Rızık, insanın yararlandığı şeydir. Böyle olunca ehlisünnet inancına göre helal de rızıktır, haram da rızıktır. Rızkı helal yollarla alırsanız Allah’ın arzusuna göre vebali değil şükrü vardır, şükrü yerine getirirseniz, Allah’ın rızasını yerine getirmiş olursunuz. Allah’ın yarattığı niyetleri gayrimeşru yollardan elde ederseniz haram olur. Ama haram da, helal de rızıktır. İnsanlar onlardan da yararlanıyor. Haram elma, ekmek yiyen de var ama Allah’ın yarattığı şeylerin dışına çıkarsanız yani kırmızı çizgiyi geçerseniz haram olur. Ehlisünnet inancı böyledir.
Resulullah Efendimiz diyor ki; “Rızık kapısı arşa, arşın perdelerine kadar açıktır.” Kur’an-ı Kerim’de, Casiye Sûresi’nde yağmura da rızık denir. “Sizin için semada rızık vardır” diyor. Çünkü yağmur yağdığı zaman rızık olarak yararlandığımız şeyler yetişiyor. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’de yağmura rızık denir. Bazıları bu ayeti alarak “Rızık Allah’tandır. Rızık semada. Çalışmaya gerek yok” diyor. Yok, öyle değil! Yağmur, rızık sebebi oluyor. Su, bitkilerin yaşamasına, gelişmesine yarıyor. Çalışmak insanın kendine düşen, Allah’ın emridir. Kur’an-ı Kerim’deki bütün ayetleri önüne koyup karar vereceksin. Bir tane ayeti yorumlamaya kalkarsan yanlış karar verirsin. Ee sen bütün ayetleri bilemezsin. O yüzden imamlara bakacaksın. İmam-ı Azam Ebu Hanife, Malik bin Enes, Ahmed bin Hanbel gibi imamların yolunu takip edeceğiz.
**
Halid b. Said’in babası Ebu Uhayha, oğlunun Müslüman olduğunu öğrenince; Müslüman olmayan çocukları onun arkasından saldı. Halid’i (r.a.) bulup getirdikleri zaman, Ebu Uhayha itip kakarak ona hakaret etti. Elindeki değneği başında kırıncaya kadar, ona dayak attı ve kendisine:
Sen Muhammed’in (Sallallahü aleyhi ve sellem) kendi kavmine aykırı hareket ettiğini ve onların ilahlarını kötülediğini, geçmiş atalarını ayıpladığını görüp duruyorsun da, ona tâbi oluyorsun ha! dedi.
Halid (r.a.) ise: Vallahi, o doğru söylüyor, doğru yapıyor. Ben, bunun için kendisine tâbi oldum, deyince Ebu Uhayha (r.a.) büsbütün kızdı. Ona sövüp saydıktan sonra:
Ey zelil! Yaramaz! İstediğin yere git! Vallahi, senin rızkını da keseceğim! dedi.
-Halid: "Sen benim rızkımı kesersen, Allah elbette bana geçineceğim şeyi ihsan eder" dedi.
Ebu Uhayha, Halid’i dısarı cıkarttırdı. Öteki Oğullarına: Eğer sizden biriniz onunla konuşacak olursa, ona yaptığım şeyi kendisine de yaparım, dedi. Halid’i hapsettirdi. Mekke’nin yakıcı sıcağı altında, aç, susuz bıraktırdı. Halid bir gün bir kolayını bulup babasının elinden kurtuldu. Habeş ülkesine hicret edinceye kadar, babasına görünmedi. Peygamberimiz’in (Sallallahü aleyhi ve sellem)yanından ayrılmadı. Habeşistan’a ikinci defa hicret emri cıkınca ilk Halid b. Said (r.a.) göç etmişti. Halid b. Said’in (r.a.) zevcesi Ümeyne (Hümeyne) Hatun da, ilk yıllarda Müslüman olmuştur.
Halid b. Said’in (r.a.) babası bir ara hastalanıp yatağa düşünce şöyle dedi:
Allah, bu hastalığımdan kaldırırsa Ebü Kebse’nin oğlunun (Peygamber Efendimiz’i kastediyor) tanrısına şu Mekke’nin ortasında bir daha tapılmayacak!
Halid de “Allah’ım onu yatağından kaldırma!” diye dua etmişti. İlahi netice, babası hastalığında öldü.