Dünya Sağlık Örgütü’ne göre tüm hastalıkların yüzde 80 sebebi çevre kirliliği. Yine ölüme sebep olan kalp damar, solunum sistemi, beyin damar hastalıkları, kanser hastalıklarına bağlı gelişen ölümlerin 1/3’de çevre kirliliği. Dünyada her yıl çevre kirliliğine bağlı 12.7 milyon kişi ölmekte. Bu ölümlerden 7 milyonu ise hava kirliliğine bağlı. Aydın son yıllarda giderek artan çevre problemleri yaşamaktadır. 2014 yılında Türkiye’de en fazla hava kirliliği olan 8’ci il Aydın idi. Büyük Menderes havzasına hayat veren Büyük Menderes nehri şu anda Türkiye’nin en kirli 3’cü nehri durumundadır. Kirli Menderes nehri suları ile sulanan topraklardaki kirlilik ise Menderes nehrinden 5 kat daha fazladır. Bu kirli topraklarda yetiştirilen tarımsal ürünler ise sağlıklı gıda özelliğini kaybetmekte, bu besinleri tüketen insanlarda hastalıklara ve kansere sebep olabilmektedir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Aydın’da kanserlere bağlı ölümler Türkiye ortalamasından iki kat fazladır. Yine dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı ölümlerin en fazla olduğu 3’üncü il Aydın’dır. TÜİK 2017 verilerine göre de Aydın Türkiye’deki 81 il arasında yaşanılabilecek 68’nci ildir. Yine 2017 yılında Aydın intiharların en fazla olduğu 7’nci il olmuştur. Aydın’daki tüm bu olumsuzlukları meslek örgütleri, Çevre Dernekleri olarak pek çok defa ve ortamda dile getirip çözüm talep ettik fakat bugüne kadar değişen bir şey olmadı. Aydın milletvekillerinden bazıları Aydın çevre kirliliğinin araştırılması için TBMM’de araştırma önergesi verdi fakat bu önergeler kabul görmedi. TC Anayasası 46’cı maddesine göre; “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir”. Aydın’da yaşayan bir vatandaş olarak Metin Aydın olarak ben bu hakkımı kullanarak TBMM’de bulunan Dilekçe Komisyonuna başvurarak Aydın’daki çevre kirliliğine bağlı meydana gelen su, hava, toprak, besin kirliliklerinin ve Aydın’da giderek artan hastalık ve ölümlerin araştırılması için başvurdum. Bu dilekçenin gereğinin yapılması için 200 üstünde kişi bu dilekçeye destek vererek imza attı. Peki sonuç ne mi oldu ? TBMM Dilekçe Komisyonundan bana gelen cevap aşağıdadır. Bu dilekçeye verilen cevap konusundaki şahsi görüşlerimizi önümüzdeki yazılarımızda dile getireceğiz. DİLEKÇE : Aydın’da faaliyet gösteren jeotermal santrallerin çevreye insan sağlığına ve tarıma verdiği zararların TBMM’de araştırılarak gerekli yasal düzenlemelerin çıkarılmasını talep ediyor. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Komisyonumuza gönderilen cevabı yazıda; ÇED yönetmeliği kapsamında Aydın Valiliği (Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü) ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen ÇED süreçlerinde; Aydın Valiliği Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Aydın Valiliği İl Halk Sağlığı Müdürlüğü, DSİ Genel Müdürlüğü/DSİ Bölge Müdürlüğü Komisyon Üyesi olarak yer aldığı jeotermal enerji santrallerinin hava, su, toprak ve sağlık üzerine olabilecek etkileri, ilgili komisyon üyesi kurumların ve Bakanlık mevzuatları ve teknik deneyimleri çerçevesinde incelendiği, Yönetmeliklerde belirlenen hava, su, toprak kirliliği için eşik değerleri kapsamında tüm koşulların sağlandığı, ayrıca ilave tüm tedbirlerin hazırlanan ÇED raporlarında yer aldığı ifade edilmektedir. Sağlık Bakanlığı tarafından Komisyonumuza gönderilen cevabı yazıda; İnsan merkezi yaklaşımla birey ve toplum sağlığını korumak ve geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle mücadele etmek, halkın yaşam kalitesini yükseltmek ve halk sağlığını tehdit eden konularda gerekli önlemleri aldırmak ilkelerinden hareketle, daha temiz bir çevre, yaşanabilir bir ülke ve gelecek nesillerin sağlığı konularında Dünya Sağlık Örgütü ( DSÖ),Avrupa Birliği ve çeşitli uluslar arası ve çeşitli uluslararası kuruluşlarda yapılan çalışmalar Bakanlıkça yakından izlenmekte, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ışığında bu konularla ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde gerekli çalışmaların yapıldığı ifade edilmektedir. Dilekçe ve ilgili kurumların cevabı yazıları incelenmiş olup beyan olunan açıklamalar dışında, bu aşamada 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun ve TBMM İçtüzüğü’nün 116’ncı maddesi uyarınca dilekçe hakkında Komisyonumuzca başka bir işlem yapılamayacağına karar verildi. TBMM Dilekçe Komisyon Üyeleri; Mihrimah Belma (Başkan), İsmail Bilen (Başkan Vekili), Canan Candemir Çelik (Sözcü), Ramazan Can (Katip).