-Yönetmeye talip milletvekili adaylarına-  Üç kişinden ikisi mutlaka “bir”e tabi olmalı.. Bizim kültürümüz, bunu emrediyor.. Anarşistlerin dediği gibi otoritesiz/lidersiz devlet olmaz.. Ütopyacı anarşistlerin arzuları, adı üzerinde: ütopya... Bizde karşılığı yok.. Bizim medeniyet tasavvurumuzun temeli, ehliyetli lidere biattır.. Biat, tenkide mani olmadığı gibi, yeri de garanti değildir. Bizim muhafazakâr kültürümüz, birliği ve dirliği esas alır.. Yukarıdan bakan lider anlayışı, değerlerimiz gereği red edilmiştir. Milletiyle hemhal olmayan bir lider, kendine çalışan liderdir. Dünyalığı temel alan lider, millete hizmeti değil; kendi menfaatine hizmeti esas alır.. “Güneşi sağıma, ayı soluma koysanız, yine bu işten vazgeçmem” buyurarak liderlere rehber olan sevgili Peygamberimiz (sav)’in mefkûresine sahip bir lider olabiliyor musunuz? Hizmeti millet için, devlet için,  hak ve hakikat için yapabiliyor musunuz? Bunlarda “yok” olabiliyor musunuz? Ya da olabilecek misiniz? Dağdaki ümmetin derdiyle dertlenebiliyor musunuz? “Hizmet muvaffak olsun da varsın bizim yerimiz camiinin pabuçluğu olsun” düsturunu millete mal etmiş Hakikat İnsanı’nın yolunu örselemeden  Kızılemanız’a ekleyebiliyor musunuz? Kültürel erozyona maruz kalmadan irfani dirinliği hayata geçirebilecek birikiminiz var mı? Dicle kenarında bir kuzuyu kurt yese mesuliyet alabilecek misiniz? Kurulu düzene isyan ede(bile)cek misiniz? Kaç kişi millî menfaat için  arkadaşı lehine  beklentisiz çekilecek? Sosyal adaleti tesis edecek projeleriniz var mı? Değişimi hayata geçirecek cesaretiniz var mı? Değişimi ne denli kendinizde gerçekleştirdiniz? Değişimi, soysuzlaştırıcı, inkârcı bir tavır ve davranıştan tefrik edecek muhafazakâr derinliğiniz var mı? İkbal ve sefahat için terki mekân ederek mi hakiki ihtilali hayata geçireceksiniz? Tepeden inme emirlerle emir eri gibi projenin parçası gibi mi vazife göreceksiniz? Muhafazakarlıktan batıdan ithal bir korumacılığı mı yoksa Türk tipi seküler bir muhafazakarlığı mı anlıyorsunuz? Veyahut da İslam Medeniyetinin müteharrik (aksiyon) bir unsuru olan Muhafazakar Değişimi gerçekleştirerek bütün cihana  numune mi olacaksınız? Kültürü, Kültür Emperyalizmin yol açtığı çığırdan mı millete ram olacaksınız yoksa irfanî buudu (boyut) ana eksen olan harstan mı? Mahalliyattan cihanşümula bütün tavır ve davranışlarıyla sahici ve sahih kaynaktan beslenen bir ideali mi hayata geçireceksiniz? Zorba bir hal karşından dik duruş mu sergileyeceksiniz yoksa topuklarınız üzerinde birtakım topluluk adına hareket edenlerin yaptıklarıı gibi- tam bir “u” dönüşüyle inandığınız değerlere sırt mı çevireceksiniz? Bu da yetmezmiş gibi kerameti kendinden menkul ithal “protestan” islâmı, İslammış gibi insanlara yutturacak mısınız? İçi boş nutuklarla milleti arkanızdan mı sürükleyeceksiniz yoksa gerçek bir İslam Medeniyeti’nin yeniden doğuşuna değil; onu hayata geçirecek birikimi temsil edecek bir ufka sahip neslin yetişmesine mi katkı sağlayacaksınız? Her daim dik duran, millete hizmetin muvaffakıyet için en araka sıralarda olmayı ana gaye  edinen irfânî kültürü gösterebiliyor musunuz? Aldığınız modern zehiri sahih gelenekle temizleme kudretine sahip hissedebiliyor musunuz kendinizi? Millete, sahih değerlerini batı kültürünün imbiğinden süzülerek şırınga edilen kelimelerle mi hitap edeceksiniz? Siz, Batı’nın kendinde bulamayıp İslam Medeniyetinde mevcut hayata yeniden bakış, öteleri gerçek yapan “Hakiki Hayatı” vaad edip hakikate dönüştüren sistemden sizleri uzaklaştırmasına izin mi veriyorsunuz? Sezai Karakoç’un ifade ettiği gibi “(…) özü ve yapısıyla İslamın daima insanın ve geleceğin  yanında ve içinde  bulunacak mucizevi bir yanının bulunması”(1) İslamı daima alternatif bir sistem olarak mevcudiyeti sizi ne kadar alakadar etmektedir? Sizler neyin mücadelesini verdiğinize ne kadar müdrik siniz? Sol bir cenahtan iseniz sosyal adalete  hangi ölçüde vâkıfsınız? Ne kadar ulusalcı sınız? Milliyetçi ve Muhafazakar Demokrat iseniz bunların ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Milliyetçiliği, ötelemek için savunuyorsunuz? Yoksa yeniden uyanışa vesile olmasını temin için, dirilişi hayata geçirmek için hareket felsefesine inanıyorsunuz? Işık’ın Doğu’dan yükseleceğine inanıyorsanız Büyük Doğu idealine irtibatınız nedir? Sadece laf kalabalıklarıyla yeni nesli yönlendirmeye mi çalışıyorsunuz ? Batıdan çalınan Muhafazakar Demokratlığı neden kendinize rehber ediniyorsunuz diye bu görüşü savunanlara sorulduğunda iktidarda ne kadar muktedir oldunuz? Muhafazakar Değişim, İslam Medeniyet tasavvuruna alternatif değil, bilakis İslam’ın diriliş telakkisine omuz verme fikridir. Son soru: Değişimi dönüştürücü bir sistem mi yoksa özü koruyucu Muhafazakar Değişim mi olarak anlıyorsunuz? Eğer Muhafazakar Değişimi hayata geçirecek bir fikri yapıya sahipseniz, bu uğurda dışarıyla mücadele kendinizle mücadele ediyorsanız; yeni bir Medeniyet Tasavvurundan bahsedebiliriz. Vesselâm… 1-Sezai Karakoç, Çağ ve İlham II, Diriliş Yay.,s.31, İstanbul-2012.