İşin ehli olmak, o iş hakkında derin bilgiye, tecrübeye, maharet ve liyakate sahip olup takva ehli olmak demektir.
Her türlü idarî vazifeyi, onu, en güzel bir şekilde yerine getirecek liyakatli kişilere teslim etmek toplumu ayakta tutan hususiyetlerin başında gelir. Zira liyakatli olmayan bir kimseye, bir işi, mevki ve makamı teslim etmek, her türlü zararı, tehlike ve zulmü kabul edip göze almak demektir.
Yerel seçimlerin nasıl bir siyasi tablo ortaya çıkaracağı, elbette Türk milletinin kararına bağlıdır, ama seçim incesinde kimin nerede durduğu artık hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde netleşmiştir. Gizli kapaklı kirli ilişkiler ifşa olmuş, gerçek niyetler ortalığa saçılmıştır
Yeni hükümet sistemi ile birlikte ittifaklar siyasetin en belirleyici unsurları oldu. 24 Haziran seçimleri, sistemin test edilmesi kadar, ittifakların millette nasıl bir karşılık bulduğunun anlaşılması bakımından da ölçü oluşturdu. Türk milleti yeni sistemi benimseyip onayladı.
Cumhur İttifakı büyük bir teveccüh gördü ve bunun siyasi sonucunu aldı.
CUMHUR DA UYUM VAR
Şimdi yeni bir seçimin arifesindeyiz. Cumhur İttifakı başladığı gibi devam ediyor. Karşılaştığı sorunları aştı ve güzel bir iş birliği geliştirdi. Bu işbirliği elbette her iki partide de belli fedakarlıklar da gerektiriyor. Ancak, sistemin yerleşmesi, ülkenin huzuru ve devletin bekası her şeyden önemlidir ve öndedir. Nitekim Cumhur ittifakını oluşturan partiler bu önceliği esas aldıklarını, hem sözleriyle, hem de eylemleriyle net olarak ortaya koydular. Bu kararlılık ve samimiyet parti teşkilatlarında ve tabanlarında da karşılık buldu. Bugüne kadar Cumhur ittifakını oluşturan partilerde en küçük bir itiraz, bir küskünlük, bir kırgınlık ve istifaya rastlanmadı. O kadar ki, aday olarak açıklandığı halde sonradan geri çekilen isimler bile, durumu anlayışla karşılayıp partilerinin aldığı karara büyük bir saygı ve uyum gösterdiler. İş birliğinin genişleyeceği ve her iki tarafta da geri çekilecek adayların olacağı anlaşılıyor. Buna rağmen en küçük bir hareketlenme veya olumsuzluk ne duyuldu, ne görüldü.
BEKA SORUNU
Terörle mücadelenin tam olabilmesi ve bu kahpeliğin tamamen sona erebilmesi için dışımızdaki bataklığın kurutulması şarttır. Bunun yolu da Münbiç ve Fırat’ın doğusundan geçiyor. PKK uzantısı PYD sınırlarımızın ötesinde varlığını devam ettirdikçe bize huzur yoktur. ABD’nin bölgeden çekileceği açıklaması yılan hikayesine dönmüştür. Nitekim Trump’ın açıklamaları ile ABD yönetiminin tavrı ve yaptıkları arasında uçurum vardır. Çekilme ile birlikte değerlendirilen “Terörden arındırılmış bölge” planı, Türkiye’nin inisiyatifinde ve kontrolünde olmadıkça asla kabul edilemez. ABD’nin bu ikiyüzlü ve tutarsız tavırlarına daha fazla tahammül edemeyiz. Türkiye, Fırat’ın doğusunu temizlemekte daha fazla vakit kaybedemez.
KARAR MİLLETİN
Ülkemiz zor ve sıkı bir dönemden geçiyor. Etrafımız kuşatılmış durumdadır. Böyle bir dönemde, hiçbir parti kendi çıkarlarını ülke çıkarlarının önüne geçiremez. Akıl ve izan sahibi herkes ciddi bir beka sorunu ile karşı karşıya kaldığımızın farkındadır. “Beka sorunu” yok diyerek, meseleyi başka yerlere çekmek, hiç kimseye bir fayda getirmeyeceği gibi, bir bedeli de olacaktır. Türk milleti her şeyin farkındadır. Bedeli bizzat milletimiz ödemektedir. Dolayısı ile bu meseleyi hafife alanlara, başka yerlere çekmeye ve özellikle de terör uzantıları ile ittifak kurup işbirliği yaparak beka sorununu daha da derinleştirenlere hiç şüphesiz en net, en kesin ve en ağır cevabı Türk milleti verecektir.