplanmış bir hançerdir. Yanı sıra ABD'nin başına da Hristiyan Siyonistlerin yani Evanjelistlerin gelmiş olması bu saatten sonra Dünya'da barışı beklemenin hatalı bir beklenti olduğu idi. Tabii  Emperyalist ABD tarafından 1991 yılında başlatılan Haçlı Savaşları'nın devam etmekte olduğu gerçeği ile Ortadoğu'da İsrail'in güvenliği için başlatılan ve aralarında Türkiye,Irak,İran ve Suriye'nin de bulunduğu 22 İslam Ülkesinin sınırlarını değiştirmeye  programlanmış Büyük Ortadoğu Projesi daha doğrusu Nil Nehri ile Fırat Nehri arasında ki toprakları Büyük İsrail İmparatorluğu'na vermeyi hedefleyen Büyük İsrail Projesi'nin halen yürürlükte olduğu gerçeğini göz önüne getirdiğimde Ülkem ve Aziz Milletim için  gelecek kaygılarım daha da artıyor. Tüm bunlara ilaveten İsrailli vatandaşların Harran Ovası dahil olmak üzere yıllardır Güney ve Güneydoğu bölgemizde satın aldığı toprakların kaç milyon metrekareye ulaştığı devletin kayıtlarında mevcuttur. İlaveten İsrailli hamile kadınların doğum için Urfa ve Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu İllerimizdeki hastaneleri tercih etmeleri neticesinde 1990'lı yılların başından itibaren çifte pasaportlu bebeklerin bu gün 25-30 yaşlarında olmaları. Güneydoğu'da toprak sahibi olma ihtimali yüksek olan bu şahıslar yarın ülkemize gelip "Bu topraklar benim vatanım, ben burada doğdum." dediğinde yapabilecek bir şeyimizin olmaması yazık ki endişe verici. Bu arada 24 Haziran Seçimlerinden sonra parlamenter sistem değişmezse TBMM'ne 2003'teki 1 Mart Tezkeresine benzer bir tezkere gelebilir. Sistem değişirse başımız dertte demektir. Zira Sonbahar'a kalır mı bilmiyorum ama yukarıda belirttiğim gibi Büyük İsrail Projesi takır takır çalışıyor sanırım önümüzdeki bir kaç ay içinde bu sefer ABD destekli İsrail kendi güvenliğinin teminatı için İran'a saldıracak. Korkarım bu kez işin içine biyolojik ve nükleer savaş yöntemleri de katılacak. İşin en kötü tarafı ise bu güne kadar yetkililer tarafından yalanlanmayan İncirlik Hava Üssü'nde kontrolü Amerikalılarda bulunan 90 adet nükleer bomba gerçeği. İran'da İsrail tarafından saldırıya uğrarsa önce İncirlik'i bombalamayı düşünecektir doğal olarak. Hala kafamı karıştıran nokta 2003'te iktidar partisi tarafından TBMM'ne getirilen 1 Mart Irak Tezkeresi'nde ABD Irak'a saldırmak üzere 60.000 muharip, 40.000 lojistik askeri gücün Türkiye'de konuşlanmasını istemiş.Irak bizim Güneydoğumuzda,Irak'a saldırmak için bizden güney ve güneydoğu illerimizden havaalanları ve üsler istemesi gerekirken Çorlu ve Trabzon Havaalanlarını neden istedi bizden. Sonra 60 bin kişilik muharip askere karşılık 40 bin kişilik lojistik asker fazla değil mi? Profesyonel Askerlerimiz daha iyi bilir ama,burada cevap verilmeyen sorular var sanki. Yoksa bu Coniler Irak'la birlikte bizim ülkemizi de mi işgal etmeye niyetlenmişti. Bu konuda MHP eski Milletvekili Rahmetli Deniz Bölükbaşı'nın "1 Mart vakası, Irak Tezkeresi ve Sonrası" adlı kitabında daha aydınlatıcı bilgiler vardı,ancak kitabın tüm kitapçılarda baskısı tükenmiş ve kitap karaborsaya düşmüş.15 liralık kitap piyasada 58 liraya satılıyor. Bu arada bizim Müslüman Amerikan Askerlerinin komşumuz Hristiyan Irak'a saldırmaları için yardımcı olmamız,hava sahamızı ve limanlarımızı açmamız ne kadar normal ise şimdi yine Müslüman İsrail için Hristiyan İran'a saldırırken yardımcı olmamız da gayet normal sanırım. Malum Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim'de Yüce Allah defalarca Yahudileri lanetlemiyor. Ben bu ülkede "Elhamdülillah Müslümanım" diyen sayın yöneticilerimizi mümkünse biraz daha inançlarında ve eylemlerinde samimi olmaya davet ediyorum. En azından söyledikleriniz ile yaptıklarınız birbirine benzesin lütfen. Ben burada başta sözünü ettiğim kitabın 13'üncü sayfasından  bir iki paragraf daha paylaşmadan yazıyı noktalamak istemiyorum; Rothschild finans imparatorluğunun kurucusunun 1812’deki ölümündeki serveti veya bu mal varlığının bu günkü gerçek değeri tam olarak bilinmese de dünyadaki tüm servetin yarısına eşit olduğu tahmin edilmektedir. Bu buyuk servet şimdiye kadar buyuk bir aç gözlülük ve enerji ile Yahudi olmayan insanların ve dünyadaki ülkelerin sömürülmesi üzerine kuruludur. Bu süreçte kullanılan yöntemler döviz spekülasyonları, para operasyonları ve savaşlardır. Rothschildlar bu operasyonlarda her zaman zenginlikleri ve siyasi güçleri sayesinde buyuk karlar yapmışlardır. Şimdiye kadar bu nedenlerle bizler pek çok ekonomik yıkım ve savaş yaşamışızdır. Yahudi Protokolleri olarak bilenen belgeler ile Komünist prensipler amaç ve niyet acılarından birbirleriyle aynı olup tüm dünyanın kontrolünü ele geçirmeyi amaçlarlar. Bu belgeler Mayer Amschel’in olumu öncesi yayınlanmıştır ve bu şahsın prensipleri yansıtmaktadır. Pek çok Yahudi dostu olan bir kişi olarak, bu kitabı Yahudi aleyhtarı propaganda için yazmadım. Bu kitabı yazmaktaki amacım Yahudi problemimize yasama yoluyla barışçıl bir çözüm bulmaktır. Kitapta belirttiğim çözümler ülkemizdeki insanların Yahudilerin kölesi haline gelmesine mani olacak ve ayrıca aramızda denge kurmak suretiyle Yahudilere de yararlı olacak tekliflerdir. Bu kitabı yazarken ülkeme hizmet dışında başka bir amacım yoktur. Bu kitabı yazarak en azından yargılanma riski aldığımın farkındayım. Eylül 12, 1940. George ARMSTRONG Biz Müslüman Türkler için İsrailoğulları konusunda oldukça aydınlatıcı bilgiler içeren bu kitabın tamamını buraya aktarmam elbette ki mümkün değil. Ama ben Dünyada Yahudi olmayan herkesin bu kitabı okuması gerektiğini düşünüyorum.Hatta ücretsiz olarak kitabı okumak isteyenler Google Hazretlerinden kitabın pdf dosyasını pc'lerine indirip okuyabilirler. Selam ve Saygılarımla...