Değerli okurlar,
Felsefe ile ne kadar ilgilisiniz bilmem ama son zamanlarda hepimizin ilgili olduğu bir konu var: Mutsuzluk... Hepimizin mutsuz olduğu şeyler var şu hayatta. Belki birçoğumuzun ortak mutsuzluğu salgın hastalıklar, pandemi süreci, gıdadan yakıta, elektrikten elektroniğe gelen zamlar ya da savaşlar... Hepimiz mutsuzuz. Peki, hiç düşündünüz mü mutsuzluk üzerine? Felsefe ne der bu mutsuzluğa?
Felsefenin kötümser filozofu Arthur Schopenhaurer bu konuyla ilgili çokça düşünmüş ve mutluluğa ulaşma çabası ile ilgili bir kitap yazmış.
Schopenhauer’e göre yaratıkların en mutsuzu insandır ve irade, dünyaki bütün kötülüklerin çıkış noktasıdır. Dünya kötü bir yerdir ve kötülüğünün en belirleyici yönü, acı ve mutsuzluğun her yerde hazır ve nazır oluşudur. O halde bizi mutsuz eden dünyada nasıl mutlu olabiliriz? Onu da şöyle açıklar filozof:
1. Kabul edip tahammül etme: Dünyaya mutluluk beklentisi ile gelsek de kaderin olduğunu bilmeli ve onu kabul etmeliyiz.
2.Kıskançlıktan kaçınma: Hiçbir şey kıskançlık kadar uzlaşmasız ve acımasız değildir. Bu yüzden kıskançlık yapmamalıyız.
3.Karakter: Doğuştan getirdiğimiz karakter özelliklerinin yanında deneyimlerimiz sayesinde edindiğimiz karakterimiz de vardır ve biz bu karakteri mutlu olma yolunda olumlu şekillendirebiliriz.
Bizler,
"Sahip olmadığımız şeylere bakarken benim olsaydı nasıl olurdu diye düşünme eğilimindeyiz ve işte böylece yokluğu hissederiz. Oysa bunun yerine sahip olduğumuz şeyler için sık sık şunu düşünmemiz gerekirdi: Bunu kaybetsem ne olurdu?"
Anahtar cümlemiz işte tam da bu olmalı değerli okurlar: Bunu kaybetsem ne olurdu?
Sorumuzu her şey için sormalıyız.
-Sağlığımı kaybetsem ne olurdu?
-Eşimi kaybetsem ne olurdu?
-Evladımı kaybetsem ne olurdu?
-Annemi-babamı kaybetsem ne olurdu?
-İşimi kaybetsem ne olurdu?
-Beğenmediğim arabamı/motorumu/bisikletimi kaybetsem ne olurdu?
Sorular sıralanabilir.
Mutlulukta önemli olan sahip olmadığımız şeylere yönelmek değil sahip olduklarımıza yönelmektir.
Bir fabrika sahibi değilim. Niye bir fabrikam yok? Arabam 300 basmıyor? Niye bir ferrariye bilemiyorum? Telefonum elma logolu değil. Niye elma logolu bir telefonum yok. Yerine bir işim var ve işimi seviyorum. Arabam 300 basmıyor ama beni hiç yolda bırakmadı. Elma logolu bir telefonum yok ama annemin sesini istediğim her an duyabildiğim bir cihaza sahibim. Diyerek mutluluğu bulma yolunda ilerleyebiliriz.
Katılırsınız katılmazsınız ama ünlü düşünür bize mutluluğun yolunun elimizdekilere yönelip onların değerini bilmekte olduğunu söylüyor.
Bundan sonra tüm mutsuzlukların yanında mutlu olmaya yöneldiğimiz günler diliyorum.
Sahip olduğunuz ve sahip olmadığımız şeylerin keyfini sürün sevgili okurlar.
Bundan sonra Ses Gazetesi'ndeki köşe yazılarımda buluşmak dileğiyle.
Mutlu günler...
Şehrinaz Bayraktar